|
20. Ders: İkinci Geliş Öncesi Yargı
Normalde bir mahkemede hangisi önce gelir, kanıtların sunulması ve hüküm mü, yoksa ceza mı? Tabii ki adil bir mahkemede ilk olarak kanıtlar dikkate alınır ki, masumluğa veya suçluluğa adaletle karar verilebilsin. Bundan sonra ise ceza infaz edilir veya sanık serbest bırakılır. Allah’ın yargısının bundan farklı olabileceğini düşünmek için herhangi bir neden var mı? Allah insanların hayatlarını değerlendirmeden onları cezalandırır veya ödüllendirir mi?
İsa’ya yargılama yetkisi ve hakkı verilmiş olduğu Kutsal Kitap’tan açıkça anlaşılıyor. O’nun başrahibimiz olduğunu da biliyoruz. Kutsal Kitap İsa’nın göğe yükseldiğinde Kutsal Yer’e hayvanların kanıyla değil, kendi değerli kanıyla ilk ve son kez olarak girdiğini belirtiyor. O tıpkı rahiplerin çöldeki ve Yeruşalim’deki tapınaklarda İsrailliler için hizmet ettikleri gibi, orada Allah’ın huzurunda bizim için hizmet etmektedir.
Kaderi Değiştiren derslerinden hatırlıyor olabileceğiniz gibi, başrahip senede bir kere özel bir ibadet hizmetini yürütmek üzere En Kutsal Yer’e girerdi. Bu güne Kefaret Günü deniyordu ve İsraillilerin günahlarının kalıcı olarak bağışlanmasını (bir tür yargı) simgeliyordu. Yeryüzündeki Kefaret Günü göksel tapınakta meydana gelen çok önemli bir olayı temsil ediyordu. Bu bizi nasıl etkiler? Kutsal Kitap’ı inceleyelim ve öğrenelim. Üç meleğin yeryüzündeki insanlara önemli mesajlar verişinin tasvir edildiği Vahiy 14. bölümden başlıyoruz.
S1. Birinci meleğin mesajı neydi? Vahiy 14:6, 7 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İlginçtir ki, üç meleğin mesajı İsa’nın dönüşünden önce verilmektedir. Ancak yine de, birinci melek Allah’ın yargılama saatinin gelmiş olduğunu söylemektedir. İsa’nın yeryüzüne dönüşünden önce yargı nasıl gerçekleşebilir? Bu sırrı Daniel kitabındaki bir peygamberlik sözünü inceleyerek çözmeye başlayalım.
S2. Daniel bu görümde ne gördü? Daniel 8:1–4 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S3. Bundan sonra ne oldu? Daniel 8:5–8 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S4. Keçinin boynuzu kırılarak dört boynuza bölündükten sonra ne oldu? Daniel 8:9–12 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu olağanüstü görümde bir tasvir yağmuru altında kalıyoruz; hayvanlar, boynuzlar, kanatlar ve meydan savaşları. Bu görümün anlamını çözmek mümkün müdür? Aslında, Kutsal Kitap’ı kullanırsak, epey basit. Koçu ve keçiyi tanımlayarak başlayalım.
S5. Koç kimdir? Keçi kimdir? Daniel 8:20–22 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu görüm Daniel 7. bölümde kayıtlı olan görümden öğrendiklerimizin devamından başka bir şey değil, daha doğrusu daha ayrıntılı bir anlatımı. İki birleşik krallığı simgeleyen iki boynuzlu koç (tıpkı Daniel 7:5 ayetindeki ayı gibi) Med–Pers İmparatorluğu’ydu. Belirgin boynuzu olan ve bu boynuzu kırılarak yerine dört yeni boynuz verilen keçi Grek İmparatorluğu’ydu. Grek İmparatorluğu’nun ilk ve en ünlü önderinin kim olduğunu hatırlıyor musunuz? Evet, Büyük İskender! Hatırlarsanız, İskender öldüğünde krallığı dört büyük generali arasında paylaştırılmıştı. Devam edelim.
S6. Küçük boynuz kimdir? Ne yapacaktır? Daniel 8:23–25 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tabii ki Daniel 7. bölümde şiddetli bir krallığı simgeleyen küçük boynuz da belirtiliyor. Küçük boynuzun öncelikle Roma İmparatorluğu’nu simgelediğini biliyoruz, daha sonra da dinî/politik bir yapı olan Katolik papalık sistemine dönüşüyor. Gücünün kendisine ait olmadığını fark ettiniz mi? Çünkü onu ejderhadan, yani Şeytan’dan alıyor (Vahiy 13:2). Daniel küçük boynuzun Allah’a ve O’nun halkına savaş açacağını gördü, bu aynı zamanda Daniel 7. ve Vahiy 13. bölümlerde de açıklanmıştır. Öyleyse tüm bu görümün amacı neydi? Daniel’e zamanın sonunda neler olacağını göstermekti. Daniel 8:17, 19, 26 ayetlerini okuyun.
S7. Allah gelecekteki olayları anlatmaya hangi krallıktan başlıyor?
Y. __________________________________________________
Allah geleceğe ait olayları açıklamaya Medler ve Perslerden başladı. İlginçtir ki, Daniel bu görümü M.Ö. 550 yılında, Kral Koreş’in Babil’i fethettiği M.Ö. 539’dan uzun yıllar önce aldı.
S8. Göksel varlıklardan biri diğer göksel varlığa ne sordu? Daniel 8:13 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S9. Diğer göksel varlığın yanıtı ne oldu? Daniel 8:14 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Okuduğumuz son iki ayetten açıkça anlaşıldığı üzere, bu görüm büyük ölçüde küçük boynuzun eylemleriyle ve Allah’ın kurtuluş planına saldırılarıyla ilgili. Allah’a karşı ilk saldırılarını 11. ayette görüyoruz, gözlerini yukarı dikiyor ve bu arzusu Allah’ın yerini alma çabasıyla doruğa ulaşıyor. 12. ayette gerçeği ayaklar altına alıyor, bu da tapınak hizmetinde ve Mesih’in hayatında, ölümünde, dirilişinde ve gökteki günlük hizmetinde açıkça yansıtılıyor. Hatta küçük boynuzun işleri o kadar kötü ki, 2300 akşam ve sabah (gün) geçtikten sonra tapınağın yeniden düzene konması (temizlenmesi) gerekiyor. Ancak çok önemli bir konuyu hatırımızda tutmalıyız. Bu zamana ilişkin bir peygamberlik sözü ve zamana ilişkin peygamberliklerde süreler çoğunlukla simgeseldir. Bu konuya biraz sonra döneceğiz.
