|
26. Ders: Sebt Günü Nasıl Tutulmalı?
Geçen dersimizde Şabat’ın Mesih ile Şeytan arasındaki son krizde merkezdeki sınama noktası olduğunu görmüştük. Mücadelede Allah’ın tarafında olanlar, O’nun mührü olan Şabat emrini de içeren Allah’ın emirlerini tutarlar. Kutsal Ruh Allah’ın yasasını kalplerimizde mühürleme görevini yerine getirir. Allah’a isyan edenler canavara ve onun suretine tapacaklardır, bu suret papalığın sahte Şabat’ıdır (yani pazar günü).
Bu Allah’ın izleyicilerini çok önemli bir soruya getirir. Şabat nasıl tutulmalıdır? Neye izin verilir, neye verilmez? Bunu öğrenmek için Kutsal Yazılar’a giderek Allah’ın Şabat hakkındaki amacını incelememiz yeterlidir. Bu şekilde Allah’a ruhta ve gerçekte ibadet edebiliriz.
S1. Allah’ın ilk yaratılış haftasının yedinci gününde yaptığı dört şeyi sayabilir misiniz? Yaratılış 2:1–3 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Allah işini bitirdi, işinden istirahat etti, yedinci günü bereketledi ve yedinci günü kutsadı. Kutsamak, bir şeyi kutsal olarak ilan etmek ve onu sıradan kullanımdan ayrı tutmak anlamına gelir. Bu, Şabat’ı tutmayı düşündüğümüzde sorabileceğimiz bir sorudur. Televizyon veya radyodaki şeyler kutsal mı, sıradan mıdır? Posta kutusundaki mektuplar kutsal mı, yoksa sıradan mıdır? Şabat günü kutsal bir kullanım için ayrılmıştır.
S2. Allah başlangıçta yedinci günü kutsadığında, bunun yalnızca o gün olmayıp ardından gelen her yedinci günü de içerdiğinden nasıl emin olabiliriz? Mısır’dan Çıkış 20:8–11 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Allah kutsal gününü hatırlamamızı söyledi. Başlangıçtan beri bu şekilde belirlenmişti. İsraillilerin Şabat’ı kutsal tutmalarının nedeni, yaratılışın hatırlatıcısı olmasıydı. Allah Şabat gününde çalışmamamız ve başkalarını çalıştırmamamız gerektiğini söyledi.
S3. Kutsal Kitap’ta Şabat’ı kutsal tutmak için başka hangi neden bildirilmiştir? Yasanın Tekrarı 5:12–15 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Şabat yaratılışın ve aynı zamanda kurtuluşun hatırlatıcısıdır. Allah dünyayı yarattığında, önce her şeyi hazırladı ve Adem ile Havva’ya karşılıksız armağan olarak verdi. Adem ile Havva’nın bunu kazanmaları ya da elde etmek için çalışmaları gerekmedi. Aynı şekilde, kurtuluşumuz İsa Mesih aracılığıyla mümkün olan Allah’ın bir armağanıdır. Onu biz kazanmadık ve oluşturmadık. İman yoluyla bir armağan olarak alırız. Şabat gününde İsa Mesih aracılığıyla verilen Allah’ın karşılıksız armağanları, yaratılış ve kurtuluş ile sevinç duyarız. Dolayısıyla iman ederek imanlılar olduğumuz gibi, Şabat’ı da iman yoluyla kutsal tutarız.
S4. Şabat günü ne zaman başlar? Yaratılış 1:5 ve Levililer 23:32 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kutsal Kitap’a göre Şabat günü günbatımında başlar. Yani Şabat günü cuma akşamı günbatımında başlar ve cumartesi akşamı günbatımında sona erer. Günümüzde hesaplamada kullanılan günün gece yarısı başlaması düzeni Kutsal Kitap kaynaklı değildir, sonraları Roma döneminde benimsenmiştir. Şabat’a başlamanın uygun bir yöntemi, günbatımından hemen önce aileyi bir araya toplayarak ilahiler söylemek, dua etmek ve övgüler sunmak olacaktır.
S5. Hangi faaliyetin bilhassa Şabat günü yapılması belirtilmiştir? Levililer 23:3 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Şabat kutsal bir toplantıdır. Rab tarafından çağrılmış, gerekli bir topluluktur. Hasta veya evden ayrılamayacak durumda iseniz, veya kilise ya da ibadet topluluğundan fiziksel olarak çok uzakta yaşıyorsanız bu ayrı bir konu, ancak topluluğa gelip gelmemeye alışverişe gitmeye karar verdiğimiz gibi karar veremeyiz. Rab’le buluşmak için çağrılmış bir topluluktur. İbadet edenler geleneksel olarak cumartesi sabah saatlerinde bir araya gelirler, ancak bu toplanma zamanı Kutsal Kitap’ta emredilmiş değildir.
S6. Rabb’in huzuruna nasıl çıkacağımızla ilgili olarak hangi genel ilkeyi görüyoruz? Mısır’dan Çıkış 23:15 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kültürümüzde birisini evinde ziyarete giderken eli boş gidilmemesi gerektiği söylenir. Bu anlayış Rabb’in evini ziyaretimiz için de geçerlidir. Yanımızda bir sunu getirmeli ve bunu Rabb’e takdim etmeliyiz.
S7. Topluma açık ibadette Rabb’in huzuruna geldiğimizde nasıl bir görünümde olmalıyız? Mısır’dan Çıkış 19:10, 11; Yeşaya 57:15, 3:16–23 ve 1. Timoteos 2:9, 10; 3:14, 15 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Sebt gününde Rabb’in huzuruna geldiğimizde kendimizi hem kalben hem de bedenen kutsal kılmalıyız. Yukarıda belirtilen Mısır’dan Çıkış kitapçığındaki ayetler Rabb’in huzuruna çıkmadan önce yıkanmamız gerektiğini bildiriyor. O’nun huzuruna kirli ve hırpani bir halde çıkmamalıyız. Bu nedenle ibadet için fiziksel bir hazırlık vardır. Yeşaya kitapçığındaki ayetler alçakgönüllü olmaktan ve elbiseyle gururlanmamaktan söz ediyor. 1. Timoteos kitapçığı bu anlayışı tekrarlıyor ve mütevazı giyinmenin her zaman Allah’ın kilisesinin bir parçası olarak uygun davranış olduğunu belirtiyor. Bu her zaman geçerliyse, topluma açık ibadette O’nun huzuruna geldiğimizde bilhassa geçerlidir. Gösterişli giysiler giyilmemeli, insanların dikkatini Allah’tan uzaklaştırıp kendimize çekecek takılar takılmamalıdır. İmanlılar için bu zorunlulukların olduğunu bilmeyen ziyaretçiler gelebilir. Onları kınamamalıyız. Örnekliğimizle onları İsa’ya ve gerçeği öğrenebilecekleri Allah’ın sözüne yönlendirmeliyiz.
