|
7. Karanlıktan Aydınlığa Doğru
İsa, “Tanrı’nın Egemenliği” hakkında diğer her konudan daha fazla konuştu. Tüm insanları bu egemenliğe davet ederek, iyilik ile kötülük hakikatlerini farklı bir boyuttan görmüş birisinin diliyle bunlardan söz etti. “Büyük Mücadele” başlıklı dersimizde evrendeki büyük savaşın iki tarafını ayrıntılı olarak inceledik. Her şeyin üzerinde egemenlik süren iyi Tanrımız’ın tahtına göz diken, ibadeti O’ndan çalmaya çalışan biri vardır. İyi ile kötü arasında süren evrensel üstünlük mücadelesi bilim kurgu gibi gelebilir, ancak tam da bu çok gerçek savaşın ortasında yaşıyoruz. Çevremizdeki dünyaya ve içindeki çatışmaya baktığımızda, Kutsal Yazılar’ın ışığında bu mükemmel anlam kazanıyor. Işığın tarafında Allah, İsa, Kutsal Ruh, sadık melekler, Kutsal Kitap yazarları, peygamberler ve ışığı izleyen kişiler var. Karanlığın tarafında ise Şeytan, onun düşmüş melekleri ve karanlığı seçerek aldatmak ve yanlış yönlendirmek üzere kullanılan kişiler var. Bu listeye, bilerek ya da bilmeyerek büyük savaşa dahil olan hükümetler, imparatorluklar, hareketler, diktatörler, şirketler, eğlence sektöründeki kişiler, yazarlar, hatta bilim adamları ve din önderleri gibi katılımcıları da ekleyebiliriz.
Her biri kendi etkisini insanları dürüstlüğe, ahlaka ve Yaratıcı Tanrı’ya ibadete yönlendirmek, ya da onları bencilliğe, inançsızlığa ve ölüme doğru itmek için kullanmıştır.
Her bir ordunun kendi stratejileri, silahları ve kullandıkları araçları var. Bu dersimizde Mesih’in egemenliğinde, Işığın tarafında nasıl ruhsal olarak silahlanabileceğimizi ayrıntılı olarak araştıracağız. Ayrıca Şeytan’ın tuzaklarından ve yalanlarından kaçınabilmek için onun kullandığı bazı stratejileri ve silahları gözden geçireceğiz.
S1. Allah sıradan insanlarla da konuşur mu, yoksa yalnızca peygamberlerle mi konuşur? Yaratılış 3:8 ve Yuhanna 10:27 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Allah gerçekten sıradan insanlarla konuşursa, kiminle ve nasıl konuşur?
S2. Allah insanlarla konuşmak için hangi yöntemleri kullanır?
S3. Allah insanlarla hangi şekillerde konuşmaz?
Dünyadaki uluslar ve kültürler arasında yukarıdaki metinlerde belirtilen yanlış uygulamaların pek çok farklı çeşitleri vardır. Uzakdoğu kültürlerinde tavuk tüyleri takan kabile büyücüleri büyülü sözler söylerler. Başka yerlerde “kötülüğü defetmek” için boyunlarına güya mistik güçlere sahip küçük tılsımlar ya da keseler bağlarlar. Batı adalarında “vudu” uygulanır. Ülkemizde, kökenleri Şamanizmden gelen her şeyden kaçınmak için bunların farkında olmalıyız. Allah bizi bunların kendi araçları olmadığına dair uyarıyor. Dünya çapındaki fal uygulamaları arasında tarot kartı okuma ve kahve falı bulunuyor. Allah açıkça bunların karanlığın güçlerinin bir parçası olduklarını ve bunlara katılmanın bizi düşmanın bölgesine götürdüğünü bildiriyor. Bazı kişiler ölülerle konuşmaya veya cinlerle iletişim kurmaya çalışıyorlar.[1] Bu da Allah’ın değil, Şeytan’ın işidir. Kültürümüzde yer alan bazı uygulamalar ve inançlar çok yaygındır, ancak bunlar paganizm kaynaklıdır. Bunlardan bazıları aklınıza geliyor mu?
S4. Pek çokları kendisinin veya başkasının kaderini Karanlık tarafın “araçlarını” kullanarak değiştirmeye çalışır. Bu yöntemler gerçekten herhangi bir yardım veya destek sağlar mı? Yeşaya 47:11–14 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Daniel 2. bölümdeki Nebukadnessar’ın rüyasını hatırlıyor musunuz? Büyücüler olan kralın önde gelen “bilgeleri” krala rüyasını anlamak için yardımcı olmada aciz kaldılar. Karanlığın güçlerinin yöntemlerine para harcamak ne kadar akılsızca ve bunlara duygusal yatırım yaparak umut bağlamak ne kadar tehlikelidir.