S10. Görümü gördükten sonra Daniel kendini nasıl hissetti? Daniel 8:27 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kısacası Daniel son derece üzgündü, zira görümü anlamamıştı. Küçük boynuzun eylemlerinden dolayı dehşete kapılmıştı. Allah’ın halkı zulme uğrayacaktı, O’nun tapınağı kirletilecekti ve gelecek olan Mesih’in hizmeti sahte bir ibadet sistemi ile değiştirilecekti. Üstelik bunu engellemek için yapabileceği hiçbir şey de yoktu! Biz olsaydık başka bir şekilde hisseder miydik? Bundan sonra ne olduğunu görelim.
S11. Cebrail neden Daniel’e geldi? Daniel 9:20–23 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Daniel’in son gördüğü, küçük boynuzu içeren görümle ilgili olarak daha fazla ayrıntı verecekti. Daniel bunun Medlerin ve Perslerin egemenliği zamanında başlayacağını ve 2300 peygamberlik günü süreceğini zaten biliyordu. Şimdi ise tam olarak ne zaman başlayacağını ve nasıl biteceğini öğrenecekti!
S12. Yahudilere kaç hafta verilmişti? Daniel 9:24 ayetini okuyun.
Y. _________________________________________________
Allah Mesih’in yolunu hazırlamak için Yahudilere 2300 günün ilk 70 haftasını (490 gününü) veriyordu. 2300 günün simgesel olduğu daha önce belirtilmişti. Kutsal Kitap’ınızda 24. ayete ilişkin dipnota (Kutsal Kitap’ın çağdaş Türkçe çevirisinde) bakarsanız, bu 70 haftanın aslında 490 yıl olduğunu görürsünüz.[1] 2300 günlük peygamberlik sözünün ilk 490 günü aslında yıllar ise, sonraki 1810 günün de yıllar olduğu sonucunu rahatlıkla çıkarabiliriz. Bu gayet mantıklı, zira hem Med–Pers hem de Grek imparatorluklarının egemenlikleri yüzlerce yıl sürdü ve Daniel’in önceden gördüğü pek çok olay bunların yıkılmalarının ardından meydana geldi. Kısacası, bu peygamberlik sözü 2300 yıla yayılan bir dizi olayı özetliyor. Bu olayların ne olduklarını ve görümle nasıl ilgili olduklarını öğrenelim.
S13. Yeruşalim’i yeniden inşa etme emri ile Mesih’in hükümdarlığı arasında kaç hafta geçecekti? Daniel 9:25 ayetini okuyun:
Ve bilip anla ki, Yeruşalim’i eski haline koymak ve bina etmek için emrin çıkmasından mesholunan hükümdara kadar yedi hafta, ve altmış iki hafta olacak; o yine sokakla ve hendekle yapılacak, bu da sıkıntı vakitlerinde olacak. (KM)
Y. __________________________________________________
Öyleyse buraya kadar elimizde ne var? 2300 yıl süren ve Yeruşalim’i yeniden inşa etme emriyle başlayan bir peygamberlik sözü var. Bu emirden Mesih’in hükümdarlığına dek 69 simgesel hafta (483 yıl) geçecekti. Bu emrin ne zaman verildiğini öğrenmek mümkün müdür? Bunun ne zaman olduğunu öğrenmek için Ezra kitapçığına gidelim.
S14. Tapınağı yeniden inşa etmek için kaç Med–Pers kralı emir verdi? Ezra 6:14 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S15. Kral Artahşasta Yeruşalim’e kimlerin dönebileceğini söyledi? Ülkenin yasası ne olacaktı? Ezra 7:7, 25, 26 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tarihi iyice araştırdığımızda, Kral Artahşasta’nın emirlerinin Yahudilere hem Yeruşalim’i yeniden inşa etme, hem de ülkeyi Allah’ın yasalarına göre yöneterek kendilerini gelmekte olan Mesih’e hazırlama imkânı veren emirler olduğunu görüyoruz. Peki Kral Artahşasta bu fermanı hangi yılda çıkardı? Yıl M.Ö. 457’ydi. Şimdi peygamberlik sözünün başlangıç ve bitiş tarihlerini biliyoruz: M.Ö. 457 ve M.S. 1844. Bir zaman çizelgesi çizelim ve ilerledikçe bunu dolduralım.
|______________________________________|__________________________________________________________|
M.Ö. 457 ......? M.S 1844
(Yeniden inşa fermanı) (Mesih) (Tapınak temizlendi)
S16. 69 hafta (483 yıl) sonra ne olacaktı? 25. ayeti tekrar okuyun. Daniel 9:25: Ve bilip anla ki, Yeruşalim’i eski haline koymak ve bina etmek için emrin çıkmasından mesholunan hükümdara kadar yedi hafta, ve altmış iki hafta olacak; o yine sokakla ve hendekle yapılacak, bu da sıkıntı vakitlerinde olacak. (KM)
Y. __________________________________________________
483 yıl sonra, Mesih’in egemenliği başlayacaktı. Bu bize başka bir tarih veriyor. Zaman çizelgesinde 483 yıl ilerlediğimizde M.S. 27 yılına geliriz (0 yılı olmadığını unutmayın). Mesih’in egemenliği bu zamanda mı başladı?
S17. İsa’ya yeryüzündeki hizmetine başlamadan önce ne oldu? Luka 3:1, 21–23 ve Elçilerin İşleri 10:37, 38 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tarihin de yardımıyla, İsa’nın vaftiz olduğu yılı tıpkı Kutsal Kitap’ın gerçekleşeceğini söylediği gibi M.S. 27 olarak belirledik. Bildiğimiz üzere, bu İsa’nın yeryüzündeki hizmeti için meshedildiği zamandı. Dolayısıyla, Mesih’in ortaya çıkacağı tarih O’nun doğumuna işaret etmiyordu. O’nun meshedilmesine ve hizmetinin başlangıcına işaret ediyordu. Allah’ın Mesih’in gelişini tam yılına kadar öngörmesi hayret verici değil mi! Önceden edinilen bu bilgiye rağmen Yahudilerin O’nu reddetmeleri çok yazık değil mi! M.S. 1844 yılında ne olacağını ve bunun Kefaret Günü’nde yeryüzündeki tapınağın temizlenişiyle nasıl bağlantılı olduğunu görmek için peygamberlik sözünü incelemeye devam edelim.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“Dur, dur, dur biraz! Böldüğüm için özür dilerim, fakat birkaç şey söylemem gerekiyor” Mehmet araya girdi.
Fatma, “Sorun nedir?” diye sordu.
