|
27. Ders: Bakiye İmanlı Topluluk
Hepimizin ona göre yaşaması gereken ebedî bir ilke var. Gerçeği öğrenmek için insanlara bakmazsınız, Allah’a ve O’nun İsa Mesih aracılığıyla peygamberlere bildirdiklerine bakarsınız. Allah’ın sözünde gerçeği bir kez bulduktan sonra, bu gerçeği bütünüyle tutan insanları ararsınız. Kutsal Kitap bize böyle bir toplumun zamanın sonuna dek tamamıyla Allah için yaşayacaklarını bildiriyor. Bu toplumun kendilerini tanıyabilmemiz için bazı belirgin özellikleri var. Bu topluma “bakiye” adı veriliyor. Neden onlara bakiye deniyor? Onlara bakiye deniyor, çünkü onlar çok özel ve benzersiz bir toplumdan, zamanın başlangıcından beri Allah’ın tarafında duran kişilerden arta kalanlar. Kutsal Kitap’taki olaylara yakından bakarsanız, bu temsilcilerin Allah’ın tanıkları olarak hizmet ettiklerini görürsünüz. Tıpkı bir kumaş parçasının orijinal elbiseden geriye kalan son parça olduğu gibi, Allah’ın bakiyesi de bir zamanlar mevcut olanın küçük bir kısmı. Bu derste geçmişte Allah’ı temsil etmiş olanların örneklerine bakıp onları hem farklı hale getiren hem de zamanın sonunda Allah’ın bakiye halkında da bulunacak olan özellikleri belirleyeceğiz.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Grup toplantı için bir araya geldiğinde Fatma’nın kalbi heyecanla atıyordu. Kısa süre önce yaşadığı deneyimi onlarla paylaşmak için sabırsızlanıyordu. Odaya bir göz gezdirdi ve herkesin geldiğini, yerlerine oturduklarını ve rahatça yerleştiklerini fark etti.
“Anlaşılan başlayabiliriz. Bir duayla başlayalım. Anne, bizim için dua eder misin?”
“Tabii ki!” dedi.
Gruptakiler diz üstü çöktüler ve başlarını eğerek dua ettiler. Türkan bitirdiğinde hepsi “Amin” dedi, yerlerine oturdular ve Fatma’nın çalışmayı açmasını beklediler. Fakat Fatma 30 saniye kadar elindeki kağıtları karıştırarak öylece oturdu.
Mehmet şakacı bir tonla, “Fatma, herhalde elinde harika bir ders olsa gerek orada çok harika bir ders geçirmişsindir. Bunu bizimle paylaşmayı düşünüyor musun?” diye sordu.
“Ah, afedersiniz. Bu akşam biraz fazla heyecanlıyım. Beni ‘uyandırdığın’ için teşekkür ederim, Mehmet. Tabii ki çalışma yapacağız, fakat bundan önce size bir şey söylemek istiyorum. Biliyorsunuz, bu Hayatı Değiştiren derslerini bana Kaderi Değiştiren derslerini de veren kişiden aldım. Onun adı Sevim. Hatırlarsanız, buradan birkaç saat mesafede bir şehirde yaşadığını ve buraya ara sıra annesini ziyarete geldiğini size söylemiştim. İşte, birkaç hafta önce tekrar dükkanıma geldi ve birbirimize olan biteni anlatarak çok güzel zaman geçirdik. Bana oğlundan ve kızından bahsetti. Kocasının halen İngilizce öğretmenliği yaptığını söyledi. Birşeyden emin değillerdi…”
“Anne, bunları daha sonra da öğrenebiliriz. Kadının derslerle ne ilgisi var?” diyerek Mert araya girdi.
“Sevim beni davet etti, Yedinci Gün Adventist Topluluğu’na gittim.” Fatma açıkladı.
Mert ve Gül sordular: “Gittin mi?”
“Evet, geçen hafta sonu gittim.”
Çocuklar yanıt verdiler: “Ama bize hafta sonu bir arkadaşını ziyaret edeceğini söylemiştin.”
“Haklısınız, öyle de yaptım. Fakat size kiliseye gideceğimi söylemedim, çünkü ilk önce kontrol etmek istedim.”
Herkes aynı anda sordu: “Öyleyse bize neler olduğunu anlat?”
Fatma kocaman gülümseyerek, “Bu akşamki dersten sonra size anlatacağım” dedi.
Ekrem gülümseyerek itiraz etti: “Bizi böyle merakta bıraktıktan sonra derse odaklanabilmemizi nasıl beklersin?”
“İşte, dersi işlersek ziyaretimle ilgili çok önemli bir yorum yapacağımı göreceksiniz. Ders olmadan söyleyeceğim şeyin önemini kavrayamazsınız. Çalışmayı yapalım, sonra da hikâyemi bitiririm.” dedi Fatma.
Herkes istemeye istemeye derslerini açtı ve okumaya başladı. (Devam edecek)
S1. Hanok neden Allah’a çıkarıldı? Yaratılış 5:23, 24 ayetlerini okuyun .
Y. __________________________________________________
Allah’ın bakiye halkının belirgin bir özelliği, Allah’la birlikte yürümeleridir. O onları her nereye yönlendirirse, oraya doğru O’nun ardından giderler (Vahiy 14:4).
S2. Nuh’un çevresindeki insanlar kötü yürekli olmalarına rağmen, o Allah’ı hoşnut eden ne yaptı? Yaratılış 6:5–9 ayetlerini okuyun. (İpucu: Hanok’la aynı şeyi yaptı.)
Y. __________________________________________________
Birkaç yüz yıl sonra, İsrail halkı sapkınlığa gömülmüş haldeyken, Allah yozlaşmış yöneticileri azarlamak ve halkı gerçek Tanrı’ya ibadete geri döndürmek için İlyas peygamberi çağırdı. İlyas büyük bir keder anında dayanma gücünün sonuna geldi. Hayatı tehlikedeydi ve yalnızca ölmek istiyordu. İşte bu anda Allah onu harika haberlerle hayata döndürdü.
S3. Allah İlyas’la nasıl konuştu? 1. Krallar 19:11–14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S4. İlyas’tan başka kaç kişi sahte ilah Baal’e baş eğmemiş ve ibadet etmemişti? 1. Krallar 19:18 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
İlyas yalnız değildi! Allah İlyas’ın en umutsuz anında ona Allah’a sadık kalan tek kişinin o olmadığını söyledi. Başka 7000 kişi daha vardı, bunlar İlyas’ın zamanının bakiyesiydi.
Allah’ın bakiyesinin ikinci bir özelliği doğruluk için ayağa kalkmaları ve kötüleri Allah’ın yasalarını yerine getirmedikleri için azarlamalarıdır. Hristiyan yaşantınızda işler zannettiğiniz şekilde yürümediğinde bırakıp gitmek isteyeceğiniz zamanlar olacaktır. İlyas’ın öyküsünde çok önemli bir gerçeği görüyoruz: Allah bizi kollamaktadır. O bizi gözetmektedir ve bizi cesaretlendirebilecek, tıpkı bizim gibi kişilerin var olmalarını sağlar.
Birkaç yüz yıl ileri saralım ve İsa’nın ölümü, dirilişi ve göğe yükselişinin hemen ardından Allah’ın sadık izleyicilerinin durumu hakkındaki gerçeği açığa çıkaralım (Vahiy 12:1–5 ayetlerini okuyun).
Vahiy kitapçığı hakkında aklımızda tutmamız gereken ilk şey, simgesel anlatımla dolu olduğudur. Dolayısıyla, okumuş olduğumuz imgeleri açıklamak için adım adım çalışalım. Öncelikle bu ayetlerdeki üç temel karakteri belirleyelim.
S5. 1–5 ayetlerindeki üç ana karakter kimlerdir?
