|
30. Ders: Ruhçuluğun ve Kandırmacıların
Yükselişi
Kutsal Kitap bize İsa’nın tekrar gelişinden önce ruhsal faaliyetlerde çarpıcı bir artış olacağını bildiriyor. Tüm yürekleri ve zihinleriyle, samimiyetle Allah’ı takip eden kişiler Allah’ın Kutsal Ruhu’ndan artan ölçüde alacaklar. Kalpleri sevinç ve huzurla dolacak. Dünyevi ilgilerden uzaklaşacaklar. Müjdeyi paylaşırlarken, Elçilerin İşleri kitapçığında kayıtlı olanlara benzeyen mucizeler tecrübe edecekler. İhtiyacı olanlara hizmette bulunurlarken, gerçek iyileştirme mucizeleri ve Allah’ın merhametinin başka örnekleri çoğalacak. En önemlisi, Mesih’in hayatına gitgide daha çok benzeyen hayatlarda ruhsal çalışma ürünler verecek.
Ne var ki, Allah’ın Ruhu’nun bu muhteşem tezahürünün doğrudan bir sahtesi olarak, Şeytan büyük ruhsal bir aldatmaca tertipleyecek. Doğaüstü olana ilgi, cinlerle[1] konuşmaya merak ve hatta Şeytan’a ibadet yaygınlaşacak.
Bu dersimizde Allah’ın Kutsal Ruhu’yla nasıl uyum içinde yürüyebileceğimizi göreceğiz ve Şeytan’la onun karanlık güçlerine karşı uyarılarak önlemimizi alacağız.
S1. İsa’nın on kız benzetmesi O’nun gelişinden önce mevcut olacak koşulları anlamamıza nasıl yardımcı olur? Matta 25:1–13 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu tanım, İsa’nın tekrar gelişinden önceki zamanların ve bu zamanda yaşayan imanlıların durumunu simgeler. İsa damat olarak tasvir edilmektedir. Bakiye kilise ve üç melek mesajı derslerinde gördüğümüz gibi, iffetli kadın Allah’ın kilisesini simgeler. Benzetmede, “kızlar” (kilise mensupları) arasında yanlarına “fazladan yağ” alarak hazırlık yapanların olacağı anlatılmaktadır. Bu “yağ” onların “damat”la bir araya gelmelerini ve göğün zevklerini simgeleyen şölene girmelerini sağlayacaktır. Diğerleri hazırlıksızdır ve sonunda dışarıda kalacaklardır.
S2. Benzetmede yağ ve kandiller neyi simgeler? Matta 5:14–16; Yuhanna 8:12 ve Romalılar 8:9 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Biz dünyanın ışığıyız ve İsa da dünyanın ışığıdır. Biz ancak İsa Kutsal Ruh aracılığıyla içimizde yaşıyorsa dünyanın ışığı olabiliriz. Tıpkı bir kandilin yanar halde kalabilmesi için yağa ihtiyacı olduğu gibi, Allah’ın halkının tamamının ihtiyaç duyduğu yağ da Kutsal Ruh’tur.
Vaftizci Yahya, Yuhanna 3:28, 29 ayetlerinde kayıtlı olan sözlerinde, kendisini bu akıllı kızlardan biri olarak tanımlamaktadır. “‘Ben Mesih değilim, ama O’nun öncüsü olarak gönderildim’ dediğime siz kendiniz tanıksınız. Gelin kiminse, güvey odur. Ama güveyin yanında duran ve onu dinleyen dostu onun sesini işitince çok sevinir. İşte benim sevincim böylece tamamlandı.” Vaftizci Yahya Kutsal Ruh’la doluydu (Luka 1:15).
S3. Vaftizci Yahya’nın Kutsal Ruh’la dolu olarak gelip Mesih’in ilk gelişini duyurduğu gibi, Mesih’in ikinci gelişini duyurmaya kim gelecektir? Malaki 4:5 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu ayetlerde İlyas’ın kendine özgü bir peygamberlik bildirisini örneklediği anlaşılıyor. İlyas açık bir ıslahat mesajı getiren bir peygamberdi. İlyas, Ahav ve İzebel’in hüküm sürdükleri dönemde putlara tapmaya karşı çıkmıştı. İlyas’ın bildirisi insanları dünyasallıktan uzaklaşmaya ve kutsallığa gelmeye çağıran son zaman mesajlarıyla bağlantılıdır. Doğru bir kişi ve sonunda şehit olan Vaftizci Yahya, İlyas’la aynı bildiriyi duyurmuştur. Hatta öyle ki, Matta 11:9–15 ayetlerinde kayıtlı olan sözlerinde İsa, Vaftizci Yahya’nın Malaki 4:5 ayetindeki peygamberlik sözünün doğrudan gerçekleşmesi olduğunu söylemiştir.