Mehmet konuya açıklık getirdi: “Aslında kötü bir şey yok, yalnızca bir–iki yorumda bulunmak istedim.”
Türkan, “Lütfen devam et” diye yanıtladı.
“Artık hepiniz beni gayet iyi tanıyorsunuz. Dolayısıyla bu dersi bu akşamki toplantıdan önce gözden geçirdiğimi söylersem herhalde şaşırmazsınız. Aslında tam olarak da öyle değil. Gerçekte bunu birkaç kez gözden geçirdim.”
Reşat şakayla, “Dert etmeyin Hocam, size darılmıyoruz” dedi. “Tarihle, imparatorlukların, Yunanistan’ın ve Pers krallığının simgesi olan keçiler ve koçlarla ilgili bir görümden söz edildiğini duyduğum anda aklınızdan neler geçtiğini merak ettim. Bu konu tam size göre.”
“Ne diyebilirim ki, karşı koyamadım! Her neyse, içimdeki tarih öğretmeni canlandı ve bu şeylerin bazılarını bizzat teyit etmek istedim. Ne bulduğumu biliyor musunuz?”
Türkan ağlandı: “Umarım bu tarihlerin hatalı olduğunu söylemezsiniz.”
“Hayır, hiç de değil. Hayret verici olan da bu. Tarihler doğru, olaylar da öyle. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?”
“Nasıl bilebiliriz ki? Dersi henüz bitirmedik” dedi Gül, gülümseyerek.
“En temel düzeyde, bu peygamberlik sözü Kutsal Kitap’a bütünüyle itimat edilebileceğini kanıtlıyor. Sizce Daniel tüm bu şeylerin meydana geleceğini tahmin edebilir miydi? Bazıları ‘Evet’ diyebilir. Fakat bence bunlar varsayımlara bağlanamaz, zira Daniel tarihleri tespit etmeye yarayan ipuçlarını da veriyor. Tarihleri!”
“Öyleyse tarihlerin ve olayların bilinen tarihle uyumlu olduklarını söylüyorsunuz, doğru mu?” dedi Mert. “Bu Nostradamus veya benzeri bir şey gibi her türlü yorumlanabilecek şifreli bir yazı olamaz.”
“Kesinlikle. Tüm bunların nereye vardığını görene dek bekleyin” dedi Mehmet, ellerin ovuşturarak. (Devam Edecek)
S18. Mesih Yahudilerle ne yapacaktı? Bu yedi yıllık dönemin ortasında ne olacaktı?
Gelecek önder birçoklarıyla bir haftalık sağlam bir antlaşma yapacak. Haftanın yarısı geçince, kurbanı da sunuyu da kaldıracak. (Daniel 9:27a, b).
Y. __________________________________________________
Burada Mesih’in Yahudilerle aslında yeni bir antlaşma yapmadığı önemle belirtilmelidir. Orijinal İbranice metinde bu fiil “yapmak” değil “tasdik etmek” anlamına geliyor. Dolayısıyla, Mesih halihazırda mevcut olan bir antlaşmayı tasdik ediyor. Bu hangi antlaşma olabilirdi? Kısacası, Kutsal Kitap’ta kayıtlı olan ve Eski Antlaşma boyunca sürekli olarak yenilenen en eski antlaşmaydı. Mesih hem yılanın başını ezecek olan “soy,” hem de tüm dünyayı bereketleyecek olan İbrahim’in “soyu”ydu.
S19. Mesih’in başına ne gelecekti? Daniel 9:26a ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kurbanların sona ermesiyle Mesih’in ölümü arasında bir bağlantı olması mümkün müdür? Kesinlikle! İsa öldüğünde kutsal yer ve en kutsal yeri birbirinden ayıran perdenin yırtıldığını biliyoruz (Matta 27:51). Günah kefareti kurbanlarına artık gerek yoktu, zira İsa tüm insanlığın günahları için kendi hayatını kurban etmişti. Baba Tanrı ile aramızdaki ayrılık duvarını yıktı. İnsanlığın O’nun aracılığıyla Allah’la barışabileceği kanal oldu. İsa’nın M.S. 31 yılında, Mesih’in İsrail’le antlaşmayı “tasdik edeceği” yedi yıllık dönemin ortalarında öldüğünü biliyoruz. Tekrar zaman çizelgesine bakalım.
|______________________________________|__________|__________|____________________________________|
M.Ö. 457 M.S. 27 M.S. 3 M.S. 34 M.S. 1844
(Yeniden inşa emri) (Mesih) (İsa Öldü) ? (Tapınak temizlendi)
S20. Yahudilerle yedi yıllık tasdik döneminin sonunu hangi olay belirledi? Elçilerin İşleri 6:8–15, 7:54–60 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa’nın müjdesini 3,5 yıl daha dinledikten sonra, din önderleri bıkmışlardı. Artık bunu duymak istemiyorlardı. Petrus ile Yakup’a zaten zulmedip vaaz etmemelerini emretmişlerdi. Şimdi bir adım ileri gittiler. İstefanos’u öldürerek diğer Hristiyanları tutuklamaya ve öldürmeye başladılar. Sınır çekilmişti, İsa Mesih’i resmen reddetmişlerdi. Antlaşmanın tasdik edilmesi için verilen yedi yıllık süre bitmişti. Bir kez daha, Allah gelecekteki olayları meydana geldiklerinde O’na imanımızın ve güvenimizin gelişmesi için önceden bildirdi.
M.S. 34 yılına 1810 yıl eklersek 1844 yılına ve bu peygamberlik sözünün bitiş olayına geliriz. Allah’ın önceki olaylar hakkındaki öngörülerine tanık olduktan sonra O’nun M.S. 1844 hakkında doğruyu söylediğinden herhangi bir şüphe olabilir mi? Kesinlikle hayır! Bitirmeden önce zaman çizelgesine son kez bakalım.
|_____________________________|__________|__________|_____________________________________________|
M.Ö. 457 M.S. 27 M.S. 31 M.S. 34 M.S. 1844
(Yeniden inşa emri) (Mesih) (İsa Öldü) (İstefanos'un ölümü) (Tapınak temizlendi)
S21. İlk olarak hangisi gerçekleşir, mahkeme sahnesi mi, İsa’nın krallığı alışı mı? Daniel 7:9, 10, 13, 14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu ayetlerden kitapların açılmasının ve yargının İsa’nın dönüşünden önce gerçekleştiği açıkça anlaşılıyor, İsa’nın krallığı alışı ise dönüşü zamanında. Bu nedenle İsa, “İşte tez geliyorum! Vereceğim ödüller yanımdadır” diyor (Vahiy 22:12). İsa, hayatlarını araştırmamış ise, kendi izleyicilerini nasıl ödüllendirebilir ve kendisini reddedenleri nasıl cezalandırabilir? Cevap, bunu yapamaz!