Y. __________________________________________________
Çok basit bir anlatımla, bir çocuk doğuran bir kadın var ve büyük ejder onu yok etmek istiyor. İlk olarak büyük ejderi tanımlayalım.
S6. Ejderha kimdir? Vahiy 12:9 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Ejder Şeytan’dır ve belli ki bu çocuktan hoşlanmamaktadır, zira onu öldürmek istemektedir. Şimdi de kadının kim olduğunu anlayalım. Bize yardımcı olması için Eski Ahit’teki bazı simgelere bakacağız.
S7. Allah halkını nasıl adlandırıyor? Yeşaya 51:16 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S8. Allah Siyon’nun neye benzetiyor? Yeremya 6:2 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Böylece Allah’ın halkının Siyon’un kızı olarak adlandırıldığını ve pak, bozulmamış bir kıza benzetildiğini görüyoruz.
S9. Pavlus Korint kilisesini İsa’ya ne olarak takdim etmek istiyor? 2. Korintliler 11:2 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Pavlus Korint kilisesine mektup yazdığında da imanlıları İsa’nın ikinci gelişinde güveyiyle bir araya gelmek için bekleyen pak bir erden kıza benzetmişti.
Allah’ın halkının pak bir erden olarak tasvirini anlamlandırabilmek için, Vahiy kitapçığında sözü edilen başka bir kadın türüne bakalım. Bu kadından pak ve bozulmamış olarak değil, fahişe olarak söz ediliyor (Vahiy 17:1–5 ayetlerini okuyun).
Bu dersimizde tüm simgeleri açıklamaya vaktimiz yok, fakat bu kadının temel niteliğinin ne olduğunu kolaylıkla belirleyebiliriz. O bir fahişe, Kutsal Kitap bu kavramı Allah’ı ruhta ve hakikatte izlemeyenleri tanımlamak için kullanır. Kısacası, bu sahte bir kilise veya ibadet sistemi ve kendisini gerçeğiymiş gibi gösteriyor. Allah’ın sapkın kişileri fahişelere benzettiği ilk örnek bu değil, bunu görmek için bazı ayetlere bakabiliriz (Hezekiel 16:1, 2, 15, 20, 21, 26, 28, 31 ve 32 ayetlerini okuyun).
Bu sözler her ne kadar sert olsa da, mesaj açık. Bir kişinin Allah’a sadakati bozulduğunda ve başka ilahların peşine düştüğünde veya Allah’ın gerçeğini kendi amaçlarına hizmet etmek üzere bastırdığında, erkeklerin peşine düşmüş bir fahişeye benzer. Yeremya peygamber de Allah’a sadık kalanlar ile ruhsal zina işleyenleri birbirinden ayırmak için bu sözleri kullandı (Yeremya 3:1, 2 ayetlerini okuyun).
Vahiy kitapçığında iki kilise tipi görüyoruz: pak ve sadık kilise ile kirli ve sadakatsiz kilise. Kirli ve sadakatsiz kilisenin Katolik Kilisesi ile politik, ekonomik veya ruhsal bakımlardan ona katılan diğer tüm kiliseler olduğunu önceki çalışmalarımızdan biliyoruz. Siz hangisinin bir parçası olmak istersiniz?
Şimdi Vahiy 12. bölümdeki son kişinin, çocuğun kimliğini belirleyelim. Çocuğun kimliğini belirlemeyi kolaylaştıran bir niteliği var. Kutsal Kitap onun tüm uluslara demir bir değnekle hükmedeceğini ve Allah’ın tahtına alınıp götürüleceğini bildiriyor. Bu yalnızca tek bir kişi olabilir.
S10. Onun adı nedir ve o kim? Vahiy 19:11–16 ve Yuhanna 1:14–17 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa insan bedeni içindeki Tanrı Sözü’dür (Yuhanna 1:1–17) ve zamanın sonunda geldiğinde ulusları demir bir değnekle yönetecektir. Dolayısıyla İsa hem Meryem’i (fiziksel açıdan) hem de Allah’ın gerçek izleyicilerini (ruhsal açıdan) simgeleyen kadından doğan çocuktur.
Mesih’in gelişine hazırlanırken Yahudilerin sorumluluğunun ne olduğunu hatırlıyor musunuz (Daniel 9. bölüm)? Adalete, bağışlayıcılığa ve Allah’ın yasasının kutsallığına dayalı bir toplum kurmalıydılar. Halk simgesel olarak Mesih’in doğumuna ve ardından gelecek olan hizmetine hazırlanıyordu. Şeytan, Mesih’in kendisinin günah yoluyla tüm dünya üzerinde oluşturduğu egemenliğini kırmaya geldiğini biliyordu. Bu yüzden bebek İsa’yı öldürme teşebbüsünde Kral Hirodes’i (Matta 2:13) ve daha sonra aynı amaçla Roma İmparatorluğu’nu kullandı (Yuhanna 19. bölüm). Ancak Şeytan’ın tüm tasarıları boşa çıktı ve İsa ölmesine rağmen hayata geri döndü ve göğe yükseldi.
İsa’nın çarmıh üzerinde ölmesinin ve bunun ardından göğe yükselmesinin sonucunda ne olduğunu görelim.
S11. Gökte kimler savaştı? Vahiy 12:7–10 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S12. Savaşı kim kazandı ve İblisle meleklerine ne oldu?
Y. __________________________________________________
Kutsal Kitap’larımızı dikkatle okursak, Şeytan’ın günah işledikten sonra gökten kovulduğunu öğreniriz. İşte bu yüzden o Aden Bahçesi’ndeydi. Daha sonra Eyüp kitabında okuduğumuza göre Şeytan halen göğe ulaşabiliyordu, zira orada Rabb’in huzurunda yapılan bir toplantıya katılmıştı. Bu bize onun kalıcı ikameti yeryüzü olmasına rağmen Allah’ın izniyle göğe halen girebildiğini gösteriyor. Ne var ki, Vahiy kitabında Şeytan’ın gökten kalıcı olarak atıldığını öğreniyoruz.
S13. Şeytan’ın gökten kalıcı olarak atılmasına ne sebep oldu? (İpucu: Bu İsa’nın hayatı ve ölümüyle ilgili).
Y. __________________________________________________
10. ve 11. ayetleri dikkatle okuduğumuzda, Şeytan’ın son düşüşünden, kurtuluş ve İsa’nın ölüm üzerindeki hakimiyeti bağlamında söz edildiğini görüyoruz. Kısaca, Şeytan İsa Mesih’in ölümüne bizzat karıştıktan sonra göksel saraylara girme hakkını tamamen kaybetti. İlk günahının ve insan neslini işlemeye sevk ettiği her günahın nihai bedeli, İsa Mesih çarmıh üzerinde canını verdiğinde bütünüyle sergilendi. İsa’nın zaferi Adem’in her oğluna günahın, suçun ve Şeytan’ın esaretinden kurtulabilecekleri güvencesini verdi. Günah Allah’ın Oğlu’nun ölümüne neden oldu. Sizce Şeytan yaptığından pişmanlık duydu mu? Kesinlikle hayır, hatta daha da öfkelendi ve Allah’ın halkına saldırılarını yoğunlaştırdı.