S4. İlyas’ın bildirisi neydi? 1. Krallar 18:21 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu bildiri Vahiy 18:4 ayetinde betimlendiği şekilde son günlerde duyurulacak olan bildiriyle aynıdır. Allah’ın tarafında olmayı tercih ettiğimizde kötülükten tamamen uzaklaşma vaadinde bulunuruz.
S5. İlyas’ta bu mesajı bu kadar etkili hale getiren ne vardı? 2. Krallar 2:9 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
İlyas, Allah’ın Kutsal Ruhu’yla doluydu. Son günlerde verilecek bildiri de aynı şekilde gerçekten Kutsal Ruh’un gücünden kaynaklanan bir hareket olacak (Yoel 2:28, 29). Değerli okuyucu, Allah sizi Mesih’e hizmetinizde Kutsal Ruhu’nun hakiki meshedişiyle meshetsin. Bu Allah’ın sizin için arzusudur (Luka 11:13). Yuhanna 4:23 ayeti şöyle diyor: “İçtenlikle tapınanların Baba’ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor.”
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“İnsanların bu kadar kısa bir zamanda nasıl bu kadar akılları karışabilir?” Fatma kendi kendine sordu. Fatma mutfak masasında oturuyor, eleriyle cep telefonunu kurcalıyordu.
Türkan elinde bir paspas kovasıyla mutfağa girdi: “Neyin var, kızım?”
“Az önce telefonda Filiz’le konuştum. İnanmayacaksın ama Ekrem bir tür ruhçuya gidiyormuş! Ekrem’in araba kazasından beri süren bir ağrısı olduğunu biliyorsun. Filiz’i ziyaret edip kahve falı bakan bir kadın bu adamı bulmuş ve Ekrem’in onu görmesini tavsiye etmiş. Bu adam kendisine “şifacı” diyor ve enerjiyi kişiye dokunması bile gerekmeden elleriyle yönlendirdiğini söylüyormuş. Bu enerjiye “sevgi enerjisi” diyormuş, tüm olay bir insanı güneşin sürekli olarak yanmasını sağlayan enerjiyle uyumlu hale getiren sözde ışık, ses ve renk titreşimlerine dayalıymış. Filiz bundan o kadar heyecanlanmış ki bana söylemek için aradı.”
Türkan, “Hımm” dedi, “birkaç yıl önce buna benzer bir şey öğreten bir derneğe mensup bir kadın tanımıştım. Kesinlikle Kutsal Yazı öğretisine aykırı. Ekrem neden böyle bir şeyin peşinden gitsin?”
Fatma yanıtladı: “Bana kalırsa ‘ilginç’ olan şeylerle ilgilendiği kadar ‘gerçek’ olanla ilgilenmiyor.”
“Tehlike şurada ki, baş ağrılarından geçici olarak kurtulsa da, cinlerin egemenlik alanında aşık atması hakikatten uzaklaşmasına neden olabilir.”
Fatma endişeli görünüyordu ve “Haydi şimdi Ekrem ve Filiz için dua edelim” dedi.
Türkan paspas kovasını yere bıraktı ve el ele tutuşup diz çökerek dostları için dua ettiler. (Devam edecek)
“Ruhsal güç” arayan pek çok kişinin ihmal ettiği gerçek, asıl aramamız gerekenin “Kutsal Ruh” ya da “kutsallık ruhu” olduğudur. Yalnızca “ruhsal güç”ü arayarak tehlikeli bir tuzağa düşüyorlar.
S6. Mesih karşıtı ortaya çıktığında insanları aldatmak için ne kullanacak? 2. Selanikliler 2:9, 10 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S7. Bir kimse, kurum veya öğretiş, ışığın, sevginin ve barışın dilini kullanıyorsa, bu onun doğru mu yanlış mı olduğunu anlamak için yeterli değil midir? 2. Korintliler 11:14 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S8. Kutsal Yazı son günlerde hangi tür “mucizevi” aldatmacaları duyacağımıza, hatta bunlara tanık olacağımıza dair bizi uyarıyor? Vahiy 16:13, 14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Son günlerde düşmüş meleklerin, yani cinlerin çalışması yeryüzünde yaygınlaşacak. Bunlar, aldatıcı işlerini yapmaları için “medyum” olan ya da kendilerini “geçit yolu” haline getirenler aracılığıyla mucizeler gerçekleştirecekler. Amaçları insanların Allah’ı övmek yerine kendilerine övgü sunmalarını sağlamaktır. Pek çok kişi ökült faaliyetlere (satanızm, medyumluk ve falcılık) ve paranormal (doğaüstü) olana duydukları merak nedeniyle cinlerin hayatlarında faaliyet göstermelerine açık davetiye vermektedirler.