S5. Sahip olduğum, kökenleri okültizme veya Şamanist fikirlere dayanan malzemelere ne yapmalıyım? Elçilerin İşleri 19:18–20 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Tılsımlar, büyü, lanetler veya fal içeren her şey Şeytan’ın işidir. İsa’nın tarafını seçtiğimiz için bu etkinlikleri bırakarak onlardan vazgeçeriz.
S6. Peki ya kem göz; imanlının hayatında bunun nasıl bir yeri var? Çölde Sayım 23:23; Yaratılış 15:1 ve Yasanın Tekrarı 31:6 ayetlerini karşılaştırın.
Y.___________________________________________________
Korunmamız için Allah’a güvenmeliyiz. O bizim “kalkanımız” ve tüm kötülüklere karşı savunmamız olmalıdır. İtimadımız açıkça O’na olmalıdır. İbrahim’e verilen bütün vaatler bizim içindir, zira biz Mesih İsa’da onun yasal ruhsal varisleriyiz. Mavi nazar boncuğu kullanmak hikmet göstergesi değil, aksine zayıf imanın ve Allah’ın gücüne inançsızlığın belirtisidir. Markos 5:36 ayeti şöyle diyor: “İsa bu sözlere aldırmadan havra yöneticisine, ‘Korkma, yalnız iman et!’ dedi.” Korkudan özgür kılınmak İsa’yı kalplerimize almanın getirdiği büyük ödüllerden biridir!
S7. Kutsal Kitap bize korkuya ilişkin hangi öğüdü verir? Yeşu 1:9 ve Mezmur 27:1 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
S8. Peki ya kader? “Kaderimden korkmamalı mıyım?” Elçilerin İşleri 28:3–6 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Kaderi Değiştiren’le tanıştınız. O’nu kalbinize davet ettiyseniz, şimdi hayatınızı kontrol ediyor olmalıdır. İsa, Luka 12:32 ayetinde kayıtlı olduğu gibi, “Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız, egemenliği size vermeyi uygun gördü” dedi.
S9. Batıl inançlara karşı tavrımız nasıl Allah’ın Sözü’yle yönlendirilebilir? 1. Timoteos 4:7 ayetini okuyun.
Y.___________________________________________________
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Fatma masada Mert’in önüne bir tabak börek koyarken, “Oğlum, bu akşam küçük grubumuza katılabilecek misin?” diye sordu.
Mert cümlesine başlamadan önce ağzına koca bir parça börek attı ve mırıldanarak yanıtladı: “Üzgünüm anne, fakat iki gün sonra çok önemli bir kimya sınavım var. Bu akşam bazı arkadaşlarla buluşmam gerekiyor, birbirimize formüllerden sorular soracağız.”
Fatma gülerek, “Yavaş ol da medeni insan gibi ye!” dedi.
Mert’in kahvaltı masasında karşısında oturan on iki yaşındaki kızkardeşi konuştu: “Bu imkânsız, çünkü o medeni bir insan değil!”
Mert kız kardeşine gülümsedi ve sırf onu kızdırmak için çayına bir zeytin attı. Mert ayağa kalkarak, “Sakıncası yoksa bu böreği otobüse giderken yemek istiyorum” dedi. “Geç kaldım. Fakat bu akşam küçük grupta herkesten Yusuf için dua etmelerini ister misin?”
Fatma başını kaldırıp baktı. Yusuf çocukluğundan beri Mert’in en iyi arkadaşıydı. “Neler oluyor?”
Mert ağzını sildi ve “Karışık bir iş” dedi, “ama konu Yusuf’un kız arkadaşıyla ilgili. Ece bir falcıya gitmiş, ancak Yusuf’un başına önce iyi bir şey geleceğini, bunu korkunç bir şeyin izleyeceğini öğrenmiş. Hem Ece hem de Yusuf korkmuşlar.”
Gül’ün gözleri faltaşı gibi açıldı, Fatma ise kesinlikle dua edeceklerini söyledi. Daha fazlasını sormak için zaman yoktu çünkü Mert gitmişti. (Devam Edecek)
S10. Kral Saul neden öldü? 1. Tarihler 10:13, 14 ayetini okuyun.
Y.___________________________________________________
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Fatma’nın evinde toplanan grup, toplantıya Allah’tan çalışmalarını yönlendirmesini dileyen bir dua ile başladı. Fatma’nın kayınbiraderi bu akşam öne çıktı ve herkesten Kutsal Kitap’larını Elçilerin İşleri 16. bölüme açmalarını istedi. Okuma sırası Fatma’ya geldiğinde, yüksek sesle Elçilerin İşleri 16:13–15 ayetlerini okudu:
“Şabat Günü kent kapısından çıkıp ırmak kıyısına gittik. Orada bir dua yeri olacağını düşünüyorduk. Oturduk, orada toplanmış kadınlarla konuşmaya başladık. Bizi dinleyenler arasında Tiyatira Kenti’nden Lidya adında bir kadın vardı. Mor kumaş ticareti yapan Lidya, Tanrı’ya tapan biriydi. Pavlus’un söylediklerine kulak vermesi için Rab onun yüreğini açtı. Lidya, ev halkıyla birlikte vaftiz olduktan sonra bizi evine çağırdı. ‘Beni Rab’bin bir inanlısı kabul ediyorsanız, gelin, evimde kalın’ dedi ve bizi razı etti.”
On iki yaşındaki Gül söz aldı. “Anne, bu kadın aynı senin gibi! Bak, sen kadın giysileri satıyorsun, bu kadın da mor kumaş satıcısıymış. O iman etmiş, sen de iman ediyorsun.”
Mehmet aynı fikirdeydi: “Evet, Fatma, tanım sana epey uygun; duada ve konuksever bir kadın.”
Bu karşılaştırmayı duyunca Fatma’nın gözleri parladı ve bir an için dili tutuldu. “Lidya bir de tüm ev halkını imana yönlendirmişti, sanırım onlar da siz oluyorsunuz” dedi. Herkes bu ifadede hayalden çok gerçeklik olduğunu bilerek gülümsedi.
Okuma sırası Mehmet’e gelmişti, o da tarih öğretmeninin ses tonuyla, yavaş, net ve yetkin bir üslupla okumaya başladı. 16. bölümün 16. ayetinden devam etti:
“Bir gün biz dua yerine giderken, karşımıza, falcılık ruhuna tutulmuş köle bir kız çıktı. Bu kız, gelecekten haber vererek efendilerine bir hayli kazanç sağlıyordu. Pavlus’u ve bizleri izleyerek, ‘Bu adamlar yüce Tanrı’nın kullarıdır, size kurtuluş yolunu bildiriyorlar!’ diye bağırıp durdu. Ve günlerce sürdürdü bunu. Sonunda, bundan çok rahatsız olan Pavlus arkasına dönerek ruha, ‘İsa Mesih’in adıyla, bu kızın içinden çıkmanı buyuruyorum’ dedi. Ruh hemen kızın içinden çıktı.”
“Ah!” Fatma birden heyecanla seslendi: “Şimdi Mert’in sabah evden çıkmadan önce Yusuf ve Ece için ricasını hatırladım.” Fatma meseleyi herkese açıkladı.
Ekrem karısı Filiz’e baktı ve “Kahve falların gitti işte!” dedi.
Kadın sıkılarak “İyi de, bende kötü bir ruh yok, hem sadece kahve fincanlarına bakıyorum” dedi.
Mehmet tartışmayı yönlendirmek için söz aldı: “Kaderi Değiştiren derslerini işlerken bu konu hakkında bir şey söylendiğini hatırlıyorum. Fatma, Kaderi Değiştiren kitapçıkların burada mı?” Fatma kitapçıkları çıkardı ve Mehmet “Medyumluğa Karşı Mesafeli Olun” adlı dersi açtıktan sonra sayfaları tararken konuşmaya devam etti, “Filiz ve Ekrem, siz grubumuza biraz geç katıldınız, bu nedenle bu dersleri atlamış olabilirsiniz. Geri dönüp bunları kendiniz okursanız iyi edersiniz. Bunlar mükemmel. Bu dersin bir yerinde… Ah, işte burada, Kutsal Kitap’larınızı Yasanın Tekrarı 18. bölüm, 10–11 ayetlerine açın.”
Ayetleri birlikte okudular, sonra Mehmet şöyle dedi: “Kardeşimiz Filiz’in sorduğu soru, ‘Falcılık yapmama nedeni nedir?’ Sanırım aradığın yanıt genç dostlarımız Yusuf ve Ece kadar yakın. Falcılıktan ne fayda gördüler?”
İlk olarak Gül yanıtladı: “Pek de yardım görmediler. Korkuyorlar.”
Mehmet, “Yani, falcının sözlerine köle oldular” dedi.
Filiz araya girdi: “Ama ben kötü şeyler söylemeye çalışmıyorum, yalnızca insanların gelen şeyleri bilmelerine yardımcı oluyorum.”
Afife, “Sanırım öğretmen arkadaşımızın söylemeye çalıştığı” dedi, “falcılıkta çok ironik bir etki olduğu. Ece korkularından kurtulmak için falcıya gitti, ama bu aksine korkularını daha da arttırdı.”
Fatma’nın annesi kendi geçmişini düşünür gibi konuştu: “Şeytan korku aracılığıyla insanları esir tutmaya çalışır.”
Filiz sessizdi. Fatma konuştu: “Belki Allah bu şeylere karışmamızı korkunun artması sonucunu doğurduklarını bildiği için istemiyordur. Allah bizi sever ve korkmamızı istemez.”
Mehmet gülümsedi: “Sanırım mor kumaş satıcımız bir şey keşfetti.”
Herkes gülümsedi. Fakat Filiz çok keyif aldığı falcılığı ile Kutsal Yazı’nın öğretisi arasındaki bağdaşmazlıkla birdenbire yüz yüze geldiğinden huzursuz oldu. Fatma Filiz’in içindeki mücadeleyi yüzünden okuyordu. Fatma Filiz’in elini tutarak onu cesaretlendirdi.
“Filiz, anladığım kadarıyla kahve falına insanlar için gerçekten yararlı olduğuna inandığın için baktığını söylüyorsun, öyle mi?”
Filiz başıyla onayladı: “Evet, insanların kafalarının karıştığını ve incindiklerini görmek istemiyorum.”
Fatma, “Allah senden insanlara yardımcı olma arzundan vazgeçmeni istemiyor” dedi. “O yalnızca O’nun yöntemlerini kullanmanı istiyor! İnsanların daha iyi bir geleceğe sahip olmalarına yardım ettiğini ve bunu Allah’ın yöntemiyle yaptığını bilme sevincine erişirsen, bunu kahve fallarınla değişir misin?”
Filiz’in gözleri doldu ve gruba gülümsedi: “Tabii ki işleri Allah’ın yöntemiyle yapmak isterim.”
Fatma paylaşmak için bir kutsal yazı bölümü hazırlamıştı: “Öyleyse işte tam sana göre bir ayet, ‘Bu nedenle, şifa bulmak için günahlarınızı birbirinize itiraf edin ve birbiriniz için dua edin. Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü ve etkilidir.’ (Yakup 5:16). İnanıyorum ki Filizcim, Allah senin dua aracılığıyla gerçek gücün egemenliğinde çalışmaya başlamanı ister. Fal bakmak yerine insanlar için dua edebilirsin.”
Biraz daha konuşulduktan sonra Afife bir öneride bulundu: “Belki şimdi diz çökerek Yusuf ve Ece için dua edebiliriz.”
S11. Dünya gazeteleri terör faaliyetlerine, cinayetlere ve bombalamalara dair haberler verirken, Kutsal Kitap’a göre asıl düşmanımız kimdir? Efesliler 6:12 ayetini okuyun.
Y.___________________________________________________
S12. Karanlık taraftan gelen öğüdü dinleme hakkında Efesliler 5:6–8 ayetlerinde bize hangi tavsiye verilmektedir?
Y.___________________________________________________
S13. Allah ile Şeytan arasındaki savaşta, Allah’ın tarafında yaşamamız için ne yapmamız emrediliyor? Efesliler 5:8–11 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
S14. Bu dünyanın kötülüğüne karşı savaşmaya çağrılıyoruz. Bu mücadeleye girebilmek için hangi zırhı kullanırız? Ruhsal mücadelede savaşmak için hangi yöntemleri kullanmalıyız? Efesliler 6:13–18 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Dua ederek kendinizi Işığın tarafına teslim edin. İsa “Ben dünyanın Işığıyım” dedi.
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
[1] Cinler, Şeytan’ın isyanına katılmayı seçen düşmüş meleklerdir. Bkz. Matta 12:24–28. KK tercümesi onlar için “cin” kelimesini kullanıyor ve bu kelime tercümede görüldüğü zaman sadece bu şekilde yorumlanmalıdır.
İsa, “Tanrı’nın Egemenliği” hakkında diğer her konudan daha fazla konuştu. Tüm insanları bu egemenliğe davet ederek, iyilik ile kötülük hakikatlerini farklı bir boyuttan görmüş birisinin diliyle bunlardan söz etti. “Büyük Mücadele” başlıklı dersimizde evrendeki büyük savaşın iki tarafını ayrıntılı olarak inceledik. Her şeyin üzerinde egemenlik süren iyi Tanrımız’ın tahtına göz diken, ibadeti O’ndan çalmaya çalışan biri vardır. İyi ile kötü arasında süren evrensel üstünlük mücadelesi bilim kurgu gibi gelebilir, ancak tam da bu çok gerçek savaşın ortasında yaşıyoruz. Çevremizdeki dünyaya ve içindeki çatışmaya baktığımızda, Kutsal Yazılar’ın ışığında bu mükemmel anlam kazanıyor. Işığın tarafında Allah, İsa, Kutsal Ruh, sadık melekler, Kutsal Kitap yazarları, peygamberler ve ışığı izleyen kişiler var. Karanlığın tarafında ise Şeytan, onun düşmüş melekleri ve karanlığı seçerek aldatmak ve yanlış yönlendirmek üzere kullanılan kişiler var. Bu listeye, bilerek ya da bilmeyerek büyük savaşa dahil olan hükümetler, imparatorluklar, hareketler, diktatörler, şirketler, eğlence sektöründeki kişiler, yazarlar, hatta bilim adamları ve din önderleri gibi katılımcıları da ekleyebiliriz.
Her biri kendi etkisini insanları dürüstlüğe, ahlaka ve Yaratıcı Tanrı’ya ibadete yönlendirmek, ya da onları bencilliğe, inançsızlığa ve ölüme doğru itmek için kullanmıştır.
Her bir ordunun kendi stratejileri, silahları ve kullandıkları araçları var. Bu dersimizde Mesih’in egemenliğinde, Işığın tarafında nasıl ruhsal olarak silahlanabileceğimizi ayrıntılı olarak araştıracağız. Ayrıca Şeytan’ın tuzaklarından ve yalanlarından kaçınabilmek için onun kullandığı bazı stratejileri ve silahları gözden geçireceğiz.
S1. Allah sıradan insanlarla da konuşur mu, yoksa yalnızca peygamberlerle mi konuşur? Yaratılış 3:8 ve Yuhanna 10:27 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Allah gerçekten sıradan insanlarla konuşursa, kiminle ve nasıl konuşur?
S2. Allah insanlarla konuşmak için hangi yöntemleri kullanır?
- Çölde Sayım 12:6–8. _________________________________
- 1. Samuel 3:1–9. ____________________________________
- 1. Krallar 19:11–13. __________________________________
- Yeşaya 30:21. _______________________________________
- 2. Timoteos 3:16–17. _________________________________
S3. Allah insanlarla hangi şekillerde konuşmaz?
- Yasanın Tekrarı 18:10. ________________________________
- Levililer 19:31. _____________________________________
- Yeşaya 8:19, 20. _____________________________________
Dünyadaki uluslar ve kültürler arasında yukarıdaki metinlerde belirtilen yanlış uygulamaların pek çok farklı çeşitleri vardır. Uzakdoğu kültürlerinde tavuk tüyleri takan kabile büyücüleri büyülü sözler söylerler. Başka yerlerde “kötülüğü defetmek” için boyunlarına güya mistik güçlere sahip küçük tılsımlar ya da keseler bağlarlar. Batı adalarında “vudu” uygulanır. Ülkemizde, kökenleri Şamanizmden gelen her şeyden kaçınmak için bunların farkında olmalıyız. Allah bizi bunların kendi araçları olmadığına dair uyarıyor. Dünya çapındaki fal uygulamaları arasında tarot kartı okuma ve kahve falı bulunuyor. Allah açıkça bunların karanlığın güçlerinin bir parçası olduklarını ve bunlara katılmanın bizi düşmanın bölgesine götürdüğünü bildiriyor. Bazı kişiler ölülerle konuşmaya veya cinlerle iletişim kurmaya çalışıyorlar.[1] Bu da Allah’ın değil, Şeytan’ın işidir. Kültürümüzde yer alan bazı uygulamalar ve inançlar çok yaygındır, ancak bunlar paganizm kaynaklıdır. Bunlardan bazıları aklınıza geliyor mu?
S4. Pek çokları kendisinin veya başkasının kaderini Karanlık tarafın “araçlarını” kullanarak değiştirmeye çalışır. Bu yöntemler gerçekten herhangi bir yardım veya destek sağlar mı? Yeşaya 47:11–14 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Daniel 2. bölümdeki Nebukadnessar’ın rüyasını hatırlıyor musunuz? Büyücüler olan kralın önde gelen “bilgeleri” krala rüyasını anlamak için yardımcı olmada aciz kaldılar. Karanlığın güçlerinin yöntemlerine para harcamak ne kadar akılsızca ve bunlara duygusal yatırım yaparak umut bağlamak ne kadar tehlikelidir.
S5. Sahip olduğum, kökenleri okültizme veya Şamanist fikirlere dayanan malzemelere ne yapmalıyım? Elçilerin İşleri 19:18–20 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Tılsımlar, büyü, lanetler veya fal içeren her şey Şeytan’ın işidir. İsa’nın tarafını seçtiğimiz için bu etkinlikleri bırakarak onlardan vazgeçeriz.
S6. Peki ya kem göz; imanlının hayatında bunun nasıl bir yeri var? Çölde Sayım 23:23; Yaratılış 15:1 ve Yasanın Tekrarı 31:6 ayetlerini karşılaştırın.
Y.___________________________________________________
Korunmamız için Allah’a güvenmeliyiz. O bizim “kalkanımız” ve tüm kötülüklere karşı savunmamız olmalıdır. İtimadımız açıkça O’na olmalıdır. İbrahim’e verilen bütün vaatler bizim içindir, zira biz Mesih İsa’da onun yasal ruhsal varisleriyiz. Mavi nazar boncuğu kullanmak hikmet göstergesi değil, aksine zayıf imanın ve Allah’ın gücüne inançsızlığın belirtisidir. Markos 5:36 ayeti şöyle diyor: “İsa bu sözlere aldırmadan havra yöneticisine, ‘Korkma, yalnız iman et!’ dedi.” Korkudan özgür kılınmak İsa’yı kalplerimize almanın getirdiği büyük ödüllerden biridir!
S7. Kutsal Kitap bize korkuya ilişkin hangi öğüdü verir? Yeşu 1:9 ve Mezmur 27:1 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
S8. Peki ya kader? “Kaderimden korkmamalı mıyım?” Elçilerin İşleri 28:3–6 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Kaderi Değiştiren’le tanıştınız. O’nu kalbinize davet ettiyseniz, şimdi hayatınızı kontrol ediyor olmalıdır. İsa, Luka 12:32 ayetinde kayıtlı olduğu gibi, “Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız, egemenliği size vermeyi uygun gördü” dedi.
S9. Batıl inançlara karşı tavrımız nasıl Allah’ın Sözü’yle yönlendirilebilir? 1. Timoteos 4:7 ayetini okuyun.
Y.___________________________________________________
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Fatma masada Mert’in önüne bir tabak börek koyarken, “Oğlum, bu akşam küçük grubumuza katılabilecek misin?” diye sordu.
Mert cümlesine başlamadan önce ağzına koca bir parça börek attı ve mırıldanarak yanıtladı: “Üzgünüm anne, fakat iki gün sonra çok önemli bir kimya sınavım var. Bu akşam bazı arkadaşlarla buluşmam gerekiyor, birbirimize formüllerden sorular soracağız.”
Fatma gülerek, “Yavaş ol da medeni insan gibi ye!” dedi.
Mert’in kahvaltı masasında karşısında oturan on iki yaşındaki kızkardeşi konuştu: “Bu imkânsız, çünkü o medeni bir insan değil!”
Mert kız kardeşine gülümsedi ve sırf onu kızdırmak için çayına bir zeytin attı. Mert ayağa kalkarak, “Sakıncası yoksa bu böreği otobüse giderken yemek istiyorum” dedi. “Geç kaldım. Fakat bu akşam küçük grupta herkesten Yusuf için dua etmelerini ister misin?”
Fatma başını kaldırıp baktı. Yusuf çocukluğundan beri Mert’in en iyi arkadaşıydı. “Neler oluyor?”
Mert ağzını sildi ve “Karışık bir iş” dedi, “ama konu Yusuf’un kız arkadaşıyla ilgili. Ece bir falcıya gitmiş, ancak Yusuf’un başına önce iyi bir şey geleceğini, bunu korkunç bir şeyin izleyeceğini öğrenmiş. Hem Ece hem de Yusuf korkmuşlar.”
Gül’ün gözleri faltaşı gibi açıldı, Fatma ise kesinlikle dua edeceklerini söyledi. Daha fazlasını sormak için zaman yoktu çünkü Mert gitmişti. (Devam Edecek)
S10. Kral Saul neden öldü? 1. Tarihler 10:13, 14 ayetini okuyun.
Y.___________________________________________________
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Fatma’nın evinde toplanan grup, toplantıya Allah’tan çalışmalarını yönlendirmesini dileyen bir dua ile başladı. Fatma’nın kayınbiraderi bu akşam öne çıktı ve herkesten Kutsal Kitap’larını Elçilerin İşleri 16. bölüme açmalarını istedi. Okuma sırası Fatma’ya geldiğinde, yüksek sesle Elçilerin İşleri 16:13–15 ayetlerini okudu:
“Şabat Günü kent kapısından çıkıp ırmak kıyısına gittik. Orada bir dua yeri olacağını düşünüyorduk. Oturduk, orada toplanmış kadınlarla konuşmaya başladık. Bizi dinleyenler arasında Tiyatira Kenti’nden Lidya adında bir kadın vardı. Mor kumaş ticareti yapan Lidya, Tanrı’ya tapan biriydi. Pavlus’un söylediklerine kulak vermesi için Rab onun yüreğini açtı. Lidya, ev halkıyla birlikte vaftiz olduktan sonra bizi evine çağırdı. ‘Beni Rab’bin bir inanlısı kabul ediyorsanız, gelin, evimde kalın’ dedi ve bizi razı etti.”
On iki yaşındaki Gül söz aldı. “Anne, bu kadın aynı senin gibi! Bak, sen kadın giysileri satıyorsun, bu kadın da mor kumaş satıcısıymış. O iman etmiş, sen de iman ediyorsun.”
Mehmet aynı fikirdeydi: “Evet, Fatma, tanım sana epey uygun; duada ve konuksever bir kadın.”
Bu karşılaştırmayı duyunca Fatma’nın gözleri parladı ve bir an için dili tutuldu. “Lidya bir de tüm ev halkını imana yönlendirmişti, sanırım onlar da siz oluyorsunuz” dedi. Herkes bu ifadede hayalden çok gerçeklik olduğunu bilerek gülümsedi.
Okuma sırası Mehmet’e gelmişti, o da tarih öğretmeninin ses tonuyla, yavaş, net ve yetkin bir üslupla okumaya başladı. 16. bölümün 16. ayetinden devam etti:
“Bir gün biz dua yerine giderken, karşımıza, falcılık ruhuna tutulmuş köle bir kız çıktı. Bu kız, gelecekten haber vererek efendilerine bir hayli kazanç sağlıyordu. Pavlus’u ve bizleri izleyerek, ‘Bu adamlar yüce Tanrı’nın kullarıdır, size kurtuluş yolunu bildiriyorlar!’ diye bağırıp durdu. Ve günlerce sürdürdü bunu. Sonunda, bundan çok rahatsız olan Pavlus arkasına dönerek ruha, ‘İsa Mesih’in adıyla, bu kızın içinden çıkmanı buyuruyorum’ dedi. Ruh hemen kızın içinden çıktı.”
“Ah!” Fatma birden heyecanla seslendi: “Şimdi Mert’in sabah evden çıkmadan önce Yusuf ve Ece için ricasını hatırladım.” Fatma meseleyi herkese açıkladı.
Ekrem karısı Filiz’e baktı ve “Kahve falların gitti işte!” dedi.
Kadın sıkılarak “İyi de, bende kötü bir ruh yok, hem sadece kahve fincanlarına bakıyorum” dedi.
Mehmet tartışmayı yönlendirmek için söz aldı: “Kaderi Değiştiren derslerini işlerken bu konu hakkında bir şey söylendiğini hatırlıyorum. Fatma, Kaderi Değiştiren kitapçıkların burada mı?” Fatma kitapçıkları çıkardı ve Mehmet “Medyumluğa Karşı Mesafeli Olun” adlı dersi açtıktan sonra sayfaları tararken konuşmaya devam etti, “Filiz ve Ekrem, siz grubumuza biraz geç katıldınız, bu nedenle bu dersleri atlamış olabilirsiniz. Geri dönüp bunları kendiniz okursanız iyi edersiniz. Bunlar mükemmel. Bu dersin bir yerinde… Ah, işte burada, Kutsal Kitap’larınızı Yasanın Tekrarı 18. bölüm, 10–11 ayetlerine açın.”
Ayetleri birlikte okudular, sonra Mehmet şöyle dedi: “Kardeşimiz Filiz’in sorduğu soru, ‘Falcılık yapmama nedeni nedir?’ Sanırım aradığın yanıt genç dostlarımız Yusuf ve Ece kadar yakın. Falcılıktan ne fayda gördüler?”