S22. Yargı nereden başlıyor? 1. Petrus 4:17 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Yargı Allah’ın ev halkından başlıyor, imanlı olduklarını iddia edenlerden başlıyor.
S23. İsa göksel tapınakta kendi halkının yararına ne yapıyor? 1. Yuhanna 2:1, 2; Romalılar 8:1; Matta 10:32, 33; İbraniler 9:11–14 ve Vahiy 3:5 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa bizi savunuyor ve kendisine ait olarak sayıyor! İmanlı için ne muhteşem bir vaat. Kötü işlerimizin iyi işlerimize ağır basmasından endişe etmemize gerek yok. Gökte olamayacağımızdan endişe etmemize gerek yok. Mesih’te gelişiyorsak ve O’nun gücü sayesinde değişen bir hayatı yaşıyorsak, gökte adımıza ayrılmış bir yerimiz vardır.
Bu gerçekler ışığında, bazı şeyleri aklımızda bulundurmalıyız:
1. Yeryüzündeki tapınak hizmetinde Kefaret Günü töreninin amacı, halkın itiraf edilen günahlarını kalıcı olarak silmek ve bu günahların sorumluluğunu Şeytan’ın başı üzerine koymaktı, böylece tapınak temizleniyordu. Bu tören İsa’nın şu anda gökte yürütmekte olduğu gerçeğinin bir örneğiydi. O halen göksel tapınağı tüm itiraf edilmiş günahlardan temizlemektedir.
2. İsa bizim başrahibimizdir. O bizim yararımıza gündelik olarak arabuluculuk yapmakla kalmaz, yargı sırasında bizim yerimizde durarak kendi hayatını bizimkine karşılık kalıcı bir fidye olarak sunar. O ölerek günahlarımızın cezasını ödedi, öyle ki gökte O’nunla birlikte olabilelim.
3. İsa her imanlının hayatını eylemlerinin imanlı olma iddiasıyla uyumlu olup olmadığını belirlemek üzere incelemelidir. Uyumlu değillerse, gökte ve yeni yeryüzünde hiçbir yerleri olmayacaktır (Matta 7:21–23).
M.S. 1844 yılında, İsa göksel tapınağın En Kutsal Yer’ine girdi. Şu anda O, insanların kendileri için Mesih’in doğruluğunu kabul veya reddetmiş olduklarını değerlendiriyor. Yalnızca Mesih’in doğruluğu yargıdan geçecek kadar iyidir, çünkü O hiç günah işlemeyen tek kişidir. Adınızın yargıda sırası geldiğinde İsa’nın doğruluğunun güvenceniz olmasını istemez misiniz? Mesih’i Rab ve Kurtarıcı olarak kabul etmediyseniz, şimdi etmenin tam zamanıdır.
Bu peygamberlik sözü, diğerleriyle birlikte, dünyanın sonunun gelmekte olduğunun başka bir kanıtı. Bu nedenle 3 meleğin mesajını komşularımızla, ailelerimizle ve dostlarımızla paylaşmalıyız. Bu zorluğu göğüslemeye hazır mısınız?
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“Vay canına!”
“Tüm diyebileceğin bu mu?” diye sordu Mehmet.
“Başka ne diyebilirim ki? Bu açık ara şimdiye dek okuduğum en derin konu. Şimdi Mehmet’in neden birkaç kez okuduğunu anlıyorum. Yarın neyi gözden geçireceğimi biliyorum” dedi Afife.
“Fatma, bu dersteki tarihe, peygamberlik sözlerine ve simgelere bayıldım. Fakat ana konu bu değildi. Sence ana konu neydi?” diye sordu Mehmet.
“Ana konu kurtuluşumun İsa Mesih’te güvence altında olması. O’nu kurbanlığım ve kurtarıcım olarak kabul edersem yargıdan korkmam gerekmiyor. O beni yargıda kendi doğruluğu ile savunuyor. O’nun çok yakında geleceğini de biliyorum ve hazır olmak istiyorum. Ayrıca bu ‘3 melek mesajı’nın ne anlama geldiğini de öğrenmek istiyorum” dedi Fatma.
“Sanırım bu kitap altın madeni gibi.” Mehmet Kutsal Kitap’ına hafifçe vurdu. “Keşke daha fazla insan bizim öğrendiklerimizi duyabilseydi. Belki bu derslerden daha fazla miktarda elimize geçirip dağıtabiliriz?”
Fatma gülümsedi: “Unutma Mehmet, buradan başlamamıştık. İki yıldan fazla oldu, Kaderi Değiştiren dersleri ile Yaratılış kitapçığından başlamıştık.”
Mert, “Bir şey kesin” dedi, “insanlar bu derin gerçeklere ulaşacaklarsa, elimizden geldiği kadar çok kişiye Kutsal Kitap’ı sevmeyi öğrenmelerinde yardımcı olmalıyız.”
Filiz söz aldı: “Sizi bilmem, ama bence bu dersi tekrar işlememiz gerekiyor. Bu kadar bilgi tek bir derste öğrenilemeyecek kadar fazla.”
Gül ekledi: “Bana çocuk olduğum için öyle geldiğini sanmıştım, bu yüzden bir şey söylemeyecektim.”
Fatma, “Öyleyse bunu ev ödevi yapalım” dedi. “Herkes önümüzdeki hafta içinde bunu yeniden işlemek için elinden gelen çabayı göstersin, haftaya öğrendiklerinizi anlatmak için hazırlıklı olarak gelin.”
Mehmet, “Burada bize olup bitenleri gösteren pek çok ayrıntı var” dedi. “Ancak ayrıntıların en önemli noktaları gözümüzden kaçırmasına izin vermeyelim. Yargı İsa’nın dönüşünden önce gerçekleşiyor. Yargı bizim Mesih’e hakiki bir imanımız olup olmadığını tespit ediyor. İmanımız hakiki ise, İsa’ın kanı günahlarımızı örtüyor ve daha şimdiden Allah’la barışık oluyoruz. Mesih’i tanıyanlar için yargı iyi haber demek, çünkü O’nda güvenceye sahibiz.”
Gül araya girdi: “Ya Mesih’i kabul etmeyenler ne olacak?”
“Yargı onlar için pek de iyi bir haber değil. Bir hazırlanma çağrısı.”
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
[1] Peygamberlik sözlerinin yorumunda gün–yıl ilkesinin diğer örneklerini görmek için Hezekiel 4:6 ve Sayılar 14:34 ayetlerine bakın.
Normalde bir mahkemede hangisi önce gelir, kanıtların sunulması ve hüküm mü, yoksa ceza mı? Tabii ki adil bir mahkemede ilk olarak kanıtlar dikkate alınır ki, masumluğa veya suçluluğa adaletle karar verilebilsin. Bundan sonra ise ceza infaz edilir veya sanık serbest bırakılır. Allah’ın yargısının bundan farklı olabileceğini düşünmek için herhangi bir neden var mı? Allah insanların hayatlarını değerlendirmeden onları cezalandırır veya ödüllendirir mi?
İsa’ya yargılama yetkisi ve hakkı verilmiş olduğu Kutsal Kitap’tan açıkça anlaşılıyor. O’nun başrahibimiz olduğunu da biliyoruz. Kutsal Kitap İsa’nın göğe yükseldiğinde Kutsal Yer’e hayvanların kanıyla değil, kendi değerli kanıyla ilk ve son kez olarak girdiğini belirtiyor. O tıpkı rahiplerin çöldeki ve Yeruşalim’deki tapınaklarda İsrailliler için hizmet ettikleri gibi, orada Allah’ın huzurunda bizim için hizmet etmektedir.
Kaderi Değiştiren derslerinden hatırlıyor olabileceğiniz gibi, başrahip senede bir kere özel bir ibadet hizmetini yürütmek üzere En Kutsal Yer’e girerdi. Bu güne Kefaret Günü deniyordu ve İsraillilerin günahlarının kalıcı olarak bağışlanmasını (bir tür yargı) simgeliyordu. Yeryüzündeki Kefaret Günü göksel tapınakta meydana gelen çok önemli bir olayı temsil ediyordu. Bu bizi nasıl etkiler? Kutsal Kitap’ı inceleyelim ve öğrenelim. Üç meleğin yeryüzündeki insanlara önemli mesajlar verişinin tasvir edildiği Vahiy 14. bölümden başlıyoruz.
S1. Birinci meleğin mesajı neydi? Vahiy 14:6, 7 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İlginçtir ki, üç meleğin mesajı İsa’nın dönüşünden önce verilmektedir. Ancak yine de, birinci melek Allah’ın yargılama saatinin gelmiş olduğunu söylemektedir. İsa’nın yeryüzüne dönüşünden önce yargı nasıl gerçekleşebilir? Bu sırrı Daniel kitabındaki bir peygamberlik sözünü inceleyerek çözmeye başlayalım.
S2. Daniel bu görümde ne gördü? Daniel 8:1–4 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S3. Bundan sonra ne oldu? Daniel 8:5–8 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S4. Keçinin boynuzu kırılarak dört boynuza bölündükten sonra ne oldu? Daniel 8:9–12 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu olağanüstü görümde bir tasvir yağmuru altında kalıyoruz; hayvanlar, boynuzlar, kanatlar ve meydan savaşları. Bu görümün anlamını çözmek mümkün müdür? Aslında, Kutsal Kitap’ı kullanırsak, epey basit. Koçu ve keçiyi tanımlayarak başlayalım.
S5. Koç kimdir? Keçi kimdir? Daniel 8:20–22 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu görüm Daniel 7. bölümde kayıtlı olan görümden öğrendiklerimizin devamından başka bir şey değil, daha doğrusu daha ayrıntılı bir anlatımı. İki birleşik krallığı simgeleyen iki boynuzlu koç (tıpkı Daniel 7:5 ayetindeki ayı gibi) Med–Pers İmparatorluğu’ydu. Belirgin boynuzu olan ve bu boynuzu kırılarak yerine dört yeni boynuz verilen keçi Grek İmparatorluğu’ydu. Grek İmparatorluğu’nun ilk ve en ünlü önderinin kim olduğunu hatırlıyor musunuz? Evet, Büyük İskender! Hatırlarsanız, İskender öldüğünde krallığı dört büyük generali arasında paylaştırılmıştı. Devam edelim.
S6. Küçük boynuz kimdir? Ne yapacaktır? Daniel 8:23–25 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tabii ki Daniel 7. bölümde şiddetli bir krallığı simgeleyen küçük boynuz da belirtiliyor. Küçük boynuzun öncelikle Roma İmparatorluğu’nu simgelediğini biliyoruz, daha sonra da dinî/politik bir yapı olan Katolik papalık sistemine dönüşüyor. Gücünün kendisine ait olmadığını fark ettiniz mi? Çünkü onu ejderhadan, yani Şeytan’dan alıyor (Vahiy 13:2). Daniel küçük boynuzun Allah’a ve O’nun halkına savaş açacağını gördü, bu aynı zamanda Daniel 7. ve Vahiy 13. bölümlerde de açıklanmıştır. Öyleyse tüm bu görümün amacı neydi? Daniel’e zamanın sonunda neler olacağını göstermekti. Daniel 8:17, 19, 26 ayetlerini okuyun.
S7. Allah gelecekteki olayları anlatmaya hangi krallıktan başlıyor?
Y. __________________________________________________
Allah geleceğe ait olayları açıklamaya Medler ve Perslerden başladı. İlginçtir ki, Daniel bu görümü M.Ö. 550 yılında, Kral Koreş’in Babil’i fethettiği M.Ö. 539’dan uzun yıllar önce aldı.
S8. Göksel varlıklardan biri diğer göksel varlığa ne sordu? Daniel 8:13 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S9. Diğer göksel varlığın yanıtı ne oldu? Daniel 8:14 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Okuduğumuz son iki ayetten açıkça anlaşıldığı üzere, bu görüm büyük ölçüde küçük boynuzun eylemleriyle ve Allah’ın kurtuluş planına saldırılarıyla ilgili. Allah’a karşı ilk saldırılarını 11. ayette görüyoruz, gözlerini yukarı dikiyor ve bu arzusu Allah’ın yerini alma çabasıyla doruğa ulaşıyor. 12. ayette gerçeği ayaklar altına alıyor, bu da tapınak hizmetinde ve Mesih’in hayatında, ölümünde, dirilişinde ve gökteki günlük hizmetinde açıkça yansıtılıyor. Hatta küçük boynuzun işleri o kadar kötü ki, 2300 akşam ve sabah (gün) geçtikten sonra tapınağın yeniden düzene konması (temizlenmesi) gerekiyor. Ancak çok önemli bir konuyu hatırımızda tutmalıyız. Bu zamana ilişkin bir peygamberlik sözü ve zamana ilişkin peygamberliklerde süreler çoğunlukla simgeseldir. Bu konuya biraz sonra döneceğiz.
S10. Görümü gördükten sonra Daniel kendini nasıl hissetti? Daniel 8:27 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kısacası Daniel son derece üzgündü, zira görümü anlamamıştı. Küçük boynuzun eylemlerinden dolayı dehşete kapılmıştı. Allah’ın halkı zulme uğrayacaktı, O’nun tapınağı kirletilecekti ve gelecek olan Mesih’in hizmeti sahte bir ibadet sistemi ile değiştirilecekti. Üstelik bunu engellemek için yapabileceği hiçbir şey de yoktu! Biz olsaydık başka bir şekilde hisseder miydik? Bundan sonra ne olduğunu görelim.
S11. Cebrail neden Daniel’e geldi? Daniel 9:20–23 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Daniel’in son gördüğü, küçük boynuzu içeren görümle ilgili olarak daha fazla ayrıntı verecekti. Daniel bunun Medlerin ve Perslerin egemenliği zamanında başlayacağını ve 2300 peygamberlik günü süreceğini zaten biliyordu. Şimdi ise tam olarak ne zaman başlayacağını ve nasıl biteceğini öğrenecekti!
S12. Yahudilere kaç hafta verilmişti? Daniel 9:24 ayetini okuyun.
Y. _________________________________________________
Allah Mesih’in yolunu hazırlamak için Yahudilere 2300 günün ilk 70 haftasını (490 gününü) veriyordu. 2300 günün simgesel olduğu daha önce belirtilmişti. Kutsal Kitap’ınızda 24. ayete ilişkin dipnota (Kutsal Kitap’ın çağdaş Türkçe çevirisinde) bakarsanız, bu 70 haftanın aslında 490 yıl olduğunu görürsünüz.[1] 2300 günlük peygamberlik sözünün ilk 490 günü aslında yıllar ise, sonraki 1810 günün de yıllar olduğu sonucunu rahatlıkla çıkarabiliriz. Bu gayet mantıklı, zira hem Med–Pers hem de Grek imparatorluklarının egemenlikleri yüzlerce yıl sürdü ve Daniel’in önceden gördüğü pek çok olay bunların yıkılmalarının ardından meydana geldi. Kısacası, bu peygamberlik sözü 2300 yıla yayılan bir dizi olayı özetliyor. Bu olayların ne olduklarını ve görümle nasıl ilgili olduklarını öğrenelim.
S13. Yeruşalim’i yeniden inşa etme emri ile Mesih’in hükümdarlığı arasında kaç hafta geçecekti? Daniel 9:25 ayetini okuyun:
Ve bilip anla ki, Yeruşalim’i eski haline koymak ve bina etmek için emrin çıkmasından mesholunan hükümdara kadar yedi hafta, ve altmış iki hafta olacak; o yine sokakla ve hendekle yapılacak, bu da sıkıntı vakitlerinde olacak. (KM)
Y. __________________________________________________
Öyleyse buraya kadar elimizde ne var? 2300 yıl süren ve Yeruşalim’i yeniden inşa etme emriyle başlayan bir peygamberlik sözü var. Bu emirden Mesih’in hükümdarlığına dek 69 simgesel hafta (483 yıl) geçecekti. Bu emrin ne zaman verildiğini öğrenmek mümkün müdür? Bunun ne zaman olduğunu öğrenmek için Ezra kitapçığına gidelim.
S14. Tapınağı yeniden inşa etmek için kaç Med–Pers kralı emir verdi? Ezra 6:14 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S15. Kral Artahşasta Yeruşalim’e kimlerin dönebileceğini söyledi? Ülkenin yasası ne olacaktı? Ezra 7:7, 25, 26 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tarihi iyice araştırdığımızda, Kral Artahşasta’nın emirlerinin Yahudilere hem Yeruşalim’i yeniden inşa etme, hem de ülkeyi Allah’ın yasalarına göre yöneterek kendilerini gelmekte olan Mesih’e hazırlama imkânı veren emirler olduğunu görüyoruz. Peki Kral Artahşasta bu fermanı hangi yılda çıkardı? Yıl M.Ö. 457’ydi. Şimdi peygamberlik sözünün başlangıç ve bitiş tarihlerini biliyoruz: M.Ö. 457 ve M.S. 1844. Bir zaman çizelgesi çizelim ve ilerledikçe bunu dolduralım.
|______________________________________|__________________________________________________________|
M.Ö. 457 ......? M.S 1844
(Yeniden inşa fermanı) (Mesih) (Tapınak temizlendi)
S16. 69 hafta (483 yıl) sonra ne olacaktı? 25. ayeti tekrar okuyun. Daniel 9:25: Ve bilip anla ki, Yeruşalim’i eski haline koymak ve bina etmek için emrin çıkmasından mesholunan hükümdara kadar yedi hafta, ve altmış iki hafta olacak; o yine sokakla ve hendekle yapılacak, bu da sıkıntı vakitlerinde olacak. (KM)
Y. __________________________________________________
483 yıl sonra, Mesih’in egemenliği başlayacaktı. Bu bize başka bir tarih veriyor. Zaman çizelgesinde 483 yıl ilerlediğimizde M.S. 27 yılına geliriz (0 yılı olmadığını unutmayın). Mesih’in egemenliği bu zamanda mı başladı?
S17. İsa’ya yeryüzündeki hizmetine başlamadan önce ne oldu? Luka 3:1, 21–23 ve Elçilerin İşleri 10:37, 38 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tarihin de yardımıyla, İsa’nın vaftiz olduğu yılı tıpkı Kutsal Kitap’ın gerçekleşeceğini söylediği gibi M.S. 27 olarak belirledik. Bildiğimiz üzere, bu İsa’nın yeryüzündeki hizmeti için meshedildiği zamandı. Dolayısıyla, Mesih’in ortaya çıkacağı tarih O’nun doğumuna işaret etmiyordu. O’nun meshedilmesine ve hizmetinin başlangıcına işaret ediyordu. Allah’ın Mesih’in gelişini tam yılına kadar öngörmesi hayret verici değil mi! Önceden edinilen bu bilgiye rağmen Yahudilerin O’nu reddetmeleri çok yazık değil mi! M.S. 1844 yılında ne olacağını ve bunun Kefaret Günü’nde yeryüzündeki tapınağın temizlenişiyle nasıl bağlantılı olduğunu görmek için peygamberlik sözünü incelemeye devam edelim.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“Dur, dur, dur biraz! Böldüğüm için özür dilerim, fakat birkaç şey söylemem gerekiyor” Mehmet araya girdi.
Fatma, “Sorun nedir?” diye sordu.
Mehmet konuya açıklık getirdi: “Aslında kötü bir şey yok, yalnızca bir–iki yorumda bulunmak istedim.”