S9. Gözlerimize inanamazsak, neye inanacağımızdan nasıl emin olabiliriz? Yeşaya 8:19, 20 ve Yasanın Tekrarı 13:1–4 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Doğaüstü bir olay gördüğümüzde, bilhassa bu şifa verme gibi görünürde iyi sonuçları olan bir olaysa, bunu Allah’ın gerçekleştirdiğine inanmak kolaydır. Şeytan’ın gerçekleştirebileceği her tür mucizenin yalnızca yanılsama olacağı varsayılabilir. Ancak okumuş olduğumuz son ayetlere göre hiç de öyle değil. Allah, Şeytan’a gerçek mucizeler yapabilme iznini vermiştir. Hatta aslında düşmüş bir melek olan Şeytan başlangıçtan beri doğaüstü güçlere sahiptir (Matta 4:8 ayetine bakın). Dünyada pek çok kişi uçan daireler, ölüme yaklaşma tecrübeleri, güya ölülerin göründüğü seanslar, tılsımlar, kristaller, iksirler, sihirler ve her türden büyülü şeyler gibi doğaüstü olayların kaynağına ilgi duyuyorlar. Bu fenomenlerin pek çoğu kandırmaca değil, gerçek cin gücüdür, bu nedenle Allah’a ve hakikate iletmezler. Bir kimse bunlara ilgi gösterirse, Şeytan’ın kendi hayatını ve kaderini denetlemesi için kapıyı ardına kadar açar.
Yüzyıllardır sahte ruhsal işçiler yaptıkları işe ilgi çekebilmek için ritm, davullar, dans, dönüş ve ahenkli okumalar içeren yöntemlerle hipnotizma ve transa geçmeyi kullanmışlardır. Bazı durumlarda insanlar nefesleri kesilerek yere düşmekte, hatta havada süzülme gibi doğaüstü tezahürler göstermektedirler. Bazıları güya “ruhsal bir dil” olan, anlaşılmaz sözler söylerler. Bu, imanlıların bilinen dillerle konuştukları Pentekost günü deneyimine aslında hiç benzer değildir. Bu insanların niyetleri halis olabilir, ama belli ki yanlış yönlendirilmektedirler. Dışarıdan bakanlar muhtemelen doğaüstü olayları Allah’ın yönlendirmesinin bir işareti olarak görmektedir. Fakat Allah bize hakikatin sınayıcısı olarak doğaüstü tezahürleri değil, kendi sözünü vermiştir. İsa, Matta 16:4 ayetinde kayıtlı olan sözlerinde şöyle diyor: “Kötü ve vefasız kuşak bir belirti istiyor! Ama ona Yunus’un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek.”
Rabb’in büyük ve korkunç gününden önce İlyas’ın geleceği vaadi, Mesih’in ilk gelişinde Vaftizci Yahya tarafından yerine getirildi. Mesih’in tekrar gelişinden önce İlyas’ın ruhu ve yetkisiyle başka bir ıslahat çağrısı yapılacaktır. Bunu Vahiy 18:4 ve başka ayetlerde görmekteyiz. Allah’ın gerçek bir İlyas bildirisi ve gerçek bir Kutsal Ruh meshi var. Şeytan’da kendi sahtesi var ve dünyayı kandırma çabasıyla bunu etkin bir şekilde kullanıyor. Farkı nasıl anlayacağız?
Yasanın Tekrarı 13:1–4 ayetleri bize belirti gösterebilen herkese inanmamamızı, fakat Allah’ın emirlerini tutmamızı bildirmektedir. Vahiy 14:12 ayeti, ahir zamanda İsa’nın imanına sahip ve Şabat emrini de içeren Allah’ın emirlerini tutan bir topluluğa işaret etmektedir. Kutsal Ruh mucizeleri yalnızca bu gerçekle uyumlu olarak gerçekleştirecektir.
Sahte bir dinde doğaüstü tezahürler ve işlere dayalı bir öğreti hakimdir. Başka bir deyişle, sahte bir din Allah’ın merhametini kazanmak için yapılan, Kutsal Yazılar’a dayanmayan törensel ibadetleri, ayinleri ve gelenekleri talep eder.