İlk olarak Gül yanıtladı: “Pek de yardım görmediler. Korkuyorlar.”
Mehmet, “Yani, falcının sözlerine köle oldular” dedi.
Filiz araya girdi: “Ama ben kötü şeyler söylemeye çalışmıyorum, yalnızca insanların gelen şeyleri bilmelerine yardımcı oluyorum.”
Afife, “Sanırım öğretmen arkadaşımızın söylemeye çalıştığı” dedi, “falcılıkta çok ironik bir etki olduğu. Ece korkularından kurtulmak için falcıya gitti, ama bu aksine korkularını daha da arttırdı.”
Fatma’nın annesi kendi geçmişini düşünür gibi konuştu: “Şeytan korku aracılığıyla insanları esir tutmaya çalışır.”
Filiz sessizdi. Fatma konuştu: “Belki Allah bu şeylere karışmamızı korkunun artması sonucunu doğurduklarını bildiği için istemiyordur. Allah bizi sever ve korkmamızı istemez.”
Mehmet gülümsedi: “Sanırım mor kumaş satıcımız bir şey keşfetti.”
Herkes gülümsedi. Fakat Filiz çok keyif aldığı falcılığı ile Kutsal Yazı’nın öğretisi arasındaki bağdaşmazlıkla birdenbire yüz yüze geldiğinden huzursuz oldu. Fatma Filiz’in içindeki mücadeleyi yüzünden okuyordu. Fatma Filiz’in elini tutarak onu cesaretlendirdi.
“Filiz, anladığım kadarıyla kahve falına insanlar için gerçekten yararlı olduğuna inandığın için baktığını söylüyorsun, öyle mi?”
Filiz başıyla onayladı: “Evet, insanların kafalarının karıştığını ve incindiklerini görmek istemiyorum.”
Fatma, “Allah senden insanlara yardımcı olma arzundan vazgeçmeni istemiyor” dedi. “O yalnızca O’nun yöntemlerini kullanmanı istiyor! İnsanların daha iyi bir geleceğe sahip olmalarına yardım ettiğini ve bunu Allah’ın yöntemiyle yaptığını bilme sevincine erişirsen, bunu kahve fallarınla değişir misin?”
Filiz’in gözleri doldu ve gruba gülümsedi: “Tabii ki işleri Allah’ın yöntemiyle yapmak isterim.”
Fatma paylaşmak için bir kutsal yazı bölümü hazırlamıştı: “Öyleyse işte tam sana göre bir ayet, ‘Bu nedenle, şifa bulmak için günahlarınızı birbirinize itiraf edin ve birbiriniz için dua edin. Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü ve etkilidir.’ (Yakup 5:16). İnanıyorum ki Filizcim, Allah senin dua aracılığıyla gerçek gücün egemenliğinde çalışmaya başlamanı ister. Fal bakmak yerine insanlar için dua edebilirsin.”
Biraz daha konuşulduktan sonra Afife bir öneride bulundu: “Belki şimdi diz çökerek Yusuf ve Ece için dua edebiliriz.”
S11. Dünya gazeteleri terör faaliyetlerine, cinayetlere ve bombalamalara dair haberler verirken, Kutsal Kitap’a göre asıl düşmanımız kimdir? Efesliler 6:12 ayetini okuyun.
Y.___________________________________________________
S12. Karanlık taraftan gelen öğüdü dinleme hakkında Efesliler 5:6–8 ayetlerinde bize hangi tavsiye verilmektedir?
Y.___________________________________________________
S13. Allah ile Şeytan arasındaki savaşta, Allah’ın tarafında yaşamamız için ne yapmamız emrediliyor? Efesliler 5:8–11 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
S14. Bu dünyanın kötülüğüne karşı savaşmaya çağrılıyoruz. Bu mücadeleye girebilmek için hangi zırhı kullanırız? Ruhsal mücadelede savaşmak için hangi yöntemleri kullanmalıyız? Efesliler 6:13–18 ayetlerini okuyun.
Y.___________________________________________________
Dua ederek kendinizi Işığın tarafına teslim edin. İsa “Ben dünyanın Işığıyım” dedi.
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
[1] Cinler, Şeytan’ın isyanına katılmayı seçen düşmüş meleklerdir. Bkz. Matta 12:24–28. KK tercümesi onlar için “cin” kelimesini kullanıyor ve bu kelime tercümede görüldüğü zaman sadece bu şekilde yorumlanmalıdır.