Türkan, “Lütfen devam et” diye yanıtladı.
“Artık hepiniz beni gayet iyi tanıyorsunuz. Dolayısıyla bu dersi bu akşamki toplantıdan önce gözden geçirdiğimi söylersem herhalde şaşırmazsınız. Aslında tam olarak da öyle değil. Gerçekte bunu birkaç kez gözden geçirdim.”
Reşat şakayla, “Dert etmeyin Hocam, size darılmıyoruz” dedi. “Tarihle, imparatorlukların, Yunanistan’ın ve Pers krallığının simgesi olan keçiler ve koçlarla ilgili bir görümden söz edildiğini duyduğum anda aklınızdan neler geçtiğini merak ettim. Bu konu tam size göre.”
“Ne diyebilirim ki, karşı koyamadım! Her neyse, içimdeki tarih öğretmeni canlandı ve bu şeylerin bazılarını bizzat teyit etmek istedim. Ne bulduğumu biliyor musunuz?”
Türkan ağlandı: “Umarım bu tarihlerin hatalı olduğunu söylemezsiniz.”
“Hayır, hiç de değil. Hayret verici olan da bu. Tarihler doğru, olaylar da öyle. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?”
“Nasıl bilebiliriz ki? Dersi henüz bitirmedik” dedi Gül, gülümseyerek.
“En temel düzeyde, bu peygamberlik sözü Kutsal Kitap’a bütünüyle itimat edilebileceğini kanıtlıyor. Sizce Daniel tüm bu şeylerin meydana geleceğini tahmin edebilir miydi? Bazıları ‘Evet’ diyebilir. Fakat bence bunlar varsayımlara bağlanamaz, zira Daniel tarihleri tespit etmeye yarayan ipuçlarını da veriyor. Tarihleri!”
“Öyleyse tarihlerin ve olayların bilinen tarihle uyumlu olduklarını söylüyorsunuz, doğru mu?” dedi Mert. “Bu Nostradamus veya benzeri bir şey gibi her türlü yorumlanabilecek şifreli bir yazı olamaz.”
“Kesinlikle. Tüm bunların nereye vardığını görene dek bekleyin” dedi Mehmet, ellerin ovuşturarak. (Devam Edecek)
S18. Mesih Yahudilerle ne yapacaktı? Bu yedi yıllık dönemin ortasında ne olacaktı?
Gelecek önder birçoklarıyla bir haftalık sağlam bir antlaşma yapacak. Haftanın yarısı geçince, kurbanı da sunuyu da kaldıracak. (Daniel 9:27a, b).
Y. __________________________________________________
Burada Mesih’in Yahudilerle aslında yeni bir antlaşma yapmadığı önemle belirtilmelidir. Orijinal İbranice metinde bu fiil “yapmak” değil “tasdik etmek” anlamına geliyor. Dolayısıyla, Mesih halihazırda mevcut olan bir antlaşmayı tasdik ediyor. Bu hangi antlaşma olabilirdi? Kısacası, Kutsal Kitap’ta kayıtlı olan ve Eski Antlaşma boyunca sürekli olarak yenilenen en eski antlaşmaydı. Mesih hem yılanın başını ezecek olan “soy,” hem de tüm dünyayı bereketleyecek olan İbrahim’in “soyu”ydu.
S19. Mesih’in başına ne gelecekti? Daniel 9:26a ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kurbanların sona ermesiyle Mesih’in ölümü arasında bir bağlantı olması mümkün müdür? Kesinlikle! İsa öldüğünde kutsal yer ve en kutsal yeri birbirinden ayıran perdenin yırtıldığını biliyoruz (Matta 27:51). Günah kefareti kurbanlarına artık gerek yoktu, zira İsa tüm insanlığın günahları için kendi hayatını kurban etmişti. Baba Tanrı ile aramızdaki ayrılık duvarını yıktı. İnsanlığın O’nun aracılığıyla Allah’la barışabileceği kanal oldu. İsa’nın M.S. 31 yılında, Mesih’in İsrail’le antlaşmayı “tasdik edeceği” yedi yıllık dönemin ortalarında öldüğünü biliyoruz. Tekrar zaman çizelgesine bakalım.
|______________________________________|__________|__________|____________________________________|
M.Ö. 457 M.S. 27 M.S. 3 M.S. 34 M.S. 1844
(Yeniden inşa emri) (Mesih) (İsa Öldü) ? (Tapınak temizlendi)
S20. Yahudilerle yedi yıllık tasdik döneminin sonunu hangi olay belirledi? Elçilerin İşleri 6:8–15, 7:54–60 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa’nın müjdesini 3,5 yıl daha dinledikten sonra, din önderleri bıkmışlardı. Artık bunu duymak istemiyorlardı. Petrus ile Yakup’a zaten zulmedip vaaz etmemelerini emretmişlerdi. Şimdi bir adım ileri gittiler. İstefanos’u öldürerek diğer Hristiyanları tutuklamaya ve öldürmeye başladılar. Sınır çekilmişti, İsa Mesih’i resmen reddetmişlerdi. Antlaşmanın tasdik edilmesi için verilen yedi yıllık süre bitmişti. Bir kez daha, Allah gelecekteki olayları meydana geldiklerinde O’na imanımızın ve güvenimizin gelişmesi için önceden bildirdi.
M.S. 34 yılına 1810 yıl eklersek 1844 yılına ve bu peygamberlik sözünün bitiş olayına geliriz. Allah’ın önceki olaylar hakkındaki öngörülerine tanık olduktan sonra O’nun M.S. 1844 hakkında doğruyu söylediğinden herhangi bir şüphe olabilir mi? Kesinlikle hayır! Bitirmeden önce zaman çizelgesine son kez bakalım.
|_____________________________|__________|__________|_____________________________________________|
M.Ö. 457 M.S. 27 M.S. 31 M.S. 34 M.S. 1844
(Yeniden inşa emri) (Mesih) (İsa Öldü) (İstefanos'un ölümü) (Tapınak temizlendi)
S21. İlk olarak hangisi gerçekleşir, mahkeme sahnesi mi, İsa’nın krallığı alışı mı? Daniel 7:9, 10, 13, 14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu ayetlerden kitapların açılmasının ve yargının İsa’nın dönüşünden önce gerçekleştiği açıkça anlaşılıyor, İsa’nın krallığı alışı ise dönüşü zamanında. Bu nedenle İsa, “İşte tez geliyorum! Vereceğim ödüller yanımdadır” diyor (Vahiy 22:12). İsa, hayatlarını araştırmamış ise, kendi izleyicilerini nasıl ödüllendirebilir ve kendisini reddedenleri nasıl cezalandırabilir? Cevap, bunu yapamaz!