S14. Şeytan kime saldırdı? Vahiy 12:13 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
İlk kiliseyi hızla gözden geçirdiğimizde karşımıza ürkütücü bir manzara çıkıyor. Yuhanna haricinde, İsa’nın tüm öğrencileri vahşi bir şekilde öldürüldüler. Petrus baş aşağı çarmıha gerildi. Kardeşi Andreas kırbaçlandı ve ölene kadar çarpı biçimindeki bir çarmıha bağlandı. Matta baltayla öldürüldü. Tomas mızrakla vuruldu. Pavlus’un başı kesildi. Romalılar Hristiyanları gladyatörlerin öldürmesi veya aslanların yemesi için arenalara attılar. Liste böylece uzayıp gidiyor. Bu ilk Hristiyanlar neden öldürüldüler? Başka ülkeleri ele geçirmek için ordular mı kurmuşlardı? Hayır! Öldüler, çünkü İsa’nın öğrettiklerine iman etmiş ve iblisin sapkın alternatifleri yerine O’nu izlemeyi tercih etmişlerdi. Ne yazık ki, ilk Hristiyan kilisesi tarihinin ilk 300 yılı pek de hoş geçmemiştir. Fakat Vahiy kitapçığında öngörüldüğü gibi galip geldiler.
S15. İsa’nın izleyicileri Şeytan’ı neyle yendiler? Vahiy 12:11 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S16. Allah’a sadık kalabilmeleri için neyden vazgeçtiler?
Y. __________________________________________________
Dostum, şimdi okumakta olduğumuz Kutsal Kitap’a sahip olabilmemiz için ilk kilise çok büyük bir bedel ödedi. Şeytan Hristiyanları öldürebilirse Allah’ın amaçlarını boşa çıkarabileceğini düşündü. Ancak tüm o ölümlere rağmen kilise gelişti ve galip geldi. Bu bize Allah’ın halkının başka bir niteliğini hatırlatıyor: zulme uğradılar.
Şeytan doğrudan şiddet göstermenin müjdenin yayılışını durdurmadığını gördüğünde, taktik değiştirdi. Allah’ın hakikatini yozlaştırmak amacıyla, pagan inanışları ve uygulamalarıyla kiliseye sızmaya karar verdi. Bu süreç Roma İmparatoru Konstantin Hristiyanlığa ihtida ettiğinde başladı ve Roma piskoposlarının önderliğinde devam etti. Tüm bu çabalar ortaya Roma Katolik Papalık sistemini çıkardı. Kadın, yani Allah’ın halkı, işte bu sistemin hükümranlığı altındayken çöle kaçmaya zorlandı.
S17. Kadın çölde kaç yıl kalıyor? Vahiy 12:14 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu 3,5 yıl konusunda iki hususu akılda tutmak önemli. Birincisi, Yahudiler her biri 30 günden ibaret 12 aydan oluşan bir ay takvimi kullanıyorlar. 3,5 yıldaki günlerin toplam sayısını hesaplarsanız ((360 x 3)+180), 1260 gün sonucuna ulaşırsınız (Vahiy 12:6).
İkincisi, bu günler sözlük anlamıyla gün değil, peygamberlik sözü günleridir. Daniel 7., 8. ve 9. bölümleri işlerken bir yıl–bir gün ilkesini uyguladığımız gibi, aynı ilkeyi burada da uygulamalıyız. Dolayısıyla, Allah kiliseyi 1260 yıl süreyle özel bir şekilde ve özel bir yerde sakladı. (Not: Bu 1260 yıllık dönem Daniel 7. bölümde bir vakit, vakitler ve yarım vakit olarak belirtilmiş ve daha önce Papalık sistemi olarak belirlediğimiz küçük boynuzun hükümranlığına ilişkindir.)
Allah halkını ve tasarısını korumak için ne gerekiyorsa yapacaktır. İşte bu nedenle Allah, 1260 yıllık Papalık zulmü döneminde Hristiyanların kendisine ruhta ve gerçekte ibadet edebilmeleri için sığınak yerleri hazırladı.
S18. Şeytan kadını, yani kiliseyi, nasıl yok etmeye çalıştı? Vahiy 12:15 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kutsal Kitap Şeytan’ın bir sel gönderdiğini belirtiyor. Selin ne olduğunu tespit etmek için birkaç ayete bakalım.
S19. Allah Mısır ordularını neye benzetti? Yeremya 47:1–3 ve 46:7, 8 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Böylelikle, Şeytan Allah’ın halkını yok etme gayretiyle Papalık ordularını gönderdi. Papalık ordularının elinde eziyet gören iki Katolik olmayan Hristiyan topluluğu Huguenotlar ve Valdenslerdi, her iki grup da Kutsal Kitap’ın Tanrı’nın gerçeğinin tek kaynağı olduğuna inanıyordu. Anayurtlarından kaçmaya zorlandılar, dağlarda saklandılar, böylece inançlarını özgürce uygulayabildiler. Büyük kayıplara uğramalarına rağmen, Allah kanlarının boşa dökülmemesini sadakatle sağladı. Bakiye kilise bugün bulunduğu yerde onların fedakârlıkları sayesinde vardır.
14., 15. ve 16. yüzyıllarda Kutsal Kitap yerel dillere tercüme edilmeye başlandı ve Protestan Reformu başladı. Reform’u ezmek için papalık zulme kalkıştığında, Osmanlı’nın Avrupa’ya yaptığı akınlar onları kurtardı. 1700’lerin sonu ve 1800’lerin başında, papalığın 1260 yıllık hakimiyetinin sonunda, Protestan Hristiyanlar Kutsal Kitap’ın Katolik Kilisesi tarafından yüzlerce yıldır gizlenen gerçeklerini keşfetmeye başladılar. Kutsal Kitap’ta keşfettikleri arasında ölülerin durumuyla ilgili gerçek, İsa’nın ikinci gelişi, küçük boynuz gücünün kimliği, Şabat günü ve göksel tapınak yer alıyordu. Bu gerçekler Allah’ın ahir zaman kilisesi, başka bir deyişle bakiye kilisesi tarafından keşfedildi.
S20. Bakiye kilise hangi üç niteliğe sahiptir? Vahiy 12:17 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Şeytan’la savaş halindedirler, Allah’ın emirlerini tutarlar ve İsa’nın tanıklığına sahiptirler. Allah’ın emirlerinin ne olduğunu halihazırda biliyoruz (Mısır'dan Çıkış 20. bölüm).
S21. İsa’nın tanıklığı nedir? Vahiy 19:10 ve Yuhanna 5:39 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa’nın tanıklığı peygamberlik ruhudur. Ruhsal armağanlar hakkındaki çalışmamızda kilisenin ruhsal gelişiminde yardımcı olması için Allah’ın tüm imanlılara özel armağanlar verdiğini öğrenmiştik. Bunların en önemlilerinden birinin peygamberlik armağanı olduğunu öğrendik. Peygamberlik armağanı sapkınlığa ve aldatmacaya karşı savaşımızda son derece önemlidir (1. Korintliler 14:3).
Allah’ın bakiye kilisesinin bir niteliğini daha gözden geçirelim. Son günlerde bakiye kilise çok özel ve önemli bir dizi mesajlar duyurur.
S22. Birinci melek neler bildiriyor? Vahiy 14:6–11 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S23. İkinci melek ne bildiriyor?
Y. __________________________________________________
S24. Üçüncü melek ne bildiriyor?
Y. __________________________________________________
Üç melekle ilgili dersimizde gördüğümüz gibi, Baba Tanrı mesajı İsa’ya verir, İsa bunu meleklere verir, melekler de bunu diğer insanlara iletecek olan peygamberlere verirler.[1] Bundan sonra insanlar da bu mesajı dünyaya iletirler. Zaman alan ve büyük çaba gerektiren ciddi bir iştir. Ayrıca sabırlı olmayı da gerektirir (Vahiy 14:12 ayetini okuyun). Hayati bir gerçeği anlamamız çok önemli. Kutsal Kitap mesajları meleklerin duyurduğunu söylese de, gerçekte bunları duyuran bakiye kilisedir.
S25. Üç meleğin mesajını iletenlerin bakiyeyle aynı şekilde tanımlandıkları dikkatinizi çekti mi? Nasıl tarif ediliyorlar? Vahiy 12:17 ve 14:12 ayetlerini karşılaştırın.