S8. Kutsal Kitap Şabat gününde çalışmamamız gerektiğini bildiriyor. Ne var ki, insan diğer günlerde olduğu gibi bu gün de yemek zorunda. Bu konuda ne yapılmalı? Mısır’dan Çıkış 16:23–29 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Hazırlık günü Şabat’tan önceki gün olan cumadır. O gün pişireceklerimizi pişirmeli, kaynatılması gerekenleri kaynatmalıyız. Yemek hazırlığını cuma günü yapmalı ve yemekleri ertesi gün yenecek şekilde saklamalıyız. Soğuk yemek yememiz gerekmez. Yemekleri cuma günü hazırlayabilir, Şabat gününde ise ısıtabiliriz. Şabat gününde ağır iş yapılmadığından, yemeklerimiz çoğunlukla diğer günlerde olduğundan daha hafif ve daha basit olabilir. Rabb’in bu emri genellikle yemekleri hazırlayanlar olan kadınlara daha fazla serbestlik vermelidir. Bu Şabat günü onların Rab’le birlikte derin düşünceye ve duaya daha fazla vakit ayırabilmelerini sağlar.
Bir Hristiyan’ın Şabat günü yemek pişirmesi veya kaynatması yasaksa, bunu sizin yerinize yapması için başka birisine para ödemek yasal mıdır? Şabat gününde erkek veya kadın hizmetçimizi de çalıştırmayalım, aksi halde işi kendimiz yapmış gibi suçlu oluruz.
S9. Peki ya Şabat günü alışverişe gitmek? Bu yasak mı? Nehemya 10:31 ve 13:15–21 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Alışveriş yapmak alıcı açısından iş değildir, ancak kutsal olmadığı da kesin. Bu Şabat günü satıcının çalışmasını teşvik etmek anlamına gelir. Bu anlamda o da yasaktır. Şabat günü kutsal bir kullanım için ayrılmıştır. Dolayısıyla alışveriş yapmak, dünyevi dergiler ve kitaplar okumak, dünyevi eğlence ve diğer dünyevi faaliyetler Şabat ruhuyla uyumlu değildir.
S10. Bazı kişilerin Şabat gününde yaptığı, Rabb’in gözünde uygunsuz olan şey neydi? Amos 8:4-6 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Halk işlerini görebilmek için Şabat’ın sona ermesini dört gözle bekliyordu, üstelik işleri kötülükle ilgiliydi. Bu, konunun özüne inmektedir. Şabat’ı tutmak kalple ilgili bir konudur. Allah’ı seviyorsanız ve O’nun yasasına itaatkâr olmayı istiyorsanız, O’nun Şabat gününde bizden ne beklediğini öğrenmek sizi memnun edecektir. Fakat Şabat’ı kurtulmak için tutulması gereken bir kural olarak görürsek, bu ayetleri okumak işkence olur. Aklımızı yasanın ruhunu yerine getirmeye vermeliyiz.
S11. Yeşaya tarafından Şabat gününe ilişkin nasıl bir öğüt ve bereketler bildirilmiştir? Yeşaya 58:13, 14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Yasanın ruhu Şabat’a zevkli gün demek, Allah ve aileyle birlikte Allah’ın yaratışının tadını çıkarmaktır. Mümkünse ailenin Şabat gününde evden çıkarak kırlara gitmesi, burada Allah’ın yaratışının izlerini hayretle seyretmeleri iyi olacaktır. Şabat ruhuna girdiğimizde, Şabat gününde sıradan şeyler yapıyor olmayacağız, hatta bunlar hakkında konuşmayacağız. Düşüncelerimiz Rab’de olacak. Bunda bir bereket vardır. Bu bereket yalnızca imanla Allah’ın istirahatine girilerek elde edilebilir. Allah bizi yarattı. O bizi Mesih aracılığıyla kurtardı. Şabat gününde ailemizle birlikte O’nunla olmanın tadını çıkaralım.
S12. Şabat gününde imanımızı başkalarına bildirmemiz uygun mudur? Luka 4:31, 32 ve Matta 12:1–8 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tabii ki İsa müjdeyi öğretti ve bu da Şabat’ın tutulmasıyla uyumlu. İsa’nın öğrencileri bu çalışmada O’nunla birlikteydiler. Ellen White’ın yazılarından alınan şu yoruma bakın:
“Davut’un açlığını bastırmak için kutsal kullanım amacıyla ayrılmış olan ekmeği yemesi doğru idiyse, öğrencilerin kutsal Şabat saatlerinde ihtiyaçlarını karşılamak için ekinleri koparmaları da doğruydu. Yine, tapınaktaki rahipler Şabat günü diğer günlerde olduğundan daha fazla çalışıyorlardı. Dünyevi işlerde aynı emeği harcamak günah olacaktı; ancak rahiplerin işi Allah’ın hizmetindeydi. Onlar Mesih’in kurtarıcı gücüne işaret eden ayinleri gerçekleştiriyorlardı, bu nedenle çalışmaları Şabat’ın amaçlarıyla uyumluydu. Fakat şimdi Mesih’in kendisi gelmişti. Öğrenciler Mesih’in işini yaparken Allah’ın hizmetinde bulunuyorlardı ve bu işin tamamlanması için gereken şeyi Şabat gününde yapmak doğruydu” (Desire of Ages [Sevgi Öğretmeni], s. 285).
S13. Şabat günü hastalara bakmaya ara mı vermeliyiz? Matta 12:9–13 ve Luka 13:11-17 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S14. İyi işler yapıldığı müddetçe, Şabat günü herhangi bir şey yapmak yasal mıdır? Luka 23:52–24:1 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İnsani mantıkla ölmüş olan Rabb’in bedenini yağla meshetmek Şabat için uygun bir iş olurdu. Ancak müjde yazarı İsa’nın en yakınında olanların bunu Şabat’a uygun bir iş olarak görmediklerini kaydediyor. Belki bunu acıları dindirmeye yönelik bir merhamet eylemi olarak görmemişlerdi, zira İsa zaten ölmüştü.
Bazı kişiler Şabat günü evden çıkamayan birisinin yıkanmış çamaşırlarını asmanın veya fakir bir kimsenin evini boyamanın uygun olacağını düşünür. Bunlar bir Hristiyan’ın yapması gereken iyi şeyler olsa da, acıları dindirmezler ve başka bir günü bekleyebilirler. Çıkış 31. bölümde, Allah tapınma çadırının yapımı için talimatları verdi. İnsanlar konu tapınak olduğundan Şabat günü tapınakta çalışmalarının doğru olduğunu düşünmüş olabilirler. Allah buna izin vermedi, ancak derhal İsraillilere Şabat’ın tutulması gerektiğini hatırlatan talimatlar verdi.
S15. Peki ya Şabat gününde yolculuk etmek? Matta 24:20 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa öğrencilerini Yeruşalim’in yaklaşan yıkılışına dair uyardığında, onlara kentten Şabat günü kaçmak zorunda kalmamaları için dua etmelerini söyledi. İsa neden özellikle Şabat gününü belirtti? Acele bir kaçış haftanın hangi günü olursa olsun zihni endişe ve stresle dolduracaktı. Ancak bu stres ve endişe muhakkak Şabat’ın kutsallığını bozacaktı. Şabat günü başka nedenlerle seyahat etmeli miyiz? Peki ya iş için yolculuk etmek? Şabat gününün saatlerini kendi kişisel ya da mesleğimizle ilgili işimizi yapmak amacıyla yolculuk için kullanmalı mıyız? Bu kesinlikle Şabat’ın ruhuna uygun gözükmüyor. Peki ya tatil için yolculuk etmek? Bu daha önce Yeşaya 58:13 ayetinde okuduğumuz “keyfinize bakmak” olmaz mı? Yolculuk çoğunlukla zihinlerimizi kutsal konulardan uzaklaştıran, gürültülü ve işlek ortamlarda gerçekleşir. Yolculuk çoğunlukla dinlendirici değil yorucu bir girişimdir. Öte yandan kimi zaman kurtuluş getirme işi için Şabat günü yolculuk etmek gerekli olabilir. Bu durumda izin verilebilir. Toplantıya gitmek ve oradan gelmek için yolculuk etmek gereklidir. Aileyi doğada gezintiye çıkarmak için yolculuk uygun olur.
Şabat dünyanın tüm dikkat dağıtıcı unsurlarını ortadan kaldırarak Allah’la ve İsa’yla ilişkimize odaklanma zamanıdır. Şabat Allah’ın hem yaratıcı hem de kurtarıcı gücünün bir hatırlatıcısıdır. İmanla bu armağanlarda istirahat ederiz. Şabat bir iman eylemidir, o gün kendimize hizmet etmiyor olmamıza rağmen Allah’ın ihtiyaçlarımızı karşılayacağına itimat etmemizdir.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“Ah, Afife, çok üzgünüm!” Fatma birazdan ağlayacak gibiydi. Mert ve Gül annelerini telefonla konuşurken bu kadar üzen şeyin ne olduğunu merak ederek birbirlerine baktılar.
“Bak, geri döndüğümde seni ziyaret edeceğim, tamam mı? Herhalde yalnızca tepkisel bir davranıştı. Vakit daha erken. Aklı başına gelecektir” dedi Fatma. “Peki, ama gerçekten çok üzgünüm Afife. Her ikiniz için de dua edeceğiz.”
Gül annesi telefonu kapattığında, “Ne oldu?” diye sordu.
“Reşat Şabat konusunda patronuyla konuşmaya çalışmış ama sonu hiç iyi olmamış. Reşat’ın canı o kadar sıkılmış ki, bundan böyle grubumuza gelmeyeceğini söylemiş. Zavallı Afife ağlıyordu. Bu meselenin evliliğini yıkacağından bile korkuyor.”
Mert, “Ne yapacağız?” dedi.
“Bence şimdilik müdahale etmeye çalışmamız iyi olmaz. Evlerinde hava çok gergin. Konunun soğumasını bekleyelim. Yola çıkmalıyım, gün batmadan oraya varmak istiyorum.”
Fatma, annesiyle çocuklarını evde bırakarak iki saatlik uzaklıktaki bir kentte oturan bir arkadaşını ziyarete gidiyordu. Onlara söylemedi, fakat bu arkadaşı ona Kaderi Değiştiren derslerini veren müşterisiydi. Kadının adı Sevim’di. Sevim eşi Martin’le birlikte Fatma’yı Şabat gününü evlerinde geçirmesi için davet etmişti.
İki saatlik yol Fatma’ya çok uzun geldi, yolun kendisinden değil ama Reşat ve Afife yüzünden. Onları aklından çıkaramıyordu. Reşat pek çok konuda epey bilgili ve ruhsal yönü kuvvetliydi. Her şeyi bu kadar çabuk bırakacağını düşünmek Fatma için çok sarsıcı olmuştu.
Fatma vardığında Sevim ve Martin onu sıcak karşıladılar. Martin’in belirgin bir aksanı vardı ve çok konuşmuyordu, ancak konuşulanları gayet iyi anlıyordu. Oturup on beş dakika kadar sohbet ettiler, sonra da birlikte adaçayı içtiler. Daha çaylarını bitirmeden Martin ayağa kalkarak küçük bir kitaplığa gitti ve tümü aynı tipte spiral kapaklı üç kitap aldı. Martin kitaplardan birini Fatma’ya verdi, o da kapağına baktı. Yedinci Gün Adventist İnanlı Topluluğu İlahi Kitabı. Daha kapağı incelemekteyken Martin’in sesini duydu: “Şabat gününü açmak için otuz iki numaralı ilahiyi söyleyelim. ‘Unutma Şabat’ı.’ ”
Sevim’le Martin söylemeye başladılar, fakat Fatma melodiyi bilmediği için sadece dizeleri sessizce okudu. Ancak üçüncü dörtlüğe geldiklerinde nakaratı takip edebiliyordu.
Geldi, geldi, işte geldi, Kutsal Sebt Günü
Geldi, geldi, işte geldi, Kutsal Sebt Günü
Birden Fatma’nın gözleri doldu ve gözyaşlarını silmek için hızla elini kaldırdı.
Sevim sordu: “Fatma, iyi misin?”
Fatma gözyaşları arasından gülümseyerek, “Evet, evet iyiyim” dedi. Fatma gerçekten neden ağladığını bilmiyordu.
Başka ilahiler de söylediler ve yerde diz çökerek dua ettiler. Bundan sonra biraz sessizlik oldu. Ne televizyon açıktı, ne radyo, ne de bilgisayar. Sessiz bir huzur vardı.
Sonunda Sevim sessizliği bozarak Fatma’ya Allah’la ruhsal yolculuğunu ve hayatında neler olduğunu sordu. Fatma evindeki grup toplantısını, kaç kişinin geldiğini ve öğrendikleri konuları anlattığında Sevim ve Martin’in hayretten ağızları açık kaldı. Birlikte Rabb’e hamdettiler. Sevim bu haberi sabahleyin ibadet etmek üzere toplanacak olan imanlılar grubuna duyurmak için sabırsızlanıyordu, öyle ki yerinde rahat oturamıyordu.
Kadınlar geç vakte kadar uyanık durdular ve Sevim Martin’le Bodrum’da tatil yaparken nasıl tanıştığını anlattı. Uzun bir süre internet üzerinden yazışmışlardı ve tatil süresiyle parasının elverdiği sürece ziyarete geliyordu. Martin Adventist bir ailede doğup büyümüştü. İmanını Sevim’le paylaşmıştı ve o da iman etmişti. Martin’in öğretmen olarak görev yaptığı İngiltere’ye yerleşmek onlara çok cazip gelmişti. Ancak Martin Türkiye’yi o kadar sevmişti ki, burada oturmayı denemeye karar verdiler. Öğretmenlik lisans derecesi sayesinde özel bir okulda İngilizce öğretmeni olarak iş bulabilmişti.
Sabahleyin bir iş hanına gittiler, beşinci kattaki bir ofisin kapısında dernek olduğunu belirten bir tabela vardı. Fatma orada neyle karşılaşacağını düşünüp heyecanlanıyordu. Daha önce “kilise”ye gitmemişti. İçeri girdiler, ayakkabılarını çıkararak terlik giydiler. Kapıda bir kadın onları karşıladı. Gülümseyerek, Fatma’yı her şeyin yerini kendisine göstermek üzere çağırdı.
Bir mutfak ve çocuklara ayrılmış iki oda vardı. Fatma kapıdan çocukların kahkahalarını ve oyunlarını duyabiliyordu. Kutsal Kitap’ların ve pek çok diğer kitabın, bilhassa Ellen G. White’ın kitaplarının olduğu bir kitaplık vardı. Bir yanda başka bir toplantı alanı vardı, ancak o zaman burası boştu. Ana ibadet salonunda birkaç kişi oturuyor, bazıları da ilahi söylemek için hazırlık yapıyordu. Sevim, Martin ve Fatma onlara katıldı. İlahiler ve ruhsal ezgiler söyledikten sonra dua ederek Fatma’nın daha önce boş gördüğü toplantı salonuna geçtiler. Yavaş yavaş daha fazla insan gelmeye ve o salonda toplanmaya başladı. Herkes daire biçiminde oturdu.
Çok geçmeden grup tartışma rehberi gibi görünen bir kitapçığı açıyorlardı. Bunlara Şabat Grupları adını veriyorlardı. Bir kişi tartışmayı yönetiyordu. Kitapçıkta Kutsal Kitap hakkında pek çok soru ve bilgi vardı. 45 dakikalık canlı bir tartışmanın ardından insanların konuşarak sosyalleşmeleri için bir ara verildi. Herkes Fatma’yla tanışarak konuşmaktan mutlu oldu.
Sonra herkes ilahi söylemek ve dua etmek üzere ana salona döndü. Dua etmeden önce insanlar hayatlarında olan olayları ve Allah’ın kendilerini nasıl bereketlediğini paylaştılar. Ayrıca dua isteklerini de paylaştılar. Sevim Fatma’yı gruba tanıttı ve gruptakiler ondan kendi ev grubunda neler olduğunu paylaşmasını istediler. Fatma anlattıkça, onun topluluğunu öğrenmenin sevinciyle kendilerinden geçtiler. “Rabb’e hamdolsun!” ve “Amin!” diyorlardı. Fatma oturduğunda adeta ışık saçıyordu.
Biraz daha müzik ve çocukların söylediği ezgileri dinlediler, sonra da ihtiyarlardan birinin verdiği vaazı dinlediler. Sonra öğlen yemeği oldu. Herkes diğerleriyle paylaşmak üzere bir çeşit yemek getirmişti. Sofraları kurdular ve birlikte yerken konuştular. Fatma hiçbir şey getirmediği için utanıyordu, fakat Sevim onu rahatlattı: “Sana bundan bahsetmemiştim, merak etme. Dün senin için de fazladan yemek pişirdim.”
Kilise ibadetinden sonra nehir kıyısındaki bir parkta yürüyüşe çıktılar.
Fatma, “Beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim” dedi. “Böyle bir gün geçirmek cennet gibi. Ne kadar mutluyum anlatamam.”
“Fatma, ziyaretinin bugün hayatlarımızı ne kadar neşeyle doldurduğunu tahmin bile edemezsin. Lütfen daha sık gel. Lütfen, lütfen arkadaşlarını da getir.”
“Gelirim, fakat sizin de bizi ziyaret etmenizi bekliyorum. Lütfen gelin. Herkes sizinle tanışmak isteyecek.”
S16. Hayatınızda Şabat’ın huzuruna sahip olmak ister misiniz?
Y. __________________________________________________
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
Geçen dersimizde Şabat’ın Mesih ile Şeytan arasındaki son krizde merkezdeki sınama noktası olduğunu görmüştük. Mücadelede Allah’ın tarafında olanlar, O’nun mührü olan Şabat emrini de içeren Allah’ın emirlerini tutarlar. Kutsal Ruh Allah’ın yasasını kalplerimizde mühürleme görevini yerine getirir. Allah’a isyan edenler canavara ve onun suretine tapacaklardır, bu suret papalığın sahte Şabat’ıdır (yani pazar günü).
Bu Allah’ın izleyicilerini çok önemli bir soruya getirir. Şabat nasıl tutulmalıdır? Neye izin verilir, neye verilmez? Bunu öğrenmek için Kutsal Yazılar’a giderek Allah’ın Şabat hakkındaki amacını incelememiz yeterlidir. Bu şekilde Allah’a ruhta ve gerçekte ibadet edebiliriz.
S1. Allah’ın ilk yaratılış haftasının yedinci gününde yaptığı dört şeyi sayabilir misiniz? Yaratılış 2:1–3 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Allah işini bitirdi, işinden istirahat etti, yedinci günü bereketledi ve yedinci günü kutsadı. Kutsamak, bir şeyi kutsal olarak ilan etmek ve onu sıradan kullanımdan ayrı tutmak anlamına gelir. Bu, Şabat’ı tutmayı düşündüğümüzde sorabileceğimiz bir sorudur. Televizyon veya radyodaki şeyler kutsal mı, sıradan mıdır? Posta kutusundaki mektuplar kutsal mı, yoksa sıradan mıdır? Şabat günü kutsal bir kullanım için ayrılmıştır.
S2. Allah başlangıçta yedinci günü kutsadığında, bunun yalnızca o gün olmayıp ardından gelen her yedinci günü de içerdiğinden nasıl emin olabiliriz? Mısır’dan Çıkış 20:8–11 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Allah kutsal gününü hatırlamamızı söyledi. Başlangıçtan beri bu şekilde belirlenmişti. İsraillilerin Şabat’ı kutsal tutmalarının nedeni, yaratılışın hatırlatıcısı olmasıydı. Allah Şabat gününde çalışmamamız ve başkalarını çalıştırmamamız gerektiğini söyledi.
S3. Kutsal Kitap’ta Şabat’ı kutsal tutmak için başka hangi neden bildirilmiştir? Yasanın Tekrarı 5:12–15 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Şabat yaratılışın ve aynı zamanda kurtuluşun hatırlatıcısıdır. Allah dünyayı yarattığında, önce her şeyi hazırladı ve Adem ile Havva’ya karşılıksız armağan olarak verdi. Adem ile Havva’nın bunu kazanmaları ya da elde etmek için çalışmaları gerekmedi. Aynı şekilde, kurtuluşumuz İsa Mesih aracılığıyla mümkün olan Allah’ın bir armağanıdır. Onu biz kazanmadık ve oluşturmadık. İman yoluyla bir armağan olarak alırız. Şabat gününde İsa Mesih aracılığıyla verilen Allah’ın karşılıksız armağanları, yaratılış ve kurtuluş ile sevinç duyarız. Dolayısıyla iman ederek imanlılar olduğumuz gibi, Şabat’ı da iman yoluyla kutsal tutarız.
S4. Şabat günü ne zaman başlar? Yaratılış 1:5 ve Levililer 23:32 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kutsal Kitap’a göre Şabat günü günbatımında başlar. Yani Şabat günü cuma akşamı günbatımında başlar ve cumartesi akşamı günbatımında sona erer. Günümüzde hesaplamada kullanılan günün gece yarısı başlaması düzeni Kutsal Kitap kaynaklı değildir, sonraları Roma döneminde benimsenmiştir. Şabat’a başlamanın uygun bir yöntemi, günbatımından hemen önce aileyi bir araya toplayarak ilahiler söylemek, dua etmek ve övgüler sunmak olacaktır.
S5. Hangi faaliyetin bilhassa Şabat günü yapılması belirtilmiştir? Levililer 23:3 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Şabat kutsal bir toplantıdır. Rab tarafından çağrılmış, gerekli bir topluluktur. Hasta veya evden ayrılamayacak durumda iseniz, veya kilise ya da ibadet topluluğundan fiziksel olarak çok uzakta yaşıyorsanız bu ayrı bir konu, ancak topluluğa gelip gelmemeye alışverişe gitmeye karar verdiğimiz gibi karar veremeyiz. Rab’le buluşmak için çağrılmış bir topluluktur. İbadet edenler geleneksel olarak cumartesi sabah saatlerinde bir araya gelirler, ancak bu toplanma zamanı Kutsal Kitap’ta emredilmiş değildir.
S6. Rabb’in huzuruna nasıl çıkacağımızla ilgili olarak hangi genel ilkeyi görüyoruz? Mısır’dan Çıkış 23:15 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kültürümüzde birisini evinde ziyarete giderken eli boş gidilmemesi gerektiği söylenir. Bu anlayış Rabb’in evini ziyaretimiz için de geçerlidir. Yanımızda bir sunu getirmeli ve bunu Rabb’e takdim etmeliyiz.
S7. Topluma açık ibadette Rabb’in huzuruna geldiğimizde nasıl bir görünümde olmalıyız? Mısır’dan Çıkış 19:10, 11; Yeşaya 57:15, 3:16–23 ve 1. Timoteos 2:9, 10; 3:14, 15 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Sebt gününde Rabb’in huzuruna geldiğimizde kendimizi hem kalben hem de bedenen kutsal kılmalıyız. Yukarıda belirtilen Mısır’dan Çıkış kitapçığındaki ayetler Rabb’in huzuruna çıkmadan önce yıkanmamız gerektiğini bildiriyor. O’nun huzuruna kirli ve hırpani bir halde çıkmamalıyız. Bu nedenle ibadet için fiziksel bir hazırlık vardır. Yeşaya kitapçığındaki ayetler alçakgönüllü olmaktan ve elbiseyle gururlanmamaktan söz ediyor. 1. Timoteos kitapçığı bu anlayışı tekrarlıyor ve mütevazı giyinmenin her zaman Allah’ın kilisesinin bir parçası olarak uygun davranış olduğunu belirtiyor. Bu her zaman geçerliyse, topluma açık ibadette O’nun huzuruna geldiğimizde bilhassa geçerlidir. Gösterişli giysiler giyilmemeli, insanların dikkatini Allah’tan uzaklaştırıp kendimize çekecek takılar takılmamalıdır. İmanlılar için bu zorunlulukların olduğunu bilmeyen ziyaretçiler gelebilir. Onları kınamamalıyız. Örnekliğimizle onları İsa’ya ve gerçeği öğrenebilecekleri Allah’ın sözüne yönlendirmeliyiz.
S8. Kutsal Kitap Şabat gününde çalışmamamız gerektiğini bildiriyor. Ne var ki, insan diğer günlerde olduğu gibi bu gün de yemek zorunda. Bu konuda ne yapılmalı? Mısır’dan Çıkış 16:23–29 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Hazırlık günü Şabat’tan önceki gün olan cumadır. O gün pişireceklerimizi pişirmeli, kaynatılması gerekenleri kaynatmalıyız. Yemek hazırlığını cuma günü yapmalı ve yemekleri ertesi gün yenecek şekilde saklamalıyız. Soğuk yemek yememiz gerekmez. Yemekleri cuma günü hazırlayabilir, Şabat gününde ise ısıtabiliriz. Şabat gününde ağır iş yapılmadığından, yemeklerimiz çoğunlukla diğer günlerde olduğundan daha hafif ve daha basit olabilir. Rabb’in bu emri genellikle yemekleri hazırlayanlar olan kadınlara daha fazla serbestlik vermelidir. Bu Şabat günü onların Rab’le birlikte derin düşünceye ve duaya daha fazla vakit ayırabilmelerini sağlar.
Bir Hristiyan’ın Şabat günü yemek pişirmesi veya kaynatması yasaksa, bunu sizin yerinize yapması için başka birisine para ödemek yasal mıdır? Şabat gününde erkek veya kadın hizmetçimizi de çalıştırmayalım, aksi halde işi kendimiz yapmış gibi suçlu oluruz.
S9. Peki ya Şabat günü alışverişe gitmek? Bu yasak mı? Nehemya 10:31 ve 13:15–21 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Alışveriş yapmak alıcı açısından iş değildir, ancak kutsal olmadığı da kesin. Bu Şabat günü satıcının çalışmasını teşvik etmek anlamına gelir. Bu anlamda o da yasaktır. Şabat günü kutsal bir kullanım için ayrılmıştır. Dolayısıyla alışveriş yapmak, dünyevi dergiler ve kitaplar okumak, dünyevi eğlence ve diğer dünyevi faaliyetler Şabat ruhuyla uyumlu değildir.
S10. Bazı kişilerin Şabat gününde yaptığı, Rabb’in gözünde uygunsuz olan şey neydi? Amos 8:4-6 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Halk işlerini görebilmek için Şabat’ın sona ermesini dört gözle bekliyordu, üstelik işleri kötülükle ilgiliydi. Bu, konunun özüne inmektedir. Şabat’ı tutmak kalple ilgili bir konudur. Allah’ı seviyorsanız ve O’nun yasasına itaatkâr olmayı istiyorsanız, O’nun Şabat gününde bizden ne beklediğini öğrenmek sizi memnun edecektir. Fakat Şabat’ı kurtulmak için tutulması gereken bir kural olarak görürsek, bu ayetleri okumak işkence olur. Aklımızı yasanın ruhunu yerine getirmeye vermeliyiz.
S11. Yeşaya tarafından Şabat gününe ilişkin nasıl bir öğüt ve bereketler bildirilmiştir? Yeşaya 58:13, 14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Yasanın ruhu Şabat’a zevkli gün demek, Allah ve aileyle birlikte Allah’ın yaratışının tadını çıkarmaktır. Mümkünse ailenin Şabat gününde evden çıkarak kırlara gitmesi, burada Allah’ın yaratışının izlerini hayretle seyretmeleri iyi olacaktır. Şabat ruhuna girdiğimizde, Şabat gününde sıradan şeyler yapıyor olmayacağız, hatta bunlar hakkında konuşmayacağız. Düşüncelerimiz Rab’de olacak. Bunda bir bereket vardır. Bu bereket yalnızca imanla Allah’ın istirahatine girilerek elde edilebilir. Allah bizi yarattı. O bizi Mesih aracılığıyla kurtardı. Şabat gününde ailemizle birlikte O’nunla olmanın tadını çıkaralım.
S12. Şabat gününde imanımızı başkalarına bildirmemiz uygun mudur? Luka 4:31, 32 ve Matta 12:1–8 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tabii ki İsa müjdeyi öğretti ve bu da Şabat’ın tutulmasıyla uyumlu. İsa’nın öğrencileri bu çalışmada O’nunla birlikteydiler. Ellen White’ın yazılarından alınan şu yoruma bakın:
“Davut’un açlığını bastırmak için kutsal kullanım amacıyla ayrılmış olan ekmeği yemesi doğru idiyse, öğrencilerin kutsal Şabat saatlerinde ihtiyaçlarını karşılamak için ekinleri koparmaları da doğruydu. Yine, tapınaktaki rahipler Şabat günü diğer günlerde olduğundan daha fazla çalışıyorlardı. Dünyevi işlerde aynı emeği harcamak günah olacaktı; ancak rahiplerin işi Allah’ın hizmetindeydi. Onlar Mesih’in kurtarıcı gücüne işaret eden ayinleri gerçekleştiriyorlardı, bu nedenle çalışmaları Şabat’ın amaçlarıyla uyumluydu. Fakat şimdi Mesih’in kendisi gelmişti. Öğrenciler Mesih’in işini yaparken Allah’ın hizmetinde bulunuyorlardı ve bu işin tamamlanması için gereken şeyi Şabat gününde yapmak doğruydu” (Desire of Ages [Sevgi Öğretmeni], s. 285).
S13. Şabat günü hastalara bakmaya ara mı vermeliyiz? Matta 12:9–13 ve Luka 13:11-17 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S14. İyi işler yapıldığı müddetçe, Şabat günü herhangi bir şey yapmak yasal mıdır? Luka 23:52–24:1 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İnsani mantıkla ölmüş olan Rabb’in bedenini yağla meshetmek Şabat için uygun bir iş olurdu. Ancak müjde yazarı İsa’nın en yakınında olanların bunu Şabat’a uygun bir iş olarak görmediklerini kaydediyor. Belki bunu acıları dindirmeye yönelik bir merhamet eylemi olarak görmemişlerdi, zira İsa zaten ölmüştü.
Bazı kişiler Şabat günü evden çıkamayan birisinin yıkanmış çamaşırlarını asmanın veya fakir bir kimsenin evini boyamanın uygun olacağını düşünür. Bunlar bir Hristiyan’ın yapması gereken iyi şeyler olsa da, acıları dindirmezler ve başka bir günü bekleyebilirler. Çıkış 31. bölümde, Allah tapınma çadırının yapımı için talimatları verdi. İnsanlar konu tapınak olduğundan Şabat günü tapınakta çalışmalarının doğru olduğunu düşünmüş olabilirler. Allah buna izin vermedi, ancak derhal İsraillilere Şabat’ın tutulması gerektiğini hatırlatan talimatlar verdi.
S15. Peki ya Şabat gününde yolculuk etmek? Matta 24:20 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa öğrencilerini Yeruşalim’in yaklaşan yıkılışına dair uyardığında, onlara kentten Şabat günü kaçmak zorunda kalmamaları için dua etmelerini söyledi. İsa neden özellikle Şabat gününü belirtti? Acele bir kaçış haftanın hangi günü olursa olsun zihni endişe ve stresle dolduracaktı. Ancak bu stres ve endişe muhakkak Şabat’ın kutsallığını bozacaktı. Şabat günü başka nedenlerle seyahat etmeli miyiz? Peki ya iş için yolculuk etmek? Şabat gününün saatlerini kendi kişisel ya da mesleğimizle ilgili işimizi yapmak amacıyla yolculuk için kullanmalı mıyız? Bu kesinlikle Şabat’ın ruhuna uygun gözükmüyor. Peki ya tatil için yolculuk etmek? Bu daha önce Yeşaya 58:13 ayetinde okuduğumuz “keyfinize bakmak” olmaz mı? Yolculuk çoğunlukla zihinlerimizi kutsal konulardan uzaklaştıran, gürültülü ve işlek ortamlarda gerçekleşir. Yolculuk çoğunlukla dinlendirici değil yorucu bir girişimdir. Öte yandan kimi zaman kurtuluş getirme işi için Şabat günü yolculuk etmek gerekli olabilir. Bu durumda izin verilebilir. Toplantıya gitmek ve oradan gelmek için yolculuk etmek gereklidir. Aileyi doğada gezintiye çıkarmak için yolculuk uygun olur.
Şabat dünyanın tüm dikkat dağıtıcı unsurlarını ortadan kaldırarak Allah’la ve İsa’yla ilişkimize odaklanma zamanıdır. Şabat Allah’ın hem yaratıcı hem de kurtarıcı gücünün bir hatırlatıcısıdır. İmanla bu armağanlarda istirahat ederiz. Şabat bir iman eylemidir, o gün kendimize hizmet etmiyor olmamıza rağmen Allah’ın ihtiyaçlarımızı karşılayacağına itimat etmemizdir.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“Ah, Afife, çok üzgünüm!” Fatma birazdan ağlayacak gibiydi. Mert ve Gül annelerini telefonla konuşurken bu kadar üzen şeyin ne olduğunu merak ederek birbirlerine baktılar.
“Bak, geri döndüğümde seni ziyaret edeceğim, tamam mı? Herhalde yalnızca tepkisel bir davranıştı. Vakit daha erken. Aklı başına gelecektir” dedi Fatma. “Peki, ama gerçekten çok üzgünüm Afife. Her ikiniz için de dua edeceğiz.”
Gül annesi telefonu kapattığında, “Ne oldu?” diye sordu.
“Reşat Şabat konusunda patronuyla konuşmaya çalışmış ama sonu hiç iyi olmamış. Reşat’ın canı o kadar sıkılmış ki, bundan böyle grubumuza gelmeyeceğini söylemiş. Zavallı Afife ağlıyordu. Bu meselenin evliliğini yıkacağından bile korkuyor.”
Mert, “Ne yapacağız?” dedi.
“Bence şimdilik müdahale etmeye çalışmamız iyi olmaz. Evlerinde hava çok gergin. Konunun soğumasını bekleyelim. Yola çıkmalıyım, gün batmadan oraya varmak istiyorum.”
Fatma, annesiyle çocuklarını evde bırakarak iki saatlik uzaklıktaki bir kentte oturan bir arkadaşını ziyarete gidiyordu. Onlara söylemedi, fakat bu arkadaşı ona Kaderi Değiştiren derslerini veren müşterisiydi. Kadının adı Sevim’di. Sevim eşi Martin’le birlikte Fatma’yı Şabat gününü evlerinde geçirmesi için davet etmişti.
İki saatlik yol Fatma’ya çok uzun geldi, yolun kendisinden değil ama Reşat ve Afife yüzünden. Onları aklından çıkaramıyordu. Reşat pek çok konuda epey bilgili ve ruhsal yönü kuvvetliydi. Her şeyi bu kadar çabuk bırakacağını düşünmek Fatma için çok sarsıcı olmuştu.
Fatma vardığında Sevim ve Martin onu sıcak karşıladılar. Martin’in belirgin bir aksanı vardı ve çok konuşmuyordu, ancak konuşulanları gayet iyi anlıyordu. Oturup on beş dakika kadar sohbet ettiler, sonra da birlikte adaçayı içtiler. Daha çaylarını bitirmeden Martin ayağa kalkarak küçük bir kitaplığa gitti ve tümü aynı tipte spiral kapaklı üç kitap aldı. Martin kitaplardan birini Fatma’ya verdi, o da kapağına baktı. Yedinci Gün Adventist İnanlı Topluluğu İlahi Kitabı. Daha kapağı incelemekteyken Martin’in sesini duydu: “Şabat gününü açmak için otuz iki numaralı ilahiyi söyleyelim. ‘Unutma Şabat’ı.’ ”
Sevim’le Martin söylemeye başladılar, fakat Fatma melodiyi bilmediği için sadece dizeleri sessizce okudu. Ancak üçüncü dörtlüğe geldiklerinde nakaratı takip edebiliyordu.
Geldi, geldi, işte geldi, Kutsal Sebt Günü
Geldi, geldi, işte geldi, Kutsal Sebt Günü
Birden Fatma’nın gözleri doldu ve gözyaşlarını silmek için hızla elini kaldırdı.
Sevim sordu: “Fatma, iyi misin?”
Fatma gözyaşları arasından gülümseyerek, “Evet, evet iyiyim” dedi. Fatma gerçekten neden ağladığını bilmiyordu.
Başka ilahiler de söylediler ve yerde diz çökerek dua ettiler. Bundan sonra biraz sessizlik oldu. Ne televizyon açıktı, ne radyo, ne de bilgisayar. Sessiz bir huzur vardı.
Sonunda Sevim sessizliği bozarak Fatma’ya Allah’la ruhsal yolculuğunu ve hayatında neler olduğunu sordu. Fatma evindeki grup toplantısını, kaç kişinin geldiğini ve öğrendikleri konuları anlattığında Sevim ve Martin’in hayretten ağızları açık kaldı. Birlikte Rabb’e hamdettiler. Sevim bu haberi sabahleyin ibadet etmek üzere toplanacak olan imanlılar grubuna duyurmak için sabırsızlanıyordu, öyle ki yerinde rahat oturamıyordu.
Kadınlar geç vakte kadar uyanık durdular ve Sevim Martin’le Bodrum’da tatil yaparken nasıl tanıştığını anlattı. Uzun bir süre internet üzerinden yazışmışlardı ve tatil süresiyle parasının elverdiği sürece ziyarete geliyordu. Martin Adventist bir ailede doğup büyümüştü. İmanını Sevim’le paylaşmıştı ve o da iman etmişti. Martin’in öğretmen olarak görev yaptığı İngiltere’ye yerleşmek onlara çok cazip gelmişti. Ancak Martin Türkiye’yi o kadar sevmişti ki, burada oturmayı denemeye karar verdiler. Öğretmenlik lisans derecesi sayesinde özel bir okulda İngilizce öğretmeni olarak iş bulabilmişti.
Sabahleyin bir iş hanına gittiler, beşinci kattaki bir ofisin kapısında dernek olduğunu belirten bir tabela vardı. Fatma orada neyle karşılaşacağını düşünüp heyecanlanıyordu. Daha önce “kilise”ye gitmemişti. İçeri girdiler, ayakkabılarını çıkararak terlik giydiler. Kapıda bir kadın onları karşıladı. Gülümseyerek, Fatma’yı her şeyin yerini kendisine göstermek üzere çağırdı.
Bir mutfak ve çocuklara ayrılmış iki oda vardı. Fatma kapıdan çocukların kahkahalarını ve oyunlarını duyabiliyordu. Kutsal Kitap’ların ve pek çok diğer kitabın, bilhassa Ellen G. White’ın kitaplarının olduğu bir kitaplık vardı. Bir yanda başka bir toplantı alanı vardı, ancak o zaman burası boştu. Ana ibadet salonunda birkaç kişi oturuyor, bazıları da ilahi söylemek için hazırlık yapıyordu. Sevim, Martin ve Fatma onlara katıldı. İlahiler ve ruhsal ezgiler söyledikten sonra dua ederek Fatma’nın daha önce boş gördüğü toplantı salonuna geçtiler. Yavaş yavaş daha fazla insan gelmeye ve o salonda toplanmaya başladı. Herkes daire biçiminde oturdu.
Çok geçmeden grup tartışma rehberi gibi görünen bir kitapçığı açıyorlardı. Bunlara Şabat Grupları adını veriyorlardı. Bir kişi tartışmayı yönetiyordu. Kitapçıkta Kutsal Kitap hakkında pek çok soru ve bilgi vardı. 45 dakikalık canlı bir tartışmanın ardından insanların konuşarak sosyalleşmeleri için bir ara verildi. Herkes Fatma’yla tanışarak konuşmaktan mutlu oldu.
Sonra herkes ilahi söylemek ve dua etmek üzere ana salona döndü. Dua etmeden önce insanlar hayatlarında olan olayları ve Allah’ın kendilerini nasıl bereketlediğini paylaştılar. Ayrıca dua isteklerini de paylaştılar. Sevim Fatma’yı gruba tanıttı ve gruptakiler ondan kendi ev grubunda neler olduğunu paylaşmasını istediler. Fatma anlattıkça, onun topluluğunu öğrenmenin sevinciyle kendilerinden geçtiler. “Rabb’e hamdolsun!” ve “Amin!” diyorlardı. Fatma oturduğunda adeta ışık saçıyordu.
Biraz daha müzik ve çocukların söylediği ezgileri dinlediler, sonra da ihtiyarlardan birinin verdiği vaazı dinlediler. Sonra öğlen yemeği oldu. Herkes diğerleriyle paylaşmak üzere bir çeşit yemek getirmişti. Sofraları kurdular ve birlikte yerken konuştular. Fatma hiçbir şey getirmediği için utanıyordu, fakat Sevim onu rahatlattı: “Sana bundan bahsetmemiştim, merak etme. Dün senin için de fazladan yemek pişirdim.”
Kilise ibadetinden sonra nehir kıyısındaki bir parkta yürüyüşe çıktılar.
Fatma, “Beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim” dedi. “Böyle bir gün geçirmek cennet gibi. Ne kadar mutluyum anlatamam.”
“Fatma, ziyaretinin bugün hayatlarımızı ne kadar neşeyle doldurduğunu tahmin bile edemezsin. Lütfen daha sık gel. Lütfen, lütfen arkadaşlarını da getir.”
“Gelirim, fakat sizin de bizi ziyaret etmenizi bekliyorum. Lütfen gelin. Herkes sizinle tanışmak isteyecek.”
S16. Hayatınızda Şabat’ın huzuruna sahip olmak ister misiniz?
Y. __________________________________________________
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.