S22. Yargı nereden başlıyor? 1. Petrus 4:17 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Yargı Allah’ın ev halkından başlıyor, imanlı olduklarını iddia edenlerden başlıyor.
S23. İsa göksel tapınakta kendi halkının yararına ne yapıyor? 1. Yuhanna 2:1, 2; Romalılar 8:1; Matta 10:32, 33; İbraniler 9:11–14 ve Vahiy 3:5 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa bizi savunuyor ve kendisine ait olarak sayıyor! İmanlı için ne muhteşem bir vaat. Kötü işlerimizin iyi işlerimize ağır basmasından endişe etmemize gerek yok. Gökte olamayacağımızdan endişe etmemize gerek yok. Mesih’te gelişiyorsak ve O’nun gücü sayesinde değişen bir hayatı yaşıyorsak, gökte adımıza ayrılmış bir yerimiz vardır.
Bu gerçekler ışığında, bazı şeyleri aklımızda bulundurmalıyız:
1. Yeryüzündeki tapınak hizmetinde Kefaret Günü töreninin amacı, halkın itiraf edilen günahlarını kalıcı olarak silmek ve bu günahların sorumluluğunu Şeytan’ın başı üzerine koymaktı, böylece tapınak temizleniyordu. Bu tören İsa’nın şu anda gökte yürütmekte olduğu gerçeğinin bir örneğiydi. O halen göksel tapınağı tüm itiraf edilmiş günahlardan temizlemektedir.
2. İsa bizim başrahibimizdir. O bizim yararımıza gündelik olarak arabuluculuk yapmakla kalmaz, yargı sırasında bizim yerimizde durarak kendi hayatını bizimkine karşılık kalıcı bir fidye olarak sunar. O ölerek günahlarımızın cezasını ödedi, öyle ki gökte O’nunla birlikte olabilelim.
3. İsa her imanlının hayatını eylemlerinin imanlı olma iddiasıyla uyumlu olup olmadığını belirlemek üzere incelemelidir. Uyumlu değillerse, gökte ve yeni yeryüzünde hiçbir yerleri olmayacaktır (Matta 7:21–23).
M.S. 1844 yılında, İsa göksel tapınağın En Kutsal Yer’ine girdi. Şu anda O, insanların kendileri için Mesih’in doğruluğunu kabul veya reddetmiş olduklarını değerlendiriyor. Yalnızca Mesih’in doğruluğu yargıdan geçecek kadar iyidir, çünkü O hiç günah işlemeyen tek kişidir. Adınızın yargıda sırası geldiğinde İsa’nın doğruluğunun güvenceniz olmasını istemez misiniz? Mesih’i Rab ve Kurtarıcı olarak kabul etmediyseniz, şimdi etmenin tam zamanıdır.
Bu peygamberlik sözü, diğerleriyle birlikte, dünyanın sonunun gelmekte olduğunun başka bir kanıtı. Bu nedenle 3 meleğin mesajını komşularımızla, ailelerimizle ve dostlarımızla paylaşmalıyız. Bu zorluğu göğüslemeye hazır mısınız?
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“Vay canına!”
“Tüm diyebileceğin bu mu?” diye sordu Mehmet.
“Başka ne diyebilirim ki? Bu açık ara şimdiye dek okuduğum en derin konu. Şimdi Mehmet’in neden birkaç kez okuduğunu anlıyorum. Yarın neyi gözden geçireceğimi biliyorum” dedi Afife.
“Fatma, bu dersteki tarihe, peygamberlik sözlerine ve simgelere bayıldım. Fakat ana konu bu değildi. Sence ana konu neydi?” diye sordu Mehmet.
“Ana konu kurtuluşumun İsa Mesih’te güvence altında olması. O’nu kurbanlığım ve kurtarıcım olarak kabul edersem yargıdan korkmam gerekmiyor. O beni yargıda kendi doğruluğu ile savunuyor. O’nun çok yakında geleceğini de biliyorum ve hazır olmak istiyorum. Ayrıca bu ‘3 melek mesajı’nın ne anlama geldiğini de öğrenmek istiyorum” dedi Fatma.
“Sanırım bu kitap altın madeni gibi.” Mehmet Kutsal Kitap’ına hafifçe vurdu. “Keşke daha fazla insan bizim öğrendiklerimizi duyabilseydi. Belki bu derslerden daha fazla miktarda elimize geçirip dağıtabiliriz?”
Fatma gülümsedi: “Unutma Mehmet, buradan başlamamıştık. İki yıldan fazla oldu, Kaderi Değiştiren dersleri ile Yaratılış kitapçığından başlamıştık.”
Mert, “Bir şey kesin” dedi, “insanlar bu derin gerçeklere ulaşacaklarsa, elimizden geldiği kadar çok kişiye Kutsal Kitap’ı sevmeyi öğrenmelerinde yardımcı olmalıyız.”
Filiz söz aldı: “Sizi bilmem, ama bence bu dersi tekrar işlememiz gerekiyor. Bu kadar bilgi tek bir derste öğrenilemeyecek kadar fazla.”
Gül ekledi: “Bana çocuk olduğum için öyle geldiğini sanmıştım, bu yüzden bir şey söylemeyecektim.”
Fatma, “Öyleyse bunu ev ödevi yapalım” dedi. “Herkes önümüzdeki hafta içinde bunu yeniden işlemek için elinden gelen çabayı göstersin, haftaya öğrendiklerinizi anlatmak için hazırlıklı olarak gelin.”
Mehmet, “Burada bize olup bitenleri gösteren pek çok ayrıntı var” dedi. “Ancak ayrıntıların en önemli noktaları gözümüzden kaçırmasına izin vermeyelim. Yargı İsa’nın dönüşünden önce gerçekleşiyor. Yargı bizim Mesih’e hakiki bir imanımız olup olmadığını tespit ediyor. İmanımız hakiki ise, İsa’ın kanı günahlarımızı örtüyor ve daha şimdiden Allah’la barışık oluyoruz. Mesih’i tanıyanlar için yargı iyi haber demek, çünkü O’nda güvenceye sahibiz.”
Gül araya girdi: “Ya Mesih’i kabul etmeyenler ne olacak?”
“Yargı onlar için pek de iyi bir haber değil. Bir hazırlanma çağrısı.”
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
[1] Peygamberlik sözlerinin yorumunda gün–yıl ilkesinin diğer örneklerini görmek için Hezekiel 4:6 ve Sayılar 14:34 ayetlerine bakın.