Y. __________________________________________________
Bu son günlerdeki Allah’ın bakiye kilisesinin özelliklerini hızlıca sayalım:
Dostum, bu niteliklerin tümüne sahip yalnızca bir kilise var. İlk kilisenin tarihçesini, büyük mücadeleyi, Şeytan’ın sürdürdüğü sapkınlıkları ve Kutsal Kitap’ın açıkladığı gerçekleri, bunların yanı sıra Kutsal Ruh’un çalışmasını şu zamana kadar ayrıntılı olarak işledik. Kutsal Kitap her zaman öğrenmemizin kaynağı olmuştur ve şimdi bu noktaya geldik. Yedinci Gün Adventist kilisesi şimdiye dek öğrendiğimiz tüm konuları öğreten tek dinî hareket veya topluluktur.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Dersin bitiminde tüm gözler yine Fatma’ya çevrilmişti. Gözleri adeta “Pekâlâ, kilisede ne oldu?” diyordu, ancak hiç kimse bir şey söylemiyordu. Yalnızca bekliyorlardı.
Fatma söze girdi: “Sevim ve Martin’i ziyarete gittim. Size bir şey söylemedim, çünkü bunun cidden çok tuhaf, hatta tehlikeli olabileceğinden korkuyordum. Bu topluluğu ben başlattım ve hepinize karşı ciddi bir sorumluluk hissediyorum. Bir yerin neyin nesi olduğunu kendim öğrenmeden sizi oraya götürmeyi istemem. Anlaşıldı ki endişelerim boşunaymış. Çok güzel bir deneyimdi. İlahiler söyledik, birlikte dua ettik, bir de ihtiyar olarak adlandırdıkları bir adam vaaz verdi. İnsanlar çok nazikti! Bir de, bil bakalım ne oldu, Yusuf?”
Yusuf, “Ne oldu?” diye sordu.
“Senin bizimle birlikteyken hissettiğin birliği ve sevgiyi ben orada hissettim. Fakat gitmeden önce yerel topluluğun sıcaklığı veya soğukluğunun genel tecrübemi etkilemesine izin vermemeyi düşünmüştüm. En çok ilgilendiğim nokta öğretileriydi. Ziyaret ettikten, dinledikten ve inceledikten sonra, Yedinci Gün Adventist kilisesinin Kutsal Kitap peygamberlik sözünde anlatılan bakiye kilise olduğuna bütünüyle ikna oldum” diye anlattı Fatma.
Mehmet, “Nasıl emin olabilirim? Bunu kendi gözlerimle görmeliyim” dedi.
“Mehmet, gidebilirsin. Hatta hep birlikte gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. Belki trene biner veya otobüs tutarız. Sevim ayrılıp birkaç kilise üyesinin evinde kalabileceğimizi söyledi. Size şunu söyleyeyim, bu kilise o kadar da büyük değil. Fakat o bakiye! Kıstasları tekrar gözden geçirelim.”
“Bu konuların neredeyse tümünü çalışmalarımızda işlediğimizi ve Kaderi Değiştiren derslerinin bize Kutsal Kitap hakkında öğrettiği her şeyi düşündüğümüzde, Kutsal Kitap’taki açıklamaya göre Yedinci Gün Adventist kilisesinin kimliğinden şüphemiz olmamalı” dedi Fatma.
Mehmet, “Epey emin görünüyorsun Fatma. Ne zaman gidebiliriz?” diye sordu.
Gül başını kaldırdı: “Doğrusu, tüm bu şeylere iman ediyorsak, öyleyse biz zaten bir Yedinci Gün Adventist kilisesiyiz. Biz, kendi evimizde bir araya gelen bakiyeyiz!” Herkes bu ifadedeki gerçeği fark ettiğinden bir an sessiz kaldılar.
Mehmet Gül’ün yorumunu onayladı: “Evet Gül, haklısın. Allah’ın kilisesi bir bina değil bir insan topluluğudur, Mesih’e ve hakikate olan sevgileriyle birbirine bağlanan bir topluluk. Öyleyse sanırım bu kiliseye gitme macerası yalnızca daha önce hiç karşılaşmadığımız yeni aile fertlerimizle tanışma gezisi olacak.”
Filiz ekledi: “Ama sanırım ilk önce vaftiz olmamız gerek!” Herkes güldü ve evrensel aileleriyle ilk karşılaşmaları hakkındaki heyecanlarını paylaşmaya başladılar.
Afife ekledi: “Peygamberlik ruhu hakkındaki bu şeyin ne olduğunu hâlâ anlamadım. Bu gerçekten de Yedinci Gün Adventist kilisesinde mevcut mu?”
Fatma, “Bunu bir sonraki dersimizde öğreneceğiz” dedi.
Şu ana dek, siz de Allah’ın bakiye kilisesinin bir parçası olmayı seçtiniz. Henüz öğrendiklerimizin ve topluluk olarak taşıdığımız büyük sorumluluğun ışığında, Allah’ın önünüze koyduğu göreve kendinizi veriyor musunuz?
Sürmekte olan bir savaş var ve biz onun tam ortasındayız. Allah’ın uyarılarına kulak verelim ve İblisin aldatmacalarına karşı imanla sabit duralım. Yedinci Gün Adventist kilisesinin kurucu üyelerinden biri olan Ellen White şunları yazdı:
“1845 yılından beri Allah halkının zaman zaman karşılaşacağı tehlikeler önümde açıldı ve son günlerde bakiyeyi etkileyerek gelişecek olan tehlikeler bana gösterildi. Bu tehlikeler günümüze dek bana bildirildi. Çok yakında önümüzde muazzam sahneler açılacak. Rab kudretle ve büyük görkemle geliyor. Şeytan ise gaspettiği yetkinin çok yakında kalıcı olarak sona ereceğini biliyor. Dünyanın denetimini ele geçirmek için son fırsatı şimdi karşısında, ve yeryüzü sakinlerinin yıkımını tamamlamak için son derece kararlı çabalar içinde olacak. Hakikate inananlar gözcü kulesindeki nöbetçiler kadar sadık olmalılar, aksi halde Şeytan onlara yanıltıcı akıl yürütmeler telkin edecek, onlar da kutsal emanetlere ihanet edecek olan fikirleri dile getirecekler. Şeytan son isyan faaliyetinde güçlerini devreye alırken, iyiliğe karşı düşmanlığı gitgide daha fazla sergilenecek, Allah’a tamamen teslim olmamış ve ilahî güç tarafından korunmayan her can göğe karşı Şeytan’la ittifaka girecek ve Evrenin Hakimi’ne karşı savaşta birlik olacaklar.” – Broşür 133, paragraf 7.1.
Allah’ın bakiyesi olarak, İblisin saldırılarına karşı koymak için güçlerimizi birleştirelim, kayıp ve ölmekte olan bir dünyaya barış ve uzlaşma bildirisini duyuralım.
Önerilen cesaretlendirme vaatleri: Yuhanna 4:23 ve Koloseliler 3:15, 16.
[1] Bkz. Vahiy 1:1.