S10. Allah bize hakikati yalandan ayırt edebilmemiz için ne verdi? Matta 24:11–14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu ayetlerde İsa öğrencilerini dört şeyin çöküşüne karşı uyarıyor. Sahte peygamberlerin olacağını söyledi. Sahte peygamberler sahte müjdeyi öğretirler. Kötülüklerin çoğalacağını, yani, Allah’ın yasasına karşı umursamazlığın artacağını söyledi. Birçoklarının sevgisinin soğuyacağını söyledi. Bunların aksine, şu dört unsuru geliştirirsek, İsa’nın dönüşünden hemen önce meydana gelecek olan sağlam temele sahip oluruz. İşte bölümden dört teminat: (1) gerçek peygamberler, (2) gerçek müjde, (3) gerçek yasa, ve (4) gerçek sevgi. Sahte hareketlerde bu dört unsurdan biri veya daha fazlası eksik olacaktır.
S11. Allah halen mucizeler yapıyor mu? Markos 16:15–20 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tabii ki Allah halen mucizeler yapmaktadır. O’nun en büyük mucizesi yozlaşmış insan kalplerini İsa Mesih’e iman yoluyla dönüştürmesidir (Yeremya 13:23; 2. Korintliler 5:17). Kalplerimizin gizli yerinde gerçekleşen bu mucize, diğer tüm doğaüstü tezahürlerden üstündür, zira sonsuz hayat vermektedir. Ayrıca İsa’nın gücüyle her gün gerçekleşen fiziksel şifalar da vardır. Bunlar daima Kutsal Yazılar’da ortaya konulmuş iman ilkeleriyle uyumludur, hiçbir zaman onlardan ayrı değildir.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Fatma Ekrem’le ilgili olarak grubun geri kalanına ne diyeceğini düşünerek endişeleniyordu. Ekrem’in kendisi hakkında dedikodu yapıyormuş hissine kapılmasına neden olup keyfini kaçırmamak için, konuyu Kutsal Kitap çalışma grubunun önüne getirerek dua istemeden önce bizzat Ekrem’le konuşmaya karar verdi.
Fatma’nın planı iyi bir fikirdi, ancak o akşam Ekrem’le konuşmasına fırsat kalmadan konu kendiliğinden açıldı.
Topluluk bir araya gelerek, Afife’nin getirdiği börekleri yemişlerdi. Ana dersten önce misafir salonunda daire şeklinde otururlarken, Gül söz aldı: “Hepinizle paylaşmak istediğim gerçekten ilham verici olan bir bölüm var. Çoğunuzun bildiği gibi, her sabah okula gitmeden önce 15 dakika Kutsal Kitap okuyorum. Bölüm, Filipililer 2:13–15 ayetleri. “Çünkü kendisini hoşnut edeni hem istemeniz hem de yapmanız için sizde etkin olan Tanrı’dır. Her şeyi söylenmeden ve çekişmeden yapın ki, yaşam sözüne sımsıkı sarılarak aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladığınız bu eğri ve sapık kuşağın ortasında kusursuz ve saf, Tanrı’nın lekesiz çocukları olasınız.”
Herkes bunun güzel bir bölüm olduğuna hemfikirdi ve her biri karanlık bir dünyada ışık olmanın anlamını derinlemesine düşünürken bir anlığına tatlı bir sessizlik oldu. Sonra Ekrem yüzünde gülümsemeyle konuştu: “Evet, boynumda asılı bu tılsım taşı gibi.” Gömleğinin içinden bir kolye çekip çıkarttı, ucunda morumsu renkli uzun bir taş vardı. “Küçük ama o kadar güçlü bir enerjisi var ki göklerin yüce güçleriyle bağlantı kuruyorum. Ben yalnızca Evrensel Kalp’in bir parçasıyım, bu da bilincimin Evrenin Yüce Gücü’yle aynı frekansta ışımasını sağlıyor.”
Herkes Ekrem’e gözlerini dikti. Sonra Fatma söz aldı: “Ekrem, bunlar senin düşüncelerin mi, yoksa başkasının mı?
Filiz saldırgan bir tonla araya girdi: “Bunlar ezelî ve ebedî fikirler; yeryüzünde zamanın öncesinden beri var olan fikirler… biz bunları ancak şimdi keşfediyoruz. Hepimizin enerji noktaları var, vücudumuzda bulunan sekiz enerji noktasını meditasyon yoluyla aydınlatabiliriz.”
Ekrem elini “yavaşla biraz” dercesine eşinin omzuna koydu ve sözüne devam etti: “Bir şifacıyla görüşmeye başladım, sağlığın ve zenginliğin bağlantılı olduğunu görmeme yardım ediyor, ben de meditasyon yoluyla her ikisine ve iç huzuruyla mutluluğa sahip olacağım.”
Mehmet Ekrem’e sordu: “Sorduğum için bağışla, fakat bu şifacı adam Allah’a mı ibadet ediyor? Yani Yaratıcımız olan Allah’a?”
Ekrem: “Aslında, her birimizin Tanrısallığın bir parçasına sahip olduğumuzu öğretiyor. Ayrıca evet, bu bizim inandığımız Allah’la aynı. Büyük öğretmenlerden birinin dediği gibi: ‘Bir can var canında o canı ara!.. Ey yürüyüp giden dost, bütün gücünle ara, ama dışarıda değil aradığını kendinde ara.’”
Ekrem’in aldanışının ciddiyetini tam olarak kavrayamayan Yusuf küçük bir espri yaptı: “Amca, bu adama bir Kutsal Kitap götürüp ona Kutsal Yazılar’dan bir–iki şey öğretsen iyi olur derim.”
Mehmet söz aldı: “Ekrem Kardeş, Kutsal Kitap üzerindeki bu ruhsal yolculuğumuzda birlikte çok yol kat ettik. Fakat şimdi paylaştığın şey doğru yoldan ciddi bir sapma anlamına geliyor. Hatta Gül’ün biraz önce okuduğu bölümde şöyle diyor…” Mehmet açık olan Kutsal Kitap’ı eline alarak yüksek sesle okumaya başladı: “Mesih İsa’daki düşünce sizde de olsun. Mesih, Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı’ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama kul özünü alıp insan benzeyişinde doğarak ululuğunu bir yana bıraktı. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı. Bunun için de Tanrı O’nu pek çok yükseltti ve O’na her adın üstünde olan adı bağışladı. Öyle ki, İsa’nın adı anıldığında gökteki, yerdeki ve yer altındakilerin hepsi diz çöksün ve her dil, Baba Tanrı’nın yüceltilmesi için İsa Mesih’in Rab olduğunu açıkça söylesin.”[2]
Filiz araya girdi: “İsa, İsa! Bu topluluk hep O’nun hakkında konuşuyor!”
Afife arkadaşına acıma ifadesiyle baktı: “Kardeşim, Mehmet’in henüz okuduğu şeyi duydun mu? İsa herkesin konuşması gereken Kişi! Herkes diz çökecek. Başka bir deyişle, her hakikat, her din, her kuram O’na teslim olur. İbraniler 1. bölümde bunu Baba’nın bu şekilde tasarladığı ve onayladığı söyleniyor. İsa Yol, Gerçek ve Yaşam’dır.”
Ekrem küçük tılsımını gömleğinin içine geri sokarak ayağa kalkıp şöyle dedi: “Sadece şunu demek istiyorum, hepinizi seviyorum ve bilincimi görünmeyen bir dünyaya ve hepimizin bir parçası olduğu Evrensel Ruh’a karşı uyandırdığımı hepiniz göreceksiniz.” Bu sözlerle birlikte o ve Filiz kalkıp gittiler.
Fatma onları geri getirmeye çalıştı, fakat dönmek istemediler. Onlar ayrıldıktan sonra grup onlar için dua etti ve olan bitenle bunların ne anlama geldiği hakkında ayrıntılı olarak konuştular. Reşat gelmiyordu, şimdiyse Ekrem’le Filiz gitmişlerdi. Gruplarına ne oluyordu? Hepsi ruhsal bir savaşta yer aldıklarını ve riskin çok büyük olduğunu biliyordu.
S12. Son günlere ilişkin olarak Kutsal Yazı’da hangi uyarı verilmektedir? 1. Timoteos 4:1–3 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Günümüzde pek çok kimse, ulusların önderlerinin büyük kısmı dahil olmak üzere, kadim ve modern ruhçulardan, medyumlardan ve mistiklerden tavsiyeler alıyor. Ruhçuluk dinsel dünyayı şu yalan öğretilerle istila etmiştir: ruhun ölümsüzlüğü (ruhun sonsuza dek yaşadığı veya öldükten sonra yeni bedende dirildiği fikri), panteizm (Allah’ın doğanın bir parçası olduğu, ya da doğanın bir şekilde Tanrı olduğu inancı) ve mistisizm (bir şekilde Tanrısallığın içine işlediğimiz inancı).
S13. Pek çok kişi gizemli olanın peşine düşerek ruhsal konulardaki meraklarını tatmin ediyor. Kutsal Kitap “gizemler”le ilgili olarak ne öğretiyor? Efesliler 1:9 ve Romalılar 16:25–27 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tüm dinler gerçek yol, ya da doğru yol olduklarını iddia ediyor. Fakat Kutsal Yazı’yı dikkatle araştırdığımızda pek çok sahte dinin ortak bir noktasının olduğunu görürüz: bilinemez olana odaklanırlar. Peygamberlerin ve İsa Mesih’in dininin farkı, aslında Allah’ın amaçlarının sırrını açıklamasıdır. Bu sır İsa’nın şahsında ortaya konmuştur. Mistisizmi ve gizemi öne çıkaran tüm dinler, Allah’ın tasarladığı vahyin harikasını gözden kaçırmaktadır. Allah’ın amacı hakikati gizlemek veya maskelemek değil, aksine herkesin anlayabileceği şekilde açık ve basit bir hale getirmektir.
Kutsal Kitap şöyle diyor: “Tanrı’nın sizin yararınıza bana verdiği görevle kilisenin hizmetkârı oldum. Görevim, Tanrı’nın sözünü, yani geçmiş çağlardan ve kuşaklardan gizlenmiş, ama şimdi O’nun kutsallarına açıklanmış olan sırrı eksiksiz duyurmaktır. Tanrı kutsallarına bu sırrın uluslar arasında ne denli yüce ve zengin olduğunu bildirmek istedi. Bu sırrın özü şudur: Mesih içinizdedir. Bu da size yüceliğe kavuşma umudunu veriyor. Her insanı Mesih’te yetkinleşmiş olarak Tanrı’ya sunmak için herkesi uyararak ve herkesi tam bir bilgelikle eğiterek Mesih’i tanıtıyoruz” (Koloseliler 1:25–28).
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
[1] Cinler Şeytan’ın isyanına katılmış olan düşmüş meleklerdir. Bakınız Matta 12:24– 28. Kutsal Kitap’ın KK çevirisi bunları “cin” sözcüğüyle tanımlıyor. Bu tercümedeki “cin” sözcüğü yalnızca bu şekilde anlaşılmalıdır.
[2] Bkz. Filipililer 2:5–11.
Yükselişi
Kutsal Kitap bize İsa’nın tekrar gelişinden önce ruhsal faaliyetlerde çarpıcı bir artış olacağını bildiriyor. Tüm yürekleri ve zihinleriyle, samimiyetle Allah’ı takip eden kişiler Allah’ın Kutsal Ruhu’ndan artan ölçüde alacaklar. Kalpleri sevinç ve huzurla dolacak. Dünyevi ilgilerden uzaklaşacaklar. Müjdeyi paylaşırlarken, Elçilerin İşleri kitapçığında kayıtlı olanlara benzeyen mucizeler tecrübe edecekler. İhtiyacı olanlara hizmette bulunurlarken, gerçek iyileştirme mucizeleri ve Allah’ın merhametinin başka örnekleri çoğalacak. En önemlisi, Mesih’in hayatına gitgide daha çok benzeyen hayatlarda ruhsal çalışma ürünler verecek.
Ne var ki, Allah’ın Ruhu’nun bu muhteşem tezahürünün doğrudan bir sahtesi olarak, Şeytan büyük ruhsal bir aldatmaca tertipleyecek. Doğaüstü olana ilgi, cinlerle[1] konuşmaya merak ve hatta Şeytan’a ibadet yaygınlaşacak.
Bu dersimizde Allah’ın Kutsal Ruhu’yla nasıl uyum içinde yürüyebileceğimizi göreceğiz ve Şeytan’la onun karanlık güçlerine karşı uyarılarak önlemimizi alacağız.
S1. İsa’nın on kız benzetmesi O’nun gelişinden önce mevcut olacak koşulları anlamamıza nasıl yardımcı olur? Matta 25:1–13 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu tanım, İsa’nın tekrar gelişinden önceki zamanların ve bu zamanda yaşayan imanlıların durumunu simgeler. İsa damat olarak tasvir edilmektedir. Bakiye kilise ve üç melek mesajı derslerinde gördüğümüz gibi, iffetli kadın Allah’ın kilisesini simgeler. Benzetmede, “kızlar” (kilise mensupları) arasında yanlarına “fazladan yağ” alarak hazırlık yapanların olacağı anlatılmaktadır. Bu “yağ” onların “damat”la bir araya gelmelerini ve göğün zevklerini simgeleyen şölene girmelerini sağlayacaktır. Diğerleri hazırlıksızdır ve sonunda dışarıda kalacaklardır.
S2. Benzetmede yağ ve kandiller neyi simgeler? Matta 5:14–16; Yuhanna 8:12 ve Romalılar 8:9 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Biz dünyanın ışığıyız ve İsa da dünyanın ışığıdır. Biz ancak İsa Kutsal Ruh aracılığıyla içimizde yaşıyorsa dünyanın ışığı olabiliriz. Tıpkı bir kandilin yanar halde kalabilmesi için yağa ihtiyacı olduğu gibi, Allah’ın halkının tamamının ihtiyaç duyduğu yağ da Kutsal Ruh’tur.
Vaftizci Yahya, Yuhanna 3:28, 29 ayetlerinde kayıtlı olan sözlerinde, kendisini bu akıllı kızlardan biri olarak tanımlamaktadır. “‘Ben Mesih değilim, ama O’nun öncüsü olarak gönderildim’ dediğime siz kendiniz tanıksınız. Gelin kiminse, güvey odur. Ama güveyin yanında duran ve onu dinleyen dostu onun sesini işitince çok sevinir. İşte benim sevincim böylece tamamlandı.” Vaftizci Yahya Kutsal Ruh’la doluydu (Luka 1:15).
S3. Vaftizci Yahya’nın Kutsal Ruh’la dolu olarak gelip Mesih’in ilk gelişini duyurduğu gibi, Mesih’in ikinci gelişini duyurmaya kim gelecektir? Malaki 4:5 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu ayetlerde İlyas’ın kendine özgü bir peygamberlik bildirisini örneklediği anlaşılıyor. İlyas açık bir ıslahat mesajı getiren bir peygamberdi. İlyas, Ahav ve İzebel’in hüküm sürdükleri dönemde putlara tapmaya karşı çıkmıştı. İlyas’ın bildirisi insanları dünyasallıktan uzaklaşmaya ve kutsallığa gelmeye çağıran son zaman mesajlarıyla bağlantılıdır. Doğru bir kişi ve sonunda şehit olan Vaftizci Yahya, İlyas’la aynı bildiriyi duyurmuştur. Hatta öyle ki, Matta 11:9–15 ayetlerinde kayıtlı olan sözlerinde İsa, Vaftizci Yahya’nın Malaki 4:5 ayetindeki peygamberlik sözünün doğrudan gerçekleşmesi olduğunu söylemiştir.
S4. İlyas’ın bildirisi neydi? 1. Krallar 18:21 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu bildiri Vahiy 18:4 ayetinde betimlendiği şekilde son günlerde duyurulacak olan bildiriyle aynıdır. Allah’ın tarafında olmayı tercih ettiğimizde kötülükten tamamen uzaklaşma vaadinde bulunuruz.
S5. İlyas’ta bu mesajı bu kadar etkili hale getiren ne vardı? 2. Krallar 2:9 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
İlyas, Allah’ın Kutsal Ruhu’yla doluydu. Son günlerde verilecek bildiri de aynı şekilde gerçekten Kutsal Ruh’un gücünden kaynaklanan bir hareket olacak (Yoel 2:28, 29). Değerli okuyucu, Allah sizi Mesih’e hizmetinizde Kutsal Ruhu’nun hakiki meshedişiyle meshetsin. Bu Allah’ın sizin için arzusudur (Luka 11:13). Yuhanna 4:23 ayeti şöyle diyor: “İçtenlikle tapınanların Baba’ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor.”
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
“İnsanların bu kadar kısa bir zamanda nasıl bu kadar akılları karışabilir?” Fatma kendi kendine sordu. Fatma mutfak masasında oturuyor, eleriyle cep telefonunu kurcalıyordu.
Türkan elinde bir paspas kovasıyla mutfağa girdi: “Neyin var, kızım?”
“Az önce telefonda Filiz’le konuştum. İnanmayacaksın ama Ekrem bir tür ruhçuya gidiyormuş! Ekrem’in araba kazasından beri süren bir ağrısı olduğunu biliyorsun. Filiz’i ziyaret edip kahve falı bakan bir kadın bu adamı bulmuş ve Ekrem’in onu görmesini tavsiye etmiş. Bu adam kendisine “şifacı” diyor ve enerjiyi kişiye dokunması bile gerekmeden elleriyle yönlendirdiğini söylüyormuş. Bu enerjiye “sevgi enerjisi” diyormuş, tüm olay bir insanı güneşin sürekli olarak yanmasını sağlayan enerjiyle uyumlu hale getiren sözde ışık, ses ve renk titreşimlerine dayalıymış. Filiz bundan o kadar heyecanlanmış ki bana söylemek için aradı.”
Türkan, “Hımm” dedi, “birkaç yıl önce buna benzer bir şey öğreten bir derneğe mensup bir kadın tanımıştım. Kesinlikle Kutsal Yazı öğretisine aykırı. Ekrem neden böyle bir şeyin peşinden gitsin?”
Fatma yanıtladı: “Bana kalırsa ‘ilginç’ olan şeylerle ilgilendiği kadar ‘gerçek’ olanla ilgilenmiyor.”
“Tehlike şurada ki, baş ağrılarından geçici olarak kurtulsa da, cinlerin egemenlik alanında aşık atması hakikatten uzaklaşmasına neden olabilir.”
Fatma endişeli görünüyordu ve “Haydi şimdi Ekrem ve Filiz için dua edelim” dedi.
Türkan paspas kovasını yere bıraktı ve el ele tutuşup diz çökerek dostları için dua ettiler. (Devam edecek)
“Ruhsal güç” arayan pek çok kişinin ihmal ettiği gerçek, asıl aramamız gerekenin “Kutsal Ruh” ya da “kutsallık ruhu” olduğudur. Yalnızca “ruhsal güç”ü arayarak tehlikeli bir tuzağa düşüyorlar.
S6. Mesih karşıtı ortaya çıktığında insanları aldatmak için ne kullanacak? 2. Selanikliler 2:9, 10 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
S7. Bir kimse, kurum veya öğretiş, ışığın, sevginin ve barışın dilini kullanıyorsa, bu onun doğru mu yanlış mı olduğunu anlamak için yeterli değil midir? 2. Korintliler 11:14 ayetini okuyun.
Y. __________________________________________________
S8. Kutsal Yazı son günlerde hangi tür “mucizevi” aldatmacaları duyacağımıza, hatta bunlara tanık olacağımıza dair bizi uyarıyor? Vahiy 16:13, 14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Son günlerde düşmüş meleklerin, yani cinlerin çalışması yeryüzünde yaygınlaşacak. Bunlar, aldatıcı işlerini yapmaları için “medyum” olan ya da kendilerini “geçit yolu” haline getirenler aracılığıyla mucizeler gerçekleştirecekler. Amaçları insanların Allah’ı övmek yerine kendilerine övgü sunmalarını sağlamaktır. Pek çok kişi ökült faaliyetlere (satanızm, medyumluk ve falcılık) ve paranormal (doğaüstü) olana duydukları merak nedeniyle cinlerin hayatlarında faaliyet göstermelerine açık davetiye vermektedirler.
S9. Gözlerimize inanamazsak, neye inanacağımızdan nasıl emin olabiliriz? Yeşaya 8:19, 20 ve Yasanın Tekrarı 13:1–4 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Doğaüstü bir olay gördüğümüzde, bilhassa bu şifa verme gibi görünürde iyi sonuçları olan bir olaysa, bunu Allah’ın gerçekleştirdiğine inanmak kolaydır. Şeytan’ın gerçekleştirebileceği her tür mucizenin yalnızca yanılsama olacağı varsayılabilir. Ancak okumuş olduğumuz son ayetlere göre hiç de öyle değil. Allah, Şeytan’a gerçek mucizeler yapabilme iznini vermiştir. Hatta aslında düşmüş bir melek olan Şeytan başlangıçtan beri doğaüstü güçlere sahiptir (Matta 4:8 ayetine bakın). Dünyada pek çok kişi uçan daireler, ölüme yaklaşma tecrübeleri, güya ölülerin göründüğü seanslar, tılsımlar, kristaller, iksirler, sihirler ve her türden büyülü şeyler gibi doğaüstü olayların kaynağına ilgi duyuyorlar. Bu fenomenlerin pek çoğu kandırmaca değil, gerçek cin gücüdür, bu nedenle Allah’a ve hakikate iletmezler. Bir kimse bunlara ilgi gösterirse, Şeytan’ın kendi hayatını ve kaderini denetlemesi için kapıyı ardına kadar açar.
Yüzyıllardır sahte ruhsal işçiler yaptıkları işe ilgi çekebilmek için ritm, davullar, dans, dönüş ve ahenkli okumalar içeren yöntemlerle hipnotizma ve transa geçmeyi kullanmışlardır. Bazı durumlarda insanlar nefesleri kesilerek yere düşmekte, hatta havada süzülme gibi doğaüstü tezahürler göstermektedirler. Bazıları güya “ruhsal bir dil” olan, anlaşılmaz sözler söylerler. Bu, imanlıların bilinen dillerle konuştukları Pentekost günü deneyimine aslında hiç benzer değildir. Bu insanların niyetleri halis olabilir, ama belli ki yanlış yönlendirilmektedirler. Dışarıdan bakanlar muhtemelen doğaüstü olayları Allah’ın yönlendirmesinin bir işareti olarak görmektedir. Fakat Allah bize hakikatin sınayıcısