|
22. Ders: Son Günlerde Rabb'in Halkı
Önceki derslerimizden birinde dünyanın sona ermesinden önce, yani İsa’nın gelerek ölüler arasındaki doğru kişileri diriltip onları göğe ulaştırmasından önce, bir yargılama olması gerektiğini öğrenmiştik. Bu yargılamanın tam olarak ne zaman başlayacağını da öğrendik. Daniel peygambere 2300 yıllık bir sürenin geçeceği gösterilmişti, bundan sonra yargı defterleri açılacak ve herkesin durumu ayrı ayrı değerlendirilecekti. Ayrıntılı bir çalışmayla 2300 yıllık peygamberlik sözü süresinin M.S. 1844 yılında sona erdiğini öğrendik. Başka bir deyişle, 1844 sonbaharından beri dünya son safhasına girmiştir.
Gerçekten, 1844 yılından bu yana süre gelen dönemin, insanlık tarihinin önceki beş bin yılına kıyasla sıra dışı bir çağ olduğunu herkes kabul edecektir. On binlerce insanı bir anda öldürebilecek bir bombanın icat edildiği, aya yolculuklar yapıldığı ve uyduların galaksimizin uzak köşelerine gönderildiği, ayrıca tüm dünyanın bilgi birikiminin cep telefonunuza indirilebildiği bir çağ oldu. Ancak insanlar meşgulken, Allah da meşguldü. Göğün mahkemelerinde o zamandan beri çok önemli bir olay gerçekleşmektedir. Her bir insanın sonsuz hayatı alıp alamayacağına karar verilmektedir.
Allah dünyayı yargının başlangıcına ve dünyanın sonuna dair uyarılmamış bir halde bıraktı mı? Kesinlikle hayır! Allah’ın dünyayı yargıya ve Mesih’in ikinci gelişine hazırlamak için ne yaptığını göreceğiz. Biz de son günlerde özel bir göreve sahip olan bir topluluk hakkında bilgi edineceğiz.
Allah eski İsrail’in ibadet hizmetleri içinde yargının duyurulmasına ilişkin bir peygamberlik sözü verdi. Eski Ahit’te belirtilen çöldeki tapınma çadırı ve daha sonraki tapınak hizmetleri, Mesih’in işine ilişkin öğretilerle doluydu. Hayvan kurbanları, “dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu” olan İsa’ya işaret ediyordu.[1] Eski Antlaşma’nın başrahibi, bizim yararımıza göksel tapınakta hizmet eden başrahibimiz İsa’yı temsil ediyordu. Ancak tapınağın peygamberlik sözleri açısından anlamı günah sunularıyla sınırlı değildi. Allah, Mesih’e ilişkin gelecekteki olayların öngörüsü niteliğinde Yahudi bayramlar ve kutlamalar düzenini verdi. Bunlar bir anlamda insanların kurtuluşunda gerçekleşecek olan önemli olaylara dair ders kitabı veya yol haritası niteliğindeydi. Levililer 23. bölümde açıklanan bayramların her biri Allah’ın insanlık yararına gelecekte yapacağı bir işe doğrudan işaret etmektedir. Bayramlar ilkbaharda ve sonbaharda kutlanıyordu. Bu iki mevsim Allah’ın insanların kurtuluşu çalışmasının iki önemli dönemini temsil etmektedir. Bahar bayramları, aşağıda açıklandığı şekilde, Mesih’in bu dünyaya ilk gelişiyle ilgilidir:
Birinci ilkbahar bayramı aslında Fısıh ve Mayasız Ekmek bayramı olmak üzere iki bayramın birleşiminden oluşuyordu. Fısıh dinî takvimin birinci ayının 14. gününde, çoğunlukla Nisan ayında gerçekleşir. İsrailliler kölelikten kurtarılmadan önce, Allah Mısır’daki her ailenin ilk doğan oğlunu öldürmek üzere bir yıkım meleği gönderdi. Ancak, Allah bir kuzu kurban ederek kanını evlerinin kapı sövelerine ve üst eşiklerine sürenlerin ilk oğullarını koruma sözü verdi. Fısıh kuzusu Allah’ın tüm insanlığa kurtuluş sağlama tasarısını simgeliyor ve önceden bildiriyordu. İsa’nın ölümüne kadar, Yahudiler bu bayramı bin yıldan uzun bir zamandır kutlamışlardı. Ancak İsa çarmıhta öldüğünde, bayram yeni bir anlam kazandı.
Kutsal Kitap “Çünkü Fısıh kuzumuz Mesih kurban edildi” diyor (1. Korintliler 5:7). Yeni Ahit peygamberleri Mesih’in kurbanlığının o nihaî tasarının yerine gelişi olduğunu anladılar. İsa’nın tüm insan nesli için kurban olduğunu idrak ettiler. İsa “dünyanın günahını ortadan kaldıran” Fısıh kuzusudur! Dahası, İsa tam olarak tapınaktaki Fısıh kurbanının sunulduğu zamanda ölmüştür!
Fısıh’ın sonuna kadar İsraillilerin evlerindeki tüm mayayı bulmaları ve ortadan kaldırmaları gerekiyordu, gelecek yedi gün boyunca da yalnızca mayasız ekmek yiyebilirlerdi. Neden böyle yapmalıydılar? Mayasız ekmek İsraillilere her zaman Mısır’dan aceleyle çıkışlarını ve geride bıraktıkları kölelik hayatını hatırlatıyordu. Ne var ki, Yeni Ahit’te mayanın anlamına ilişkin daha da fazla anlayış ediniyoruz. Mayadan neredeyse her bahsedildiğinde günahın simgesi olarak kullanılıyor. Kısacası, Allah imanlıların günahın esaretinden kurtulduklarını hatırlamalarını, dolayısıyla günahı hayatlarından çıkarmalarını istiyor. Eski günahkâr yaşam tarzlarımızı geride bırakmalı ve yeni yaratıklar olarak yaşamalıyız. (Bakınız Romalılar 6:6, 7, 17, 18 ve 1. Korintliler 5:7, 8).
Bir sonraki ilkbahar bayramı Sallamalık Demet Sunusu’ydu. Fısıh kuzusunun kesilişinin üçüncü gününde, Rabb’in huzurunda taze bir sap tahıl sallanmadan İsraillilerin arpa hasadı yapmaları yasaktı. Kısacası, taze sap hasadın ilk ürünüydü.
Bu neyi simgeliyor olabilirdi? Yeni Ahit’te bu nasıl yerine gelmiştir? Öncelikle, hasadın insanların Allah’ın krallığında bir araya gelmelerini simgelediğini hatırlamamız önemlidir. İsa bu dili hem ruhsal yeniden doğuş (lütuf krallığı) hem de ölümden diriliş (yücelik krallığı) anlamında kullandı. (Bakınız Matta 9:37, 38; 13:30, 39). İsa geldiğinde ne olacak? Mesih’te olan ölüler O’nu havada karşılamak üzere diriltilecekler. İsa Sallamalık Demet Sunusu bayramının sabahında ölümden dirildiğinde, tıpkı kendisi gibi diriltilecek olanların ilk ürünü oldu! (Bakınız 1. Korintliler 15:20, 23).
Bir sonraki ilkbahar bayramı olan Pentikost, diğer bir hasat kutlamasıydı. Bu bayramda İsrailliler tapınakta Rabb’in huzurunda iki somun buğday ekmeği sallıyorlardı. Bu neyi simgeliyordu? Bunun Yeni Ahit’teki yerine gelişi nedir? Pentikost günü, İsa ölümden dirildikten elli gün sonra, Ruh öğrencilerin üzerine döküldü ve Rab için büyük bir insan “hasadı” biçildi. (Bakınız Elçilerin İşleri 2:1, 41, Yakup 1:18 ve 1. Korintliler 15:23).
Burada bir örüntünün ortaya çıktığını görüyor musunuz? Bayramlar kurtuluş tasarısındaki büyük olaylara işaret etmekle kalmıyorlardı, her bir olayın gerçekleşeceği günlerdeydiler! Bunu aklımızda tutarak şu soruyu sormalıyız: “Peki ya güz bayramları? Onlar da tam zamanında yerine gelecekler mi?” Evet, gelecekler. Yalnızca İsrailliler için değil, tüm insanlar için önemli olmayacaklar mı? Evet, olacaklar. Bu bayramları inceleyerek gelecekte ne olacağı hakkında daha fazla bilgi edinebilir miyiz? Tekrar, cevap evet.
Güz bayramlarının birincisi Boru Çalma Bayramı’ydı. Bu bayram yedinci ayın birinci günündeydi. Dinlenme ve borazan çalma günüydü. Bunun anlamı neydi? On gün sonra gerçekleşecek olan Kefaret Günü’ne, ya da Yargı Günü’ne dikkat çekiyordu. Bu peygamberlik sözünün son zamanda yerine gelişi nedir? Ne zaman ve nasıl gerçekleşti? Bunu bu dersin ilerisinde öğreneceğiz. Şimdi ikinci güz bayramı olan Kefaret Günü’ne bakalım.
Daniel 8:14 ayeti “2300 akşam, sabah olacak, sonra kutsal yer yeniden düzene konulacak” diyor. Tapınağın yeniden düzene konulması Kefaret Günü’nde, ya da Yargı Günü’nde gerçekleşiyordu. Bunun 22 Ekim 1844 tarihinde yerine geldiğini biliyoruz. İsa yargı işine başlamak üzere göksel tapınağın En Kutsal Yer’ine girdi. Bu tam olarak eski İbrani takviminin yedinci ayının onuncu gününde meydana geldi.
Üçüncü bayram, Çardak Bayramı da denilen Hasat Bayramı’ydı. Eski zamanlarda insanlar Yeruşalim’e gelerek geçici barınaklar yapıyor ve yılın son hasadını kutluyorlardı. Bu, Allah’ın tüm halkı için kurtuluş tasarısında zamanın sonunda nasıl yerine gelecekti? Bu ders, bu sırrı açıklayacak olan gelecekteki bir dersin temelini atacak. Şimdilik Kutsal Kitap’taki başka bir peygamberlik sözüne bakarak onu tarihle karşılaştıralım ve Boru Çalma Bayramı’nın zamanın sonunda nasıl yerine geldiğini görelim.
Vahiy 10. bölümde Yargı Günü’nün duyuruluşunu önceden bildiren bir peygamberlik sözü var. Vahiy 10:1–11 ayetlerini okuyun.
S1. Vahiy 10:10 ayetinde, acı olan ve tatlı olan nelerdir?
Y. ______________________________________________
“Küçük tomar”ı yemenin hem tatlı, hem de acı bir deneyim olduğu anlaşılmaktadır.
Vahiy 10:2 ayetinde melek “açık” bir tomar tutuyor. 6. ve 7. ayetlerde tomarın başlıca konusunun sonun zamanı olduğunu bize söylüyor.
S2. Hangi tomar, yani kitap, zamanın sonuna kadar kapanmalıydı? Daniel 12:4 ayetini okuyun.
Y. ______________________________________________
Kapanması veya “mühürlenmesi” gerektiği söylenen tek peygamberlik sözü kitabı Daniel. Ancak sonsuza dek kapalı olacağını söylemiyor, yalnızca “son gelinceye dek.”
S3. Daniel kitabında “sonla ilgili” hakkında olduğu bilhassa belirtilen peygamberlik sözü hangisidir? Daniel 8:14, 17 ayetlerini okuyun.
Y. ______________________________________________
Önceki derslerimizden birinde işlediğimiz gibi, Daniel 8:14 ayetindeki 2300 peygamberlik sözü günü M.S. 1844’te sona eren 2300 gerçek yıla karşılık gelmektedir. O yıl gökteki yargılama başladı. Peki ya duyuru? Boru Çalma Bayramı tarihte ne zaman yerine geldi?
1700’lerin sonunda ve 1800’lerin başında çok sayıda ilahiyatçı ve sıradan insanlar birbirlerinden bağımsız olarak Daniel kitabını incelemeye başladı. Ünlü bilim adamı Isaac Newton bunlardan biriydi ve Kutsal Kitap peygamberlik sözleri hakkında neredeyse yaptığı bilimsel keşifler kadar çok yazdı. Allah peygamberlik sözleri hakkında bilgi verdikçe Daniel kitabının “mührü kaldırılıyor” veya “açılıyor”du.
Pek çok kişi Daniel kitabında buldukları İsa’nın yakındaki dönüşüne ilişkin yeni ve umut dolu anlayışlarla heyecanlandı. Bu “kitabın yenilmesi”ydi, “ağızlarında tatlı”ydı. Binlerce kişi İsa’nın çok yakında geleceğini duyurma işine girişti.
“Tomar yemek” bize tuhaf görünebilir, fakat Kutsal Kitap Allah’ın yasasının “süzme petek balından tatlı” olduğunu söylüyor (Mezmur 19:10). Ayrıca, Yeremya peygamber diyor, “Sözlerini bulur bulmaz yuttum, bana neşe, yüreğime sevinç oldu” (Yeremya 15:16).
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“Bu peygamberlik sözünü anlamayı gerçekten istiyorsak” dedi Gül, “bir tarihçiye ihtiyacımız var.”
Tüm başlar Mehmet’e doğru döndü, o da herkese kaşlarını kaldırarak gülümsedi. “2300 gün hakkındaki bu peygamberlik sözleri çalışması beni İnternet’e yönlendirdi. Bu şeyler hakkında bizim tarih kitaplarımızda herhangi bir şey okuduğumu hatırlamadım, ama zaten neden olsun ki? Bu konular Hristiyanlıkla ilgili. Bizim kitaplarımızda yok.
“İnternet’te çok ilginç bazı şeylere rastladım. Bunlardan biri William Miller adlı bir adamla ilgiliydi. William Miller Amerika Birleşik Devletleri’nin New York eyaletindeki Low Hampton kentinde yaşayan bir çiftçiydi. Önceden Allah’ın dünyayı yarattığına ve kendi haline bıraktığına inanıyordu. Fakat zaman içinde bir Kurtarıcı’ya iman etti ve yeni inancını dostlarına ve kendisine kanıtlamak için Kutsal Yazılar’ı sistematik bir şekilde araştırmaya başladı. Yaratılış kitapçığından başladı ve ancak her bölümü tatmin edici bir şekilde açıklayabildiği ölçüde ilerledi. Bu 1816 yılı civarındaydı.
“Miller araştırdı ve Kutsal Kitap’ın sıklıkla simgesel bir dil kullanmasına rağmen öngörülerin gerçek olaylarla yerine geldiğini ortaya çıkardı. Bu Daniel 2. ve 7. bölümlerdeki özet peygamberlik sözleri için, ayrıca Mesih’in birinci gelişi için de geçerliydi. Miller Mesih’in ikinci gelişinin gerçek bir olay olacağı sonucunu çıkardı. Miller araştırmasına devam ettiğinde kutsal yerin 2300 gün sonra temizleneceğini belirten Daniel 8:14 ayetindeki peygamberlik sözüne geldi.
“Miller Kutsal Kitap’taki simgesel peygamberlik sözlerinde bir günün gerçek bir yıl anlamında kullanıldığını anladı. Bu durumda 2300 gün aslında 2300 yıl demekti ve peygamberlik sözü Yeruşalim’deki tapınak olamazdı, zira bu tapınak M.S. 70 yılında yerle bir edilmişti. Miller peygamberlik sözünde öngörülen kutsal yerin yeryüzü olduğuna ve Mesih’in ikinci gelişinde ateşle temizleneceğine ikna oldu.
“Miller görüşlerini vaaz etmesi için davet edildi. Çok geçmeden pek çok vaaz daveti gelmeye başladı, bu arada Miller fikirlerini kaleme aldı. Vaizliğinin ilk günlerinde İsa’nın 1843 yılında geleceğini savunuyordu. Fakat vakit yaklaşırken başkaları da araştırıyordu ve Kefaret Günü’nün 22 Ekim 1844 tarihinde gerçekleşeceğini ortaya çıkardılar.
“Bir Baptist Kilisesi Miller’in vaaz etmesine izin verdi ve binlerce kişi Mesih’in 1844 yılında geleceği bildirisini duyduğunda büyük bir uyanış meydana geldi. Buna Büyük Advent Uyanışı adı verildi. Mesih aracılığıyla kurtuluşu ve O’nun ikinci gelişini ilanda başka vaizler de ona katıldı. 1842 yılında kamp toplantıları başladı. Binlerce kişi bir araya geldi, en büyük kamplardan birinde 9000 kişi vardı.
“Dünya çapında başkaları da Mesih’in bu zamanda ikinci gelişini duyurdular. Joseph Wolff Ortadoğu’ya gönderilen bir haberciydi. Edward Irving, 500 diğer vaizle birlikte, İsa’nın gelmekte olduğunu tüm Britanya Adaları’nda duyurdu. Güney Amerika’da Manuel De Lakunza dünyanın sonunun yakın olduğunu beyan eden bir broşür yazdı. Bilhassa Amerika’da İsa’nın 1844 yılında gelmesini bekleyenlere ‘Adventist’ denildi, bu kavram ‘geliş’ anlamındaki ‘advent’ sözcüğünden türemiştir.
“Tabii ki İsa gelmedi ve bu Büyük Hüsran olarak bilindi. Mesih’in çok yakında geri döneceğinin vaaz edilişi Mesih’i sevenlere bal gibi tatlı geldi. Ancak Mesih gelmediğinde, midede acı oldu. Pek çok kişi Miller’in ve diğerlerinin yaptığı hesaplamaları yadsıyarak bir kenara attı.”
Ekrem, “Peygamberlik sözü kutsal yerin temizleneceğini bildiriyordu” dedi. “Dünyanın sona ereceğini söylemiyordu.”
Türkan, “Doğru” diye ekledi.
Mehmet sözlerine devam etti: “Bazı insanlar 1844’e ilişkin zaman hesaplarında yanlış hiçbir şey görmüyorlardı. Hesaplamalara sıkı sıkıya sarılan az sayıdaki Adventist ışık ve anlayış için dua etti. Adventistlerin duyurusu süresince Kutsal Ruh’un insanları günaha dair ikna etme işini görmüşlerdi. Pek çok kişinin ihtida ettiğini görmüşlerdi. Zamana ilişkin peygamberlik sözünü tekrar tekrar kontrol ettiler. Hiçbir yanlış göremiyorlardı.
“Zamana ilişkin peygamberlik sözü doğru idiyse, kutsal yerden kastedilenin yeryüzü olduğuna dair inanışlarında yanılmış olabilirler miydi? Kutsal Kitap’larını araştırdılar ve gökte bir tapınak olduğunu öğrendiler. Yeryüzündeki tapınağın kurtuluş planına ilişkin bir peygamberlik sözü olduğunu ve Kefaret Günü’nün yerine gelişinin gökte olması gerektiğini öğrendiler. Zamanlama doğruydu. Ancak İsa 1844’te yeryüzüne gelmedi, bunun yerine büyük Kefaret Günü’nde, veya Yargı Günü’nde gökteki tapınakta görevine başladı.
“Boru Çalma Bayramı Miller ve diğerlerinin vaaz edişlerinde yerine gelmişti. Dünya sonun zamanının 1844’le birlikte geldiğini bilmeliydi. Kefaret Günü dünyaya duyurulmalıydı… ve duyuruldu da.”
Herkes gözleri Mehmet’e dikilmiş bir halde oturuyordu. Daha önce hiç böyle bir şey duymamışlardı. (Devam edecek)
S4. Daniel 7. bölümdeki yargı sahnesinde, İnsanoğlu nereye geldi? Daniel 7:9–14 ayetlerini okuyun.
Y. ______________________________________________
İnsanoğlu yeryüzüne değil, Eskiden Beri Var Olan’a geldi. Mesih yargı işini yerine getirmek üzere Allah’ın huzuruna getirildi.
S5. Eski Ahit'teki bir peygamberlik sözünde, Rabb'in "ansızın" nereye geleceği söyleniyor? Malaki 3:1–6 ayetlerini okuyun.
Y. ______________________________________________
Mesih’in gelişine ortamı hazırlamak için O’nun önünden giden bir haberci olduğunu hatırlarsınız. Bu Vaftizci Yahya’ydı. Bundan sonra Rab birdenbire kendi tapınağına gelecekti. İnsanlar İsa’nın yargı işine başlamak üzere göksel tapınağın En Kutsal Yer’ine girmesini beklemiyorlardı. İsa’nın bu dünyaya gelmesini bekliyorlardı. İsa birdenbire, beklenmedik şekilde tapınağa girdi.
Fakat bu ayetlerde bahsedilen başka bir “geliş” var. Bu ikinci ayette: “Onun geleceği güne kim dayanabilir?” şeklinde belirtiliyor. Burada İsa’nın bu dünyaya ikinci gelişinden söz ediliyor. Buna kim dayanabilecek? Altın ve gümüşün ateşte arındırıldığı gibi, sıkıntılar ocağında rafine edilen ve arındırılan kişiler. Allah’ın halkının İsa’nın gelişinden önce yapması gereken bir iş vardır. Tüm bencilliği ve günahı bir kenara bırakmalıdırlar. İsa bizzat geldiğinde ancak böyle dayanabilirler.
Gökteki yargı çok yakında sona erecek, böylece tüm insanların kaderi sonsuza dek mühürlenerek yargı defterleri kapanacak. O zaman, çok yakın bir gelecekte, Hayat Kitabı’na artık yeni bir ad yazılmayacak. Bundan sonra İsa gelecek.
Şimdi, adlarımız yargıda okunmadan önce, hayatlarımızdan günahı çıkarma zamanıdır. Şimdi her bir günahı itiraf etme ve Mesih’in kanının iman yoluyla adlarımıza uygulanmasını sağlama zamanıdır.
S6. Malaki kitapçığında olduğu gibi, Vahiy kitapçığında da şu soru soruluyor: "Çünkü onların gazabının büyük günü geldi. Buna kim dayanabilir?” Vahiy 6:17. Yanıtta, mühürlenmiş olan bir grup insan görülüyor. Mühürlenmiş olanlar kimlerdir? Vahiy 6:15–17 ve Vahiy 7:1–3 ayetlerini okuyun.
Y. ______________________________________________
Mühürlenme kendimizi tamamen Mesih’e adadığımızda ve dünyanın yollarını terk ettiğimizde gerçekleşir.
S7. Elçi Yuhanna küçük kitabı “yedikten” ve kitap ağzında tatlı midesinde acı olduktan sonra kendisine ne yapması bildirildi? Vahiy 10:11 ayetini okuyun.
Y. ______________________________________________
Yuhanna’ya “Yine birçok halk, ulus, dil ve kralla ilgili olarak peygamberlikte bulunmalısın” emri verildi. Bu mesajı Türkiye’de yaşayan bize getiren bu emirdir! Burada kendimizi Kutsal Yazı’nın içinde buluyoruz! 1844’teki hayal kırıklığının ardından, İsa geride kalan küçük Adventist topluluğunun içinden yeryüzünde dinamik, ilahî bir hareket çıkardı, sonuçta tüm yerküreye yayılacak bir hareket. İsa’nın yeniden geleceğini duyuracak ve insanları hayatlarını O’na teslim ederek On Emir’e sevgi dolu bir itaat içinde karşılık vermeye sevk edecekti.
On Emir Allah’ın kutsal tapınağının tam merkezindeydi. Adventist imanlılar ilk kez yargı saatinde yaşadıklarını ve kendilerinin On Emir’e göre yargılanacaklarını anladılar! Allah’ın itaat çağrısını sezdiler ve kurtuluşları için İsa’nın kanına sarıldılar. Göğün tapınağındaki antlaşma sandığı Allah’ın yasasını ortaya koydu. Onun mükemmellik standardı, İsa’nın sunduğu lütfun altında sığınak bulmanın kendileri için ne kadar önemli olduğunu daha da iyi anlamalarını sağladı. Ayrıca dördüncü emirdeki Şabat’ın önemini açık bir şekilde gördüler. Daha sonra, 1863 yılında Yedinci Gün Adventist Kilisesi’ni kurdular.
Gerçekten de Allah’ın yeryüzü tarihinin son günlerinde böylesi ilahî bir kader hareketinin olduğunu anlamak heyecan verici. Bu benzersiz peygamberlik sözü hareketi dünyayı O’nun dönüşüne hazırlamak için Allah tarafından bilhassa ortaya çıkarılmıştır. Bugün dünyadaki 200’den fazla ulusta, tüm önemli dillerde, Allah’ın sevgi ve hakikat mesajı Advent hareketinde ilan edilmektedir. Allah Yedinci Gün Adventist Kilisesi’ni dünyayı etkileyecek son günlere dair güçlü bir peygamberlik sözü hareketi olarak bilhassa ortaya çıkarmıştır. Yedinci Gün Adventist Kilisesi sıradan bir mezhep değildir: bu son günler için Allah’ın atadığı, ilahî çağrıyı almış olan bir peygamberlik sözü hareketidir.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Sonunda Yusuf söz aldı. “Bir şeye inanmakta zorlanıyorum. Allah böyle acı bir deneyimin kendi halkının başına gelmesine neden izin versin? İnsanların elindeki bilgi doğru bile olmadığı halde peygamberlik sözü nasıl yerine gelebilirdi?”
Herkes Mehmet’e, “Aynı şeyi düşünüyorduk, ama sormaya korkuyorduk” der gibi baktı.
Mehmet yanıtladı: “Bunun hakkında da bir şeyler okudum ve okuduklarım bana mantıklı geldi. Kutsal Kitap’ta bulduğum bir örneği dinleyin. İsa çarmıha gerilmesinden önceki pazar günü Yeruşalim’e girerken insanlar “Davut Oğlu’na hozana!” diye bağırıyorlardı. Krallarını karşılıyorlardı. Nitekim Kutsal Yazı’da, Zekeriya 9:9 ayetinde böyle öngörülmüştü: “Ey Siyon kızı, sevinçle coş! Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı! İşte kralın! O adil kurtarıcı ve alçakgönüllüdür. Eşeğe, evet, sıpaya, eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!”
“İnsanlar İsa’nın çıplak halde çarmıha çivilenmek üzere geldiğini bilselerdi sevinçle coşabilirler miydi? Hayır, kederlenirlerdi. Ancak İsa öğrencilerine defalarca kendisinin öldürüleceğini ve üçüncü gün dirileceğini söylemişti. Bilmeleri gerekirdi, fakat bunu göremediler. Peygamberlik sözü yerine gelmişti. İsa’nın çarmıha gerilmesinden önceki pazar günü, tıpkı peygamberlik sözünde bildirildiği gibi insanlar sevinçle bağırırlarken O Yeruşalim’e girdi. Allah onların cehaletinden sorumlu değildi, fakat bunun olacağını biliyordu.
“Aynı şekilde 1844’te de tüm dünyanın dikkati Mesih’in ikinci gelişine ilişkin peygamberlik sözlerine yoğunlaşmıştı. İnsanlar İsa’nın gökteki tapınakta Kefaret Günü hizmetine başlamakta olduğunu bilseler aynı heyecanla vaaz ederler miydi? Büyük ihtimalle hayır. Allah onların yanlış anlayışlarından sorumlu muydu? Hayır, fakat bunun olacağını biliyordu. Peygamberlik sözü yerine gelmişti.
“İsa’nın çarmıha gerilişinin ardından öğrenciler küçük düşmüş ve kırılmışlardı. Allah belirtiler ve harikalarla kendi Ruhu’nu üzerlerine dökebildi. Allah gururlu bir halka belirtiler ve harikalar vermez. Yoksa şerefi kendi üzerlerine alırlar.
“Aynı şekilde, 1844 yılındaki aşağılanmanın ardından imanlıların sayısı büyük oranda azaldı ve kalanlar küçük düşmüş ve kırılmıştı. Ve Allah peygamberlik armağanını en az iki erkeğe ve bir kadına verdi. Bu, Yoel tarafından kitapçığının 2. bölüm, 28. ve 29. ayetlerinde kaydedildiği üzere, önceden bildirilmişti: “Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum’u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum’u dökeceğim.”
“Böylece 1844 yılını çevreleyen olaylarda Boru Çalma Bayramı yerine geldi. Tüm dünyanın dikkati İsa Mesih’e ve yargıya çekilmişti.”
S8. Mesih’in ikinci gelişine hazırlanıyor musunuz? Nasıl?
Y. ______________________________________________
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
[1] Bkz. Yuhanna 1:29.
Önceki derslerimizden birinde dünyanın sona ermesinden önce, yani İsa’nın gelerek ölüler arasındaki doğru kişileri diriltip onları göğe ulaştırmasından önce, bir yargılama olması gerektiğini öğrenmiştik. Bu yargılamanın tam olarak ne zaman başlayacağını da öğrendik. Daniel peygambere 2300 yıllık bir sürenin geçeceği gösterilmişti, bundan sonra yargı defterleri açılacak ve herkesin durumu ayrı ayrı değerlendirilecekti. Ayrıntılı bir çalışmayla 2300 yıllık peygamberlik sözü süresinin M.S. 1844 yılında sona erdiğini öğrendik. Başka bir deyişle, 1844 sonbaharından beri dünya son safhasına girmiştir.
Gerçekten, 1844 yılından bu yana süre gelen dönemin, insanlık tarihinin önceki beş bin yılına kıyasla sıra dışı bir çağ olduğunu herkes kabul edecektir. On binlerce insanı bir anda öldürebilecek bir bombanın icat edildiği, aya yolculuklar yapıldığı ve uyduların galaksimizin uzak köşelerine gönderildiği, ayrıca tüm dünyanın bilgi birikiminin cep telefonunuza indirilebildiği bir çağ oldu. Ancak insanlar meşgulken, Allah da meşguldü. Göğün mahkemelerinde o zamandan beri çok önemli bir olay gerçekleşmektedir. Her bir insanın sonsuz hayatı alıp alamayacağına karar verilmektedir.
Allah dünyayı yargının başlangıcına ve dünyanın sonuna dair uyarılmamış bir halde bıraktı mı? Kesinlikle hayır! Allah’ın dünyayı yargıya ve Mesih’in ikinci gelişine hazırlamak için ne yaptığını göreceğiz. Biz de son günlerde özel bir göreve sahip olan bir topluluk hakkında bilgi edineceğiz.
Allah eski İsrail’in ibadet hizmetleri içinde yargının duyurulmasına ilişkin bir peygamberlik sözü verdi. Eski Ahit’te belirtilen çöldeki tapınma çadırı ve daha sonraki tapınak hizmetleri, Mesih’in işine ilişkin öğretilerle doluydu. Hayvan kurbanları, “dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu” olan İsa’ya işaret ediyordu.[1] Eski Antlaşma’nın başrahibi, bizim yararımıza göksel tapınakta hizmet eden başrahibimiz İsa’yı temsil ediyordu. Ancak tapınağın peygamberlik sözleri açısından anlamı günah sunularıyla sınırlı değildi. Allah, Mesih’e ilişkin gelecekteki olayların öngörüsü niteliğinde Yahudi bayramlar ve kutlamalar düzenini verdi. Bunlar bir anlamda insanların kurtuluşunda gerçekleşecek olan önemli olaylara dair ders kitabı veya yol haritası niteliğindeydi. Levililer 23. bölümde açıklanan bayramların her biri Allah’ın insanlık yararına gelecekte yapacağı bir işe doğrudan işaret etmektedir. Bayramlar ilkbaharda ve sonbaharda kutlanıyordu. Bu iki mevsim Allah’ın insanların kurtuluşu çalışmasının iki önemli dönemini temsil etmektedir. Bahar bayramları, aşağıda açıklandığı şekilde, Mesih’in bu dünyaya ilk gelişiyle ilgilidir:
Birinci ilkbahar bayramı aslında Fısıh ve Mayasız Ekmek bayramı olmak üzere iki bayramın birleşiminden oluşuyordu. Fısıh dinî takvimin birinci ayının 14. gününde, çoğunlukla Nisan ayında gerçekleşir. İsrailliler kölelikten kurtarılmadan önce, Allah Mısır’daki her ailenin ilk doğan oğlunu öldürmek üzere bir yıkım meleği gönderdi. Ancak, Allah bir kuzu kurban ederek kanını evlerinin kapı sövelerine ve üst eşiklerine sürenlerin ilk oğullarını koruma sözü verdi. Fısıh kuzusu Allah’ın tüm insanlığa kurtuluş sağlama tasarısını simgeliyor ve önceden bildiriyordu. İsa’nın ölümüne kadar, Yahudiler bu bayramı bin yıldan uzun bir zamandır kutlamışlardı. Ancak İsa çarmıhta öldüğünde, bayram yeni bir anlam kazandı.
Kutsal Kitap “Çünkü Fısıh kuzumuz Mesih kurban edildi” diyor (1. Korintliler 5:7). Yeni Ahit peygamberleri Mesih’in kurbanlığının o nihaî tasarının yerine gelişi olduğunu anladılar. İsa’nın tüm insan nesli için kurban olduğunu idrak ettiler. İsa “dünyanın günahını ortadan kaldıran” Fısıh kuzusudur! Dahası, İsa tam olarak tapınaktaki Fısıh kurbanının sunulduğu zamanda ölmüştür!
Fısıh’ın sonuna kadar İsraillilerin evlerindeki tüm mayayı bulmaları ve ortadan kaldırmaları gerekiyordu, gelecek yedi gün boyunca da yalnızca mayasız ekmek yiyebilirlerdi. Neden böyle yapmalıydılar? Mayasız ekmek İsraillilere her zaman Mısır’dan aceleyle çıkışlarını ve geride bıraktıkları kölelik hayatını hatırlatıyordu. Ne var ki, Yeni Ahit’te mayanın anlamına ilişkin daha da fazla anlayış ediniyoruz. Mayadan neredeyse her bahsedildiğinde günahın simgesi olarak kullanılıyor. Kısacası, Allah imanlıların günahın esaretinden kurtulduklarını hatırlamalarını, dolayısıyla günahı hayatlarından çıkarmalarını istiyor. Eski günahkâr yaşam tarzlarımızı geride bırakmalı ve yeni yaratıklar olarak yaşamalıyız. (Bakınız Romalılar 6:6, 7, 17, 18 ve 1. Korintliler 5:7, 8).
Bir sonraki ilkbahar bayramı Sallamalık Demet Sunusu’ydu. Fısıh kuzusunun kesilişinin üçüncü gününde, Rabb’in huzurunda taze bir sap tahıl sallanmadan İsraillilerin arpa hasadı yapmaları yasaktı. Kısacası, taze sap hasadın ilk ürünüydü.
Bu neyi simgeliyor olabilirdi? Yeni Ahit’te bu nasıl yerine gelmiştir? Öncelikle, hasadın insanların Allah’ın krallığında bir araya gelmelerini simgelediğini hatırlamamız önemlidir. İsa bu dili hem ruhsal yeniden doğuş (lütuf krallığı) hem de ölümden diriliş (yücelik krallığı) anlamında kullandı. (Bakınız Matta 9:37, 38; 13:30, 39). İsa geldiğinde ne olacak? Mesih’te olan ölüler O’nu havada karşılamak üzere diriltilecekler. İsa Sallamalık Demet Sunusu bayramının sabahında ölümden dirildiğinde, tıpkı kendisi gibi diriltilecek olanların ilk ürünü oldu! (Bakınız 1. Korintliler 15:20, 23).
Bir sonraki ilkbahar bayramı olan Pentikost, diğer bir hasat kutlamasıydı. Bu bayramda İsrailliler tapınakta Rabb’in huzurunda iki somun buğday ekmeği sallıyorlardı. Bu neyi simgeliyordu? Bunun Yeni Ahit’teki yerine gelişi nedir? Pentikost günü, İsa ölümden dirildikten elli gün sonra, Ruh öğrencilerin üzerine döküldü ve Rab için büyük bir insan “hasadı” biçildi. (Bakınız Elçilerin İşleri 2:1, 41, Yakup 1:18 ve 1. Korintliler 15:23).
Burada bir örüntünün ortaya çıktığını görüyor musunuz? Bayramlar kurtuluş tasarısındaki büyük olaylara işaret etmekle kalmıyorlardı, her bir olayın gerçekleşeceği günlerdeydiler! Bunu aklımızda tutarak şu soruyu sormalıyız: “Peki ya güz bayramları? Onlar da tam zamanında yerine gelecekler mi?” Evet, gelecekler. Yalnızca İsrailliler için değil, tüm insanlar için önemli olmayacaklar mı? Evet, olacaklar. Bu bayramları inceleyerek gelecekte ne olacağı hakkında daha fazla bilgi edinebilir miyiz? Tekrar, cevap evet.
Güz bayramlarının birincisi Boru Çalma Bayramı’ydı. Bu bayram yedinci ayın birinci günündeydi. Dinlenme ve borazan çalma günüydü. Bunun anlamı neydi? On gün sonra gerçekleşecek olan Kefaret Günü’ne, ya da Yargı Günü’ne dikkat çekiyordu. Bu peygamberlik sözünün son zamanda yerine gelişi nedir? Ne zaman ve nasıl gerçekleşti? Bunu bu dersin ilerisinde öğreneceğiz. Şimdi ikinci güz bayramı olan Kefaret Günü’ne bakalım.
Daniel 8:14 ayeti “2300 akşam, sabah olacak, sonra kutsal yer yeniden düzene konulacak” diyor. Tapınağın yeniden düzene konulması Kefaret Günü’nde, ya da Yargı Günü’nde gerçekleşiyordu. Bunun 22 Ekim 1844 tarihinde yerine geldiğini biliyoruz. İsa yargı işine başlamak üzere göksel tapınağın En Kutsal Yer’ine girdi. Bu tam olarak eski İbrani takviminin yedinci ayının onuncu gününde meydana geldi.
Üçüncü bayram, Çardak Bayramı da denilen Hasat Bayramı’ydı. Eski zamanlarda insanlar Yeruşalim’e gelerek geçici barınaklar yapıyor ve yılın son hasadını kutluyorlardı. Bu, Allah’ın tüm halkı için kurtuluş tasarısında zamanın sonunda nasıl yerine gelecekti? Bu ders, bu sırrı açıklayacak olan gelecekteki bir dersin temelini atacak. Şimdilik Kutsal Kitap’taki başka bir peygamberlik sözüne bakarak onu tarihle karşılaştıralım ve Boru Çalma Bayramı’nın zamanın sonunda nasıl yerine geldiğini görelim.
Vahiy 10. bölümde Yargı Günü’nün duyuruluşunu önceden bildiren bir peygamberlik sözü var. Vahiy 10:1–11 ayetlerini okuyun.
S1. Vahiy 10:10 ayetinde, acı olan ve tatlı olan nelerdir?
Y. ______________________________________________
“Küçük tomar”ı yemenin hem tatlı, hem de acı bir deneyim olduğu anlaşılmaktadır.
Vahiy 10:2 ayetinde melek “açık” bir tomar tutuyor. 6. ve 7. ayetlerde tomarın başlıca konusunun sonun zamanı olduğunu bize söylüyor.
S2. Hangi tomar, yani kitap, zamanın sonuna kadar kapanmalıydı? Daniel 12:4 ayetini okuyun.
Y. ______________________________________________
Kapanması veya “mühürlenmesi” gerektiği söylenen tek peygamberlik sözü kitabı Daniel. Ancak sonsuza dek kapalı olacağını söylemiyor, yalnızca “son gelinceye dek.”
S3. Daniel kitabında “sonla ilgili” hakkında olduğu bilhassa belirtilen peygamberlik sözü hangisidir? Daniel 8:14, 17 ayetlerini okuyun.
Y. ______________________________________________
Önceki derslerimizden birinde işlediğimiz gibi, Daniel 8:14 ayetindeki 2300 peygamberlik sözü günü M.S. 1844’te sona eren 2300 gerçek yıla karşılık gelmektedir. O yıl gökteki yargılama başladı. Peki ya duyuru? Boru Çalma Bayramı tarihte ne zaman yerine geldi?
1700’lerin sonunda ve 1800’lerin başında çok sayıda ilahiyatçı ve sıradan insanlar birbirlerinden bağımsız olarak Daniel kitabını incelemeye başladı. Ünlü bilim adamı Isaac Newton bunlardan biriydi ve Kutsal Kitap peygamberlik sözleri hakkında neredeyse yaptığı bilimsel keşifler kadar çok yazdı. Allah peygamberlik sözleri hakkında bilgi verdikçe Daniel kitabının “mührü kaldırılıyor” veya “açılıyor”du.
Pek çok kişi Daniel kitabında buldukları İsa’nın yakındaki dönüşüne ilişkin yeni ve umut dolu anlayışlarla heyecanlandı. Bu “kitabın yenilmesi”ydi, “ağızlarında tatlı”ydı. Binlerce kişi İsa’nın çok yakında geleceğini duyurma işine girişti.
“Tomar yemek” bize tuhaf görünebilir, fakat Kutsal Kitap Allah’ın yasasının “süzme petek balından tatlı” olduğunu söylüyor (Mezmur 19:10). Ayrıca, Yeremya peygamber diyor, “Sözlerini bulur bulmaz yuttum, bana neşe, yüreğime sevinç oldu” (Yeremya 15:16).
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“Bu peygamberlik sözünü anlamayı gerçekten istiyorsak” dedi Gül, “bir tarihçiye ihtiyacımız var.”
Tüm başlar Mehmet’e doğru döndü, o da herkese kaşlarını kaldırarak gülümsedi. “2300 gün hakkındaki bu peygamberlik sözleri çalışması beni İnternet’e yönlendirdi. Bu şeyler hakkında bizim tarih kitaplarımızda herhangi bir şey okuduğumu hatırlamadım, ama zaten neden olsun ki? Bu konular Hristiyanlıkla ilgili. Bizim kitaplarımızda yok.
“İnternet’te çok ilginç bazı şeylere rastladım. Bunlardan biri William Miller adlı bir adamla ilgiliydi. William Miller Amerika Birleşik Devletleri’nin New York eyaletindeki Low Hampton kentinde yaşayan bir çiftçiydi. Önceden Allah’ın dünyayı yarattığına ve kendi haline bıraktığına inanıyordu. Fakat zaman içinde bir Kurtarıcı’ya iman etti ve yeni inancını dostlarına ve kendisine kanıtlamak için Kutsal Yazılar’ı sistematik bir şekilde araştırmaya başladı. Yaratılış kitapçığından başladı ve ancak her bölümü tatmin edici bir şekilde açıklayabildiği ölçüde ilerledi. Bu 1816 yılı civarındaydı.
“Miller araştırdı ve Kutsal Kitap’ın sıklıkla simgesel bir dil kullanmasına rağmen öngörülerin gerçek olaylarla yerine geldiğini ortaya çıkardı. Bu Daniel 2. ve 7. bölümlerdeki özet peygamberlik sözleri için, ayrıca Mesih’in birinci gelişi için de geçerliydi. Miller Mesih’in ikinci gelişinin gerçek bir olay olacağı sonucunu çıkardı. Miller araştırmasına devam ettiğinde kutsal yerin 2300 gün sonra temizleneceğini belirten Daniel 8:14 ayetindeki peygamberlik sözüne geldi.
“Miller Kutsal Kitap’taki simgesel peygamberlik sözlerinde bir günün gerçek bir yıl anlamında kullanıldığını anladı. Bu durumda 2300 gün aslında 2300 yıl demekti ve peygamberlik sözü Yeruşalim’deki tapınak olamazdı, zira bu tapınak M.S. 70 yılında yerle bir edilmişti. Miller peygamberlik sözünde öngörülen kutsal yerin yeryüzü olduğuna ve Mesih’in ikinci gelişinde ateşle temizleneceğine ikna oldu.
“Miller görüşlerini vaaz etmesi için davet edildi. Çok geçmeden pek çok vaaz daveti gelmeye başladı, bu arada Miller fikirlerini kaleme aldı. Vaizliğinin ilk günlerinde İsa’nın 1843 yılında geleceğini savunuyordu. Fakat vakit yaklaşırken başkaları da araştırıyordu ve Kefaret Günü’nün 22 Ekim 1844 tarihinde gerçekleşeceğini ortaya çıkardılar.
“Bir Baptist Kilisesi Miller’in vaaz etmesine izin verdi ve binlerce kişi Mesih’in 1844 yılında geleceği bildirisini duyduğunda büyük bir uyanış meydana geldi. Buna Büyük Advent Uyanışı adı verildi. Mesih aracılığıyla kurtuluşu ve O’nun ikinci gelişini ilanda başka vaizler de ona katıldı. 1842 yılında kamp toplantıları başladı. Binlerce kişi bir araya geldi, en büyük kamplardan birinde 9000 kişi vardı.
“Dünya çapında başkaları da Mesih’in bu zamanda ikinci gelişini duyurdular. Joseph Wolff Ortadoğu’ya gönderilen bir haberciydi. Edward Irving, 500 diğer vaizle birlikte, İsa’nın gelmekte olduğunu tüm Britanya Adaları’nda duyurdu. Güney Amerika’da Manuel De Lakunza dünyanın sonunun yakın olduğunu beyan eden bir broşür yazdı. Bilhassa Amerika’da İsa’nın 1844 yılında gelmesini bekleyenlere ‘Adventist’ denildi, bu kavram ‘geliş’ anlamındaki ‘advent’ sözcüğünden türemiştir.
“Tabii ki İsa gelmedi ve bu Büyük Hüsran olarak bilindi. Mesih’in çok yakında geri döneceğinin vaaz edilişi Mesih’i sevenlere bal gibi tatlı geldi. Ancak Mesih gelmediğinde, midede acı oldu. Pek çok kişi Miller’in ve diğerlerinin yaptığı hesaplamaları yadsıyarak bir kenara attı.”
Ekrem, “Peygamberlik sözü kutsal yerin temizleneceğini bildiriyordu” dedi. “Dünyanın sona ereceğini söylemiyordu.”
Türkan, “Doğru” diye ekledi.
Mehmet sözlerine devam etti: “Bazı insanlar 1844’e ilişkin zaman hesaplarında yanlış hiçbir şey görmüyorlardı. Hesaplamalara sıkı sıkıya sarılan az sayıdaki Adventist ışık ve anlayış için dua etti. Adventistlerin duyurusu süresince Kutsal Ruh’un insanları günaha dair ikna etme işini görmüşlerdi. Pek çok kişinin ihtida ettiğini görmüşlerdi. Zamana ilişkin peygamberlik sözünü tekrar tekrar kontrol ettiler. Hiçbir yanlış göremiyorlardı.
“Zamana ilişkin peygamberlik sözü doğru idiyse, kutsal yerden kastedilenin yeryüzü olduğuna dair inanışlarında yanılmış olabilirler miydi? Kutsal Kitap’larını araştırdılar ve gökte bir tapınak olduğunu öğrendiler. Yeryüzündeki tapınağın kurtuluş planına ilişkin bir peygamberlik sözü olduğunu ve Kefaret Günü’nün yerine gelişinin gökte olması gerektiğini öğrendiler. Zamanlama doğruydu. Ancak İsa 1844’te yeryüzüne gelmedi, bunun yerine büyük Kefaret Günü’nde, veya Yargı Günü’nde gökteki tapınakta görevine başladı.
“Boru Çalma Bayramı Miller ve diğerlerinin vaaz edişlerinde yerine gelmişti. Dünya sonun zamanının 1844’le birlikte geldiğini bilmeliydi. Kefaret Günü dünyaya duyurulmalıydı… ve duyuruldu da.”
Herkes gözleri Mehmet’e dikilmiş bir halde oturuyordu. Daha önce hiç böyle bir şey duymamışlardı. (Devam edecek)
S4. Daniel 7. bölümdeki yargı sahnesinde, İnsanoğlu nereye geldi? Daniel 7:9–14 ayetlerini okuyun.
Y. ______________________________________________
İnsanoğlu yeryüzüne değil, Eskiden Beri Var Olan’a geldi. Mesih yargı işini yerine getirmek üzere Allah’ın huzuruna getirildi.
S5. Eski Ahit'teki bir peygamberlik sözünde, Rabb'in "ansızın" nereye geleceği söyleniyor? Malaki 3:1–6 ayetlerini okuyun.
Y. ______________________________________________
Mesih’in gelişine ortamı hazırlamak için O’nun önünden giden bir haberci olduğunu hatırlarsınız. Bu Vaftizci Yahya’ydı. Bundan sonra Rab birdenbire kendi tapınağına gelecekti. İnsanlar İsa’nın yargı işine başlamak üzere göksel tapınağın En Kutsal Yer’ine girmesini beklemiyorlardı. İsa’nın bu dünyaya gelmesini bekliyorlardı. İsa birdenbire, beklenmedik şekilde tapınağa girdi.
Fakat bu ayetlerde bahsedilen başka bir “geliş” var. Bu ikinci ayette: “Onun geleceği güne kim dayanabilir?” şeklinde belirtiliyor. Burada İsa’nın bu dünyaya ikinci gelişinden söz ediliyor. Buna kim dayanabilecek? Altın ve gümüşün ateşte arındırıldığı gibi, sıkıntılar ocağında rafine edilen ve arındırılan kişiler. Allah’ın halkının İsa’nın gelişinden önce yapması gereken bir iş vardır. Tüm bencilliği ve günahı bir kenara bırakmalıdırlar. İsa bizzat geldiğinde ancak böyle dayanabilirler.
Gökteki yargı çok yakında sona erecek, böylece tüm insanların kaderi sonsuza dek mühürlenerek yargı defterleri kapanacak. O zaman, çok yakın bir gelecekte, Hayat Kitabı’na artık yeni bir ad yazılmayacak. Bundan sonra İsa gelecek.
Şimdi, adlarımız yargıda okunmadan önce, hayatlarımızdan günahı çıkarma zamanıdır. Şimdi her bir günahı itiraf etme ve Mesih’in kanının iman yoluyla adlarımıza uygulanmasını sağlama zamanıdır.
S6. Malaki kitapçığında olduğu gibi, Vahiy kitapçığında da şu soru soruluyor: "Çünkü onların gazabının büyük günü geldi. Buna kim dayanabilir?” Vahiy 6:17. Yanıtta, mühürlenmiş olan bir grup insan görülüyor. Mühürlenmiş olanlar kimlerdir? Vahiy 6:15–17 ve Vahiy 7:1–3 ayetlerini okuyun.
Y. ______________________________________________
Mühürlenme kendimizi tamamen Mesih’e adadığımızda ve dünyanın yollarını terk ettiğimizde gerçekleşir.
S7. Elçi Yuhanna küçük kitabı “yedikten” ve kitap ağzında tatlı midesinde acı olduktan sonra kendisine ne yapması bildirildi? Vahiy 10:11 ayetini okuyun.
Y. ______________________________________________
Yuhanna’ya “Yine birçok halk, ulus, dil ve kralla ilgili olarak peygamberlikte bulunmalısın” emri verildi. Bu mesajı Türkiye’de yaşayan bize getiren bu emirdir! Burada kendimizi Kutsal Yazı’nın içinde buluyoruz! 1844’teki hayal kırıklığının ardından, İsa geride kalan küçük Adventist topluluğunun içinden yeryüzünde dinamik, ilahî bir hareket çıkardı, sonuçta tüm yerküreye yayılacak bir hareket. İsa’nın yeniden geleceğini duyuracak ve insanları hayatlarını O’na teslim ederek On Emir’e sevgi dolu bir itaat içinde karşılık vermeye sevk edecekti.
On Emir Allah’ın kutsal tapınağının tam merkezindeydi. Adventist imanlılar ilk kez yargı saatinde yaşadıklarını ve kendilerinin On Emir’e göre yargılanacaklarını anladılar! Allah’ın itaat çağrısını sezdiler ve kurtuluşları için İsa’nın kanına sarıldılar. Göğün tapınağındaki antlaşma sandığı Allah’ın yasasını ortaya koydu. Onun mükemmellik standardı, İsa’nın sunduğu lütfun altında sığınak bulmanın kendileri için ne kadar önemli olduğunu daha da iyi anlamalarını sağladı. Ayrıca dördüncü emirdeki Şabat’ın önemini açık bir şekilde gördüler. Daha sonra, 1863 yılında Yedinci Gün Adventist Kilisesi’ni kurdular.
Gerçekten de Allah’ın yeryüzü tarihinin son günlerinde böylesi ilahî bir kader hareketinin olduğunu anlamak heyecan verici. Bu benzersiz peygamberlik sözü hareketi dünyayı O’nun dönüşüne hazırlamak için Allah tarafından bilhassa ortaya çıkarılmıştır. Bugün dünyadaki 200’den fazla ulusta, tüm önemli dillerde, Allah’ın sevgi ve hakikat mesajı Advent hareketinde ilan edilmektedir. Allah Yedinci Gün Adventist Kilisesi’ni dünyayı etkileyecek son günlere dair güçlü bir peygamberlik sözü hareketi olarak bilhassa ortaya çıkarmıştır. Yedinci Gün Adventist Kilisesi sıradan bir mezhep değildir: bu son günler için Allah’ın atadığı, ilahî çağrıyı almış olan bir peygamberlik sözü hareketidir.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Sonunda Yusuf söz aldı. “Bir şeye inanmakta zorlanıyorum. Allah böyle acı bir deneyimin kendi halkının başına gelmesine neden izin versin? İnsanların elindeki bilgi doğru bile olmadığı halde peygamberlik sözü nasıl yerine gelebilirdi?”
Herkes Mehmet’e, “Aynı şeyi düşünüyorduk, ama sormaya korkuyorduk” der gibi baktı.
Mehmet yanıtladı: “Bunun hakkında da bir şeyler okudum ve okuduklarım bana mantıklı geldi. Kutsal Kitap’ta bulduğum bir örneği dinleyin. İsa çarmıha gerilmesinden önceki pazar günü Yeruşalim’e girerken insanlar “Davut Oğlu’na hozana!” diye bağırıyorlardı. Krallarını karşılıyorlardı. Nitekim Kutsal Yazı’da, Zekeriya 9:9 ayetinde böyle öngörülmüştü: “Ey Siyon kızı, sevinçle coş! Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı! İşte kralın! O adil kurtarıcı ve alçakgönüllüdür. Eşeğe, evet, sıpaya, eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!”
“İnsanlar İsa’nın çıplak halde çarmıha çivilenmek üzere geldiğini bilselerdi sevinçle coşabilirler miydi? Hayır, kederlenirlerdi. Ancak İsa öğrencilerine defalarca kendisinin öldürüleceğini ve üçüncü gün dirileceğini söylemişti. Bilmeleri gerekirdi, fakat bunu göremediler. Peygamberlik sözü yerine gelmişti. İsa’nın çarmıha gerilmesinden önceki pazar günü, tıpkı peygamberlik sözünde bildirildiği gibi insanlar sevinçle bağırırlarken O Yeruşalim’e girdi. Allah onların cehaletinden sorumlu değildi, fakat bunun olacağını biliyordu.
“Aynı şekilde 1844’te de tüm dünyanın dikkati Mesih’in ikinci gelişine ilişkin peygamberlik sözlerine yoğunlaşmıştı. İnsanlar İsa’nın gökteki tapınakta Kefaret Günü hizmetine başlamakta olduğunu bilseler aynı heyecanla vaaz ederler miydi? Büyük ihtimalle hayır. Allah onların yanlış anlayışlarından sorumlu muydu? Hayır, fakat bunun olacağını biliyordu. Peygamberlik sözü yerine gelmişti.
“İsa’nın çarmıha gerilişinin ardından öğrenciler küçük düşmüş ve kırılmışlardı. Allah belirtiler ve harikalarla kendi Ruhu’nu üzerlerine dökebildi. Allah gururlu bir halka belirtiler ve harikalar vermez. Yoksa şerefi kendi üzerlerine alırlar.
“Aynı şekilde, 1844 yılındaki aşağılanmanın ardından imanlıların sayısı büyük oranda azaldı ve kalanlar küçük düşmüş ve kırılmıştı. Ve Allah peygamberlik armağanını en az iki erkeğe ve bir kadına verdi. Bu, Yoel tarafından kitapçığının 2. bölüm, 28. ve 29. ayetlerinde kaydedildiği üzere, önceden bildirilmişti: “Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum’u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum’u dökeceğim.”
“Böylece 1844 yılını çevreleyen olaylarda Boru Çalma Bayramı yerine geldi. Tüm dünyanın dikkati İsa Mesih’e ve yargıya çekilmişti.”
S8. Mesih’in ikinci gelişine hazırlanıyor musunuz? Nasıl?
Y. ______________________________________________
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
[1] Bkz. Yuhanna 1:29.