Hepimizin ona göre yaşaması gereken ebedî bir ilke var. Gerçeği öğrenmek için insanlara bakmazsınız, Allah’a ve O’nun İsa Mesih aracılığıyla peygamberlere bildirdiklerine bakarsınız. Allah’ın sözünde gerçeği bir kez bulduktan sonra, bu gerçeği bütünüyle tutan insanları ararsınız. Kutsal Kitap bize böyle bir toplumun zamanın sonuna dek tamamıyla Allah için yaşayacaklarını bildiriyor. Bu toplumun kendilerini tanıyabilmemiz için bazı belirgin özellikleri var. Bu topluma “bakiye” adı veriliyor. Neden onlara bakiye deniyor? Onlara bakiye deniyor, çünkü onlar çok özel ve benzersiz bir toplumdan, zamanın başlangıcından beri Allah’ın tarafında duran kişilerden arta kalanlar. Kutsal Kitap’taki olaylara yakından bakarsanız, bu temsilcilerin Allah’ın tanıkları olarak hizmet ettiklerini görürsünüz. Tıpkı bir kumaş parçasının orijinal elbiseden geriye kalan son parça olduğu gibi, Allah’ın bakiyesi de bir zamanlar mevcut olanın küçük bir kısmı. Bu derste geçmişte Allah’ı temsil etmiş olanların örneklerine bakıp onları hem farklı hale getiren hem de zamanın sonunda Allah’ın bakiye halkında da bulunacak olan özellikleri belirleyeceğiz.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Grup toplantı için bir araya geldiğinde Fatma’nın kalbi heyecanla atıyordu. Kısa süre önce yaşadığı deneyimi onlarla paylaşmak için sabırsızlanıyordu. Odaya bir göz gezdirdi ve herkesin geldiğini, yerlerine oturduklarını ve rahatça yerleştiklerini fark etti.
“Anlaşılan başlayabiliriz. Bir duayla başlayalım. Anne, bizim için dua eder misin?”
“Tabii ki!” dedi.
Gruptakiler diz üstü çöktüler ve başlarını eğerek dua ettiler. Türkan bitirdiğinde hepsi “Amin” dedi, yerlerine oturdular ve Fatma’nın çalışmayı açmasını beklediler. Fakat Fatma 30 saniye kadar elindeki kağıtları karıştırarak öylece oturdu.
Mehmet şakacı bir tonla, “Fatma, herhalde elinde harika bir ders olsa gerek orada çok harika bir ders geçirmişsindir. Bunu bizimle paylaşmayı düşünüyor musun?” diye sordu.
“Ah, afedersiniz. Bu akşam biraz fazla heyecanlıyım. Beni ‘uyandırdığın’ için teşekkür ederim, Mehmet. Tabii ki çalışma yapacağız, fakat bundan önce size bir şey söylemek istiyorum. Biliyorsunuz, bu Hayatı Değiştiren derslerini bana Kaderi Değiştiren derslerini de veren kişiden aldım. Onun adı Sevim. Hatırlarsanız, buradan birkaç saat mesafede bir şehirde yaşadığını ve buraya ara sıra annesini ziyarete geldiğini size söylemiştim. İşte, birkaç hafta önce tekrar dükkanıma geldi ve birbirimize olan biteni anlatarak çok güzel zaman geçirdik. Bana oğlundan ve kızından bahsetti. Kocasının halen İngilizce öğretmenliği yaptığını söyledi. Birşeyden emin değillerdi…”
“Anne, bunları daha sonra da öğrenebiliriz. Kadının derslerle ne ilgisi var?” diyerek Mert araya girdi.
“Sevim beni davet etti, Yedinci Gün Adventist Topluluğu’na gittim.” Fatma açıkladı.
Mert ve Gül sordular: “Gittin mi?”
“Evet, geçen hafta sonu gittim.”
Çocuklar yanıt verdiler: “Ama bize hafta sonu bir arkadaşını ziyaret edeceğini söylemiştin.”
“Haklısınız, öyle de yaptım. Fakat size kiliseye gideceğimi söylemedim, çünkü ilk önce kontrol etmek istedim.”
Herkes aynı anda sordu: “Öyleyse bize neler olduğunu anlat?”
Fatma kocaman gülümseyerek, “Bu akşamki dersten sonra size anlatacağım” dedi.
Ekrem gülümseyerek itiraz etti: “Bizi böyle merakta bıraktıktan sonra derse odaklanabilmemizi nasıl beklersin?”
“İşte, dersi işlersek ziyaretimle ilgili çok önemli bir yorum yapacağımı göreceksiniz. Ders olmadan söyleyeceğim şeyin önemini kavrayamazsınız. Çalışmayı yapalım, sonra da hikâyemi bitiririm.” dedi Fatma.
Herkes istemeye istemeye derslerini açtı ve okumaya başladı. (Devam edecek)
S1. Hanok neden Allah’a çıkarıldı? Yaratılış 5:23, 24 ayetlerini okuyun .
Y. __________________________________________________
Allah’ın bakiye halkının belirgin bir özelliği, Allah’la birlikte yürümeleridir. O onları her nereye yönlendirirse, oraya doğru O’nun ardından giderler (Vahiy 14:4).
S2. Nuh’un çevresindeki insanlar kötü yürekli olmalarına rağmen, o Allah’ı hoşnut eden ne yaptı? Yaratılış 6:5–9 ayetlerini okuyun. (İpucu: Hanok’la aynı şeyi yaptı.)
Y. __________________________________________________
Birkaç yüz yıl sonra, İsrail halkı sapkınlığa gömülmüş haldeyken, Allah yozlaşmış yöneticileri azarlamak ve halkı gerçek Tanrı’ya ibadete geri döndürmek için İlyas peygamberi çağırdı. İlyas büyük bir keder anında dayanma gücünün sonuna geldi. Hayatı tehlikedeydi ve yalnızca ölmek istiyordu. İşte bu anda Allah onu harika haberlerle hayata döndürdü.
S3. Allah İlyas’la nasıl konuştu? 1. Krallar 19:11–14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S4. İlyas’tan başka kaç kişi sahte ilah Baal’e baş eğmemiş ve ibadet etmemişti? 1. Krallar 19:18 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
İlyas yalnız değildi! Allah İlyas’ın en umutsuz anında ona Allah’a sadık kalan tek kişinin o olmadığını söyledi. Başka 7000 kişi daha vardı, bunlar İlyas’ın zamanının bakiyesiydi.
Allah’ın bakiyesinin ikinci bir özelliği doğruluk için ayağa kalkmaları ve kötüleri Allah’ın yasalarını yerine getirmedikleri için azarlamalarıdır. Hristiyan yaşantınızda işler zannettiğiniz şekilde yürümediğinde bırakıp gitmek isteyeceğiniz zamanlar olacaktır. İlyas’ın öyküsünde çok önemli bir gerçeği görüyoruz: Allah bizi kollamaktadır. O bizi gözetmektedir ve bizi cesaretlendirebilecek, tıpkı bizim gibi kişilerin var olmalarını sağlar.
Birkaç yüz yıl ileri saralım ve İsa’nın ölümü, dirilişi ve göğe yükselişinin hemen ardından Allah’ın sadık izleyicilerinin durumu hakkındaki gerçeği açığa çıkaralım (Vahiy 12:1–5 ayetlerini okuyun).
Vahiy kitapçığı hakkında aklımızda tutmamız gereken ilk şey, simgesel anlatımla dolu olduğudur. Dolayısıyla, okumuş olduğumuz imgeleri açıklamak için adım adım çalışalım. Öncelikle bu ayetlerdeki üç temel karakteri belirleyelim.
S5. 1–5 ayetlerindeki üç ana karakter kimlerdir?
Y. __________________________________________________
Çok basit bir anlatımla, bir çocuk doğuran bir kadın var ve büyük ejder onu yok etmek istiyor. İlk olarak büyük ejderi tanımlayalım.
S6. Ejderha kimdir? Vahiy 12:9 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Ejder Şeytan’dır ve belli ki bu çocuktan hoşlanmamaktadır, zira onu öldürmek istemektedir. Şimdi de kadının kim olduğunu anlayalım. Bize yardımcı olması için Eski Ahit’teki bazı simgelere bakacağız.
S7. Allah halkını nasıl adlandırıyor? Yeşaya 51:16 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S8. Allah Siyon’nun neye benzetiyor? Yeremya 6:2 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Böylece Allah’ın halkının Siyon’un kızı olarak adlandırıldığını ve pak, bozulmamış bir kıza benzetildiğini görüyoruz.
S9. Pavlus Korint kilisesini İsa’ya ne olarak takdim etmek istiyor? 2. Korintliler 11:2 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Pavlus Korint kilisesine mektup yazdığında da imanlıları İsa’nın ikinci gelişinde güveyiyle bir araya gelmek için bekleyen pak bir erden kıza benzetmişti.
Allah’ın halkının pak bir erden olarak tasvirini anlamlandırabilmek için, Vahiy kitapçığında sözü edilen başka bir kadın türüne bakalım. Bu kadından pak ve bozulmamış olarak değil, fahişe olarak söz ediliyor (Vahiy 17:1–5 ayetlerini okuyun).
Bu dersimizde tüm simgeleri açıklamaya vaktimiz yok, fakat bu kadının temel niteliğinin ne olduğunu kolaylıkla belirleyebiliriz. O bir fahişe, Kutsal Kitap bu kavramı Allah’ı ruhta ve hakikatte izlemeyenleri tanımlamak için kullanır. Kısacası, bu sahte bir kilise veya ibadet sistemi ve kendisini gerçeğiymiş gibi gösteriyor. Allah’ın sapkın kişileri fahişelere benzettiği ilk örnek bu değil, bunu görmek için bazı ayetlere bakabiliriz (Hezekiel 16:1, 2, 15, 20, 21, 26, 28, 31 ve 32 ayetlerini okuyun).
Bu sözler her ne kadar sert olsa da, mesaj açık. Bir kişinin Allah’a sadakati bozulduğunda ve başka ilahların peşine düştüğünde veya Allah’ın gerçeğini kendi amaçlarına hizmet etmek üzere bastırdığında, erkeklerin peşine düşmüş bir fahişeye benzer. Yeremya peygamber de Allah’a sadık kalanlar ile ruhsal zina işleyenleri birbirinden ayırmak için bu sözleri kullandı (Yeremya 3:1, 2 ayetlerini okuyun).
Vahiy kitapçığında iki kilise tipi görüyoruz: pak ve sadık kilise ile kirli ve sadakatsiz kilise. Kirli ve sadakatsiz kilisenin Katolik Kilisesi ile politik, ekonomik veya ruhsal bakımlardan ona katılan diğer tüm kiliseler olduğunu önceki çalışmalarımızdan biliyoruz. Siz hangisinin bir parçası olmak istersiniz?
Şimdi Vahiy 12. bölümdeki son kişinin, çocuğun kimliğini belirleyelim. Çocuğun kimliğini belirlemeyi kolaylaştıran bir niteliği var. Kutsal Kitap onun tüm uluslara demir bir değnekle hükmedeceğini ve Allah’ın tahtına alınıp götürüleceğini bildiriyor. Bu yalnızca tek bir kişi olabilir.
S10. Onun adı nedir ve o kim? Vahiy 19:11–16 ve Yuhanna 1:14–17 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa insan bedeni içindeki Tanrı Sözü’dür (Yuhanna 1:1–17) ve zamanın sonunda geldiğinde ulusları demir bir değnekle yönetecektir. Dolayısıyla İsa hem Meryem’i (fiziksel açıdan) hem de Allah’ın gerçek izleyicilerini (ruhsal açıdan) simgeleyen kadından doğan çocuktur.
Mesih’in gelişine hazırlanırken Yahudilerin sorumluluğunun ne olduğunu hatırlıyor musunuz (Daniel 9. bölüm)? Adalete, bağışlayıcılığa ve Allah’ın yasasının kutsallığına dayalı bir toplum kurmalıydılar. Halk simgesel olarak Mesih’in doğumuna ve ardından gelecek olan hizmetine hazırlanıyordu. Şeytan, Mesih’in kendisinin günah yoluyla tüm dünya üzerinde oluşturduğu egemenliğini kırmaya geldiğini biliyordu. Bu yüzden bebek İsa’yı öldürme teşebbüsünde Kral Hirodes’i (Matta 2:13) ve daha sonra aynı amaçla Roma İmparatorluğu’nu kullandı (Yuhanna 19. bölüm). Ancak Şeytan’ın tüm tasarıları boşa çıktı ve İsa ölmesine rağmen hayata geri döndü ve göğe yükseldi.
İsa’nın çarmıh üzerinde ölmesinin ve bunun ardından göğe yükselmesinin sonucunda ne olduğunu görelim.
S11. Gökte kimler savaştı? Vahiy 12:7–10 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S12. Savaşı kim kazandı ve İblisle meleklerine ne oldu?
Y. __________________________________________________
Kutsal Kitap’larımızı dikkatle okursak, Şeytan’ın günah işledikten sonra gökten kovulduğunu öğreniriz. İşte bu yüzden o Aden Bahçesi’ndeydi. Daha sonra Eyüp kitabında okuduğumuza göre Şeytan halen göğe ulaşabiliyordu, zira orada Rabb’in huzurunda yapılan bir toplantıya katılmıştı. Bu bize onun kalıcı ikameti yeryüzü olmasına rağmen Allah’ın izniyle göğe halen girebildiğini gösteriyor. Ne var ki, Vahiy kitabında Şeytan’ın gökten kalıcı olarak atıldığını öğreniyoruz.
S13. Şeytan’ın gökten kalıcı olarak atılmasına ne sebep oldu? (İpucu: Bu İsa’nın hayatı ve ölümüyle ilgili).
Y. __________________________________________________
10. ve 11. ayetleri dikkatle okuduğumuzda, Şeytan’ın son düşüşünden, kurtuluş ve İsa’nın ölüm üzerindeki hakimiyeti bağlamında söz edildiğini görüyoruz. Kısaca, Şeytan İsa Mesih’in ölümüne bizzat karıştıktan sonra göksel saraylara girme hakkını tamamen kaybetti. İlk günahının ve insan neslini işlemeye sevk ettiği her günahın nihai bedeli, İsa Mesih çarmıh üzerinde canını verdiğinde bütünüyle sergilendi. İsa’nın zaferi Adem’in her oğluna günahın, suçun ve Şeytan’ın esaretinden kurtulabilecekleri güvencesini verdi. Günah Allah’ın Oğlu’nun ölümüne neden oldu. Sizce Şeytan yaptığından pişmanlık duydu mu? Kesinlikle hayır, hatta daha da öfkelendi ve Allah’ın halkına saldırılarını yoğunlaştırdı.
S14. Şeytan kime saldırdı? Vahiy 12:13 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
İlk kiliseyi hızla gözden geçirdiğimizde karşımıza ürkütücü bir manzara çıkıyor. Yuhanna haricinde, İsa’nın tüm öğrencileri vahşi bir şekilde öldürüldüler. Petrus baş aşağı çarmıha gerildi. Kardeşi Andreas kırbaçlandı ve ölene kadar çarpı biçimindeki bir çarmıha bağlandı. Matta baltayla öldürüldü. Tomas mızrakla vuruldu. Pavlus’un başı kesildi. Romalılar Hristiyanları gladyatörlerin öldürmesi veya aslanların yemesi için arenalara attılar. Liste böylece uzayıp gidiyor. Bu ilk Hristiyanlar neden öldürüldüler? Başka ülkeleri ele geçirmek için ordular mı kurmuşlardı? Hayır! Öldüler, çünkü İsa’nın öğrettiklerine iman etmiş ve iblisin sapkın alternatifleri yerine O’nu izlemeyi tercih etmişlerdi. Ne yazık ki, ilk Hristiyan kilisesi tarihinin ilk 300 yılı pek de hoş geçmemiştir. Fakat Vahiy kitapçığında öngörüldüğü gibi galip geldiler.
S15. İsa’nın izleyicileri Şeytan’ı neyle yendiler? Vahiy 12:11 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S16. Allah’a sadık kalabilmeleri için neyden vazgeçtiler?
Y. __________________________________________________
Dostum, şimdi okumakta olduğumuz Kutsal Kitap’a sahip olabilmemiz için ilk kilise çok büyük bir bedel ödedi. Şeytan Hristiyanları öldürebilirse Allah’ın amaçlarını boşa çıkarabileceğini düşündü. Ancak tüm o ölümlere rağmen kilise gelişti ve galip geldi. Bu bize Allah’ın halkının başka bir niteliğini hatırlatıyor: zulme uğradılar.
Şeytan doğrudan şiddet göstermenin müjdenin yayılışını durdurmadığını gördüğünde, taktik değiştirdi. Allah’ın hakikatini yozlaştırmak amacıyla, pagan inanışları ve uygulamalarıyla kiliseye sızmaya karar verdi. Bu süreç Roma İmparatoru Konstantin Hristiyanlığa ihtida ettiğinde başladı ve Roma piskoposlarının önderliğinde devam etti. Tüm bu çabalar ortaya Roma Katolik Papalık sistemini çıkardı. Kadın, yani Allah’ın halkı, işte bu sistemin hükümranlığı altındayken çöle kaçmaya zorlandı.
S17. Kadın çölde kaç yıl kalıyor? Vahiy 12:14 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu 3,5 yıl konusunda iki hususu akılda tutmak önemli. Birincisi, Yahudiler her biri 30 günden ibaret 12 aydan oluşan bir ay takvimi kullanıyorlar. 3,5 yıldaki günlerin toplam sayısını hesaplarsanız ((360 x 3)+180), 1260 gün sonucuna ulaşırsınız (Vahiy 12:6).
İkincisi, bu günler sözlük anlamıyla gün değil, peygamberlik sözü günleridir. Daniel 7., 8. ve 9. bölümleri işlerken bir yıl–bir gün ilkesini uyguladığımız gibi, aynı ilkeyi burada da uygulamalıyız. Dolayısıyla, Allah kiliseyi 1260 yıl süreyle özel bir şekilde ve özel bir yerde sakladı. (Not: Bu 1260 yıllık dönem Daniel 7. bölümde bir vakit, vakitler ve yarım vakit olarak belirtilmiş ve daha önce Papalık sistemi olarak belirlediğimiz küçük boynuzun hükümranlığına ilişkindir.)
Allah halkını ve tasarısını korumak için ne gerekiyorsa yapacaktır. İşte bu nedenle Allah, 1260 yıllık Papalık zulmü döneminde Hristiyanların kendisine ruhta ve gerçekte ibadet edebilmeleri için sığınak yerleri hazırladı.
S18. Şeytan kadını, yani kiliseyi, nasıl yok etmeye çalıştı? Vahiy 12:15 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Kutsal Kitap Şeytan’ın bir sel gönderdiğini belirtiyor. Selin ne olduğunu tespit etmek için birkaç ayete bakalım.
S19. Allah Mısır ordularını neye benzetti? Yeremya 47:1–3 ve 46:7, 8 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Böylelikle, Şeytan Allah’ın halkını yok etme gayretiyle Papalık ordularını gönderdi. Papalık ordularının elinde eziyet gören iki Katolik olmayan Hristiyan topluluğu Huguenotlar ve Valdenslerdi, her iki grup da Kutsal Kitap’ın Tanrı’nın gerçeğinin tek kaynağı olduğuna inanıyordu. Anayurtlarından kaçmaya zorlandılar, dağlarda saklandılar, böylece inançlarını özgürce uygulayabildiler. Büyük kayıplara uğramalarına rağmen, Allah kanlarının boşa dökülmemesini sadakatle sağladı. Bakiye kilise bugün bulunduğu yerde onların fedakârlıkları sayesinde vardır.
14., 15. ve 16. yüzyıllarda Kutsal Kitap yerel dillere tercüme edilmeye başlandı ve Protestan Reformu başladı. Reform’u ezmek için papalık zulme kalkıştığında, Osmanlı’nın Avrupa’ya yaptığı akınlar onları kurtardı. 1700’lerin sonu ve 1800’lerin başında, papalığın 1260 yıllık hakimiyetinin sonunda, Protestan Hristiyanlar Kutsal Kitap’ın Katolik Kilisesi tarafından yüzlerce yıldır gizlenen gerçeklerini keşfetmeye başladılar. Kutsal Kitap’ta keşfettikleri arasında ölülerin durumuyla ilgili gerçek, İsa’nın ikinci gelişi, küçük boynuz gücünün kimliği, Şabat günü ve göksel tapınak yer alıyordu. Bu gerçekler Allah’ın ahir zaman kilisesi, başka bir deyişle bakiye kilisesi tarafından keşfedildi.
S20. Bakiye kilise hangi üç niteliğe sahiptir? Vahiy 12:17 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Şeytan’la savaş halindedirler, Allah’ın emirlerini tutarlar ve İsa’nın tanıklığına sahiptirler. Allah’ın emirlerinin ne olduğunu halihazırda biliyoruz (Mısır'dan Çıkış 20. bölüm).
S21. İsa’nın tanıklığı nedir? Vahiy 19:10 ve Yuhanna 5:39 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
İsa’nın tanıklığı peygamberlik ruhudur. Ruhsal armağanlar hakkındaki çalışmamızda kilisenin ruhsal gelişiminde yardımcı olması için Allah’ın tüm imanlılara özel armağanlar verdiğini öğrenmiştik. Bunların en önemlilerinden birinin peygamberlik armağanı olduğunu öğrendik. Peygamberlik armağanı sapkınlığa ve aldatmacaya karşı savaşımızda son derece önemlidir (1. Korintliler 14:3).
Allah’ın bakiye kilisesinin bir niteliğini daha gözden geçirelim. Son günlerde bakiye kilise çok özel ve önemli bir dizi mesajlar duyurur.
S22. Birinci melek neler bildiriyor? Vahiy 14:6–11 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S23. İkinci melek ne bildiriyor?
Y. __________________________________________________
S24. Üçüncü melek ne bildiriyor?
Y. __________________________________________________
Üç melekle ilgili dersimizde gördüğümüz gibi, Baba Tanrı mesajı İsa’ya verir, İsa bunu meleklere verir, melekler de bunu diğer insanlara iletecek olan peygamberlere verirler.[1] Bundan sonra insanlar da bu mesajı dünyaya iletirler. Zaman alan ve büyük çaba gerektiren ciddi bir iştir. Ayrıca sabırlı olmayı da gerektirir (Vahiy 14:12 ayetini okuyun). Hayati bir gerçeği anlamamız çok önemli. Kutsal Kitap mesajları meleklerin duyurduğunu söylese de, gerçekte bunları duyuran bakiye kilisedir.
S25. Üç meleğin mesajını iletenlerin bakiyeyle aynı şekilde tanımlandıkları dikkatinizi çekti mi? Nasıl tarif ediliyorlar? Vahiy 12:17 ve 14:12 ayetlerini karşılaştırın.
Y. __________________________________________________
Bu son günlerdeki Allah’ın bakiye kilisesinin özelliklerini hızlıca sayalım:
- Yaşantılarını günlük Kutsal Kitap çalışması, Hristiyan kardeşliği ve dua ile düzenleyerek, Allah ile birlikte yürürler.
- Eziyete uğramışlar, ancak galip gelmişlerdir.
- Şeytan ve kötü meleklerle savaş halindedirler.
- Allah’ın tüm emirlerini tutarlar, buna Şabat gününü kutsal tutmayı öngören dördüncü emir de dahildir.
- İsa’nın tanıklığına sahiptirler, bu da peygamberlik ruhudur.
- Kutsal Kitap öğretilerini bütünüyle yerine getirirler.
- Üç Melek Mesajı’nı ölmekte olan ve aldatılmış bir dünyaya duyururlar.
Dostum, bu niteliklerin tümüne sahip yalnızca bir kilise var. İlk kilisenin tarihçesini, büyük mücadeleyi, Şeytan’ın sürdürdüğü sapkınlıkları ve Kutsal Kitap’ın açıkladığı gerçekleri, bunların yanı sıra Kutsal Ruh’un çalışmasını şu zamana kadar ayrıntılı olarak işledik. Kutsal Kitap her zaman öğrenmemizin kaynağı olmuştur ve şimdi bu noktaya geldik. Yedinci Gün Adventist kilisesi şimdiye dek öğrendiğimiz tüm konuları öğreten tek dinî hareket veya topluluktur.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Dersin bitiminde tüm gözler yine Fatma’ya çevrilmişti. Gözleri adeta “Pekâlâ, kilisede ne oldu?” diyordu, ancak hiç kimse bir şey söylemiyordu. Yalnızca bekliyorlardı.
Fatma söze girdi: “Sevim ve Martin’i ziyarete gittim. Size bir şey söylemedim, çünkü bunun cidden çok tuhaf, hatta tehlikeli olabileceğinden korkuyordum. Bu topluluğu ben başlattım ve hepinize karşı ciddi bir sorumluluk hissediyorum. Bir yerin neyin nesi olduğunu kendim öğrenmeden sizi oraya götürmeyi istemem. Anlaşıldı ki endişelerim boşunaymış. Çok güzel bir deneyimdi. İlahiler söyledik, birlikte dua ettik, bir de ihtiyar olarak adlandırdıkları bir adam vaaz verdi. İnsanlar çok nazikti! Bir de, bil bakalım ne oldu, Yusuf?”
Yusuf, “Ne oldu?” diye sordu.
“Senin bizimle birlikteyken hissettiğin birliği ve sevgiyi ben orada hissettim. Fakat gitmeden önce yerel topluluğun sıcaklığı veya soğukluğunun genel tecrübemi etkilemesine izin vermemeyi düşünmüştüm. En çok ilgilendiğim nokta öğretileriydi. Ziyaret ettikten, dinledikten ve inceledikten sonra, Yedinci Gün Adventist kilisesinin Kutsal Kitap peygamberlik sözünde anlatılan bakiye kilise olduğuna bütünüyle ikna oldum” diye anlattı Fatma.
Mehmet, “Nasıl emin olabilirim? Bunu kendi gözlerimle görmeliyim” dedi.
“Mehmet, gidebilirsin. Hatta hep birlikte gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. Belki trene biner veya otobüs tutarız. Sevim ayrılıp birkaç kilise üyesinin evinde kalabileceğimizi söyledi. Size şunu söyleyeyim, bu kilise o kadar da büyük değil. Fakat o bakiye! Kıstasları tekrar gözden geçirelim.”
- Yaşantılarını günlük Kutsal Kitap çalışması, Hristiyan kardeşliği ve dua ile düzenleyerek, Allah ile birlikte yürürler.
- Eziyete uğramışlar, ancak galip gelmişlerdir.
- Şeytan ve kötü meleklerle savaş halindedirler.
- Allah’ın tüm emirlerini tutarlar, buna Şabat gününü kutsal tutmayı öngören dördüncü emir de dahildir.
- İsa’nın tanıklığına sahiptirler, bu da peygamberlik ruhudur.
- Kutsal Kitap öğretilerini bütünüyle yerine getirirler.
- Üç Melek Mesajı’nı ölmekte olan ve aldatılmış bir dünyaya duyururlar.
“Bu konuların neredeyse tümünü çalışmalarımızda işlediğimizi ve Kaderi Değiştiren derslerinin bize Kutsal Kitap hakkında öğrettiği her şeyi düşündüğümüzde, Kutsal Kitap’taki açıklamaya göre Yedinci Gün Adventist kilisesinin kimliğinden şüphemiz olmamalı” dedi Fatma.
Mehmet, “Epey emin görünüyorsun Fatma. Ne zaman gidebiliriz?” diye sordu.
Gül başını kaldırdı: “Doğrusu, tüm bu şeylere iman ediyorsak, öyleyse biz zaten bir Yedinci Gün Adventist kilisesiyiz. Biz, kendi evimizde bir araya gelen bakiyeyiz!” Herkes bu ifadedeki gerçeği fark ettiğinden bir an sessiz kaldılar.
Mehmet Gül’ün yorumunu onayladı: “Evet Gül, haklısın. Allah’ın kilisesi bir bina değil bir insan topluluğudur, Mesih’e ve hakikate olan sevgileriyle birbirine bağlanan bir topluluk. Öyleyse sanırım bu kiliseye gitme macerası yalnızca daha önce hiç karşılaşmadığımız yeni aile fertlerimizle tanışma gezisi olacak.”
Filiz ekledi: “Ama sanırım ilk önce vaftiz olmamız gerek!” Herkes güldü ve evrensel aileleriyle ilk karşılaşmaları hakkındaki heyecanlarını paylaşmaya başladılar.
Afife ekledi: “Peygamberlik ruhu hakkındaki bu şeyin ne olduğunu hâlâ anlamadım. Bu gerçekten de Yedinci Gün Adventist kilisesinde mevcut mu?”
Fatma, “Bunu bir sonraki dersimizde öğreneceğiz” dedi.
Şu ana dek, siz de Allah’ın bakiye kilisesinin bir parçası olmayı seçtiniz. Henüz öğrendiklerimizin ve topluluk olarak taşıdığımız büyük sorumluluğun ışığında, Allah’ın önünüze koyduğu göreve kendinizi veriyor musunuz?
Sürmekte olan bir savaş var ve biz onun tam ortasındayız. Allah’ın uyarılarına kulak verelim ve İblisin aldatmacalarına karşı imanla sabit duralım. Yedinci Gün Adventist kilisesinin kurucu üyelerinden biri olan Ellen White şunları yazdı:
“1845 yılından beri Allah halkının zaman zaman karşılaşacağı tehlikeler önümde açıldı ve son günlerde bakiyeyi etkileyerek gelişecek olan tehlikeler bana gösterildi. Bu tehlikeler günümüze dek bana bildirildi. Çok yakında önümüzde muazzam sahneler açılacak. Rab kudretle ve büyük görkemle geliyor. Şeytan ise gaspettiği yetkinin çok yakında kalıcı olarak sona ereceğini biliyor. Dünyanın denetimini ele geçirmek için son fırsatı şimdi karşısında, ve yeryüzü sakinlerinin yıkımını tamamlamak için son derece kararlı çabalar içinde olacak. Hakikate inananlar gözcü kulesindeki nöbetçiler kadar sadık olmalılar, aksi halde Şeytan onlara yanıltıcı akıl yürütmeler telkin edecek, onlar da kutsal emanetlere ihanet edecek olan fikirleri dile getirecekler. Şeytan son isyan faaliyetinde güçlerini devreye alırken, iyiliğe karşı düşmanlığı gitgide daha fazla sergilenecek, Allah’a tamamen teslim olmamış ve ilahî güç tarafından korunmayan her can göğe karşı Şeytan’la ittifaka girecek ve Evrenin Hakimi’ne karşı savaşta birlik olacaklar.” – Broşür 133, paragraf 7.1.
Allah’ın bakiyesi olarak, İblisin saldırılarına karşı koymak için güçlerimizi birleştirelim, kayıp ve ölmekte olan bir dünyaya barış ve uzlaşma bildirisini duyuralım.
Önerilen cesaretlendirme vaatleri: Yuhanna 4:23 ve Koloseliler 3:15, 16.
[1] Bkz. Vahiy 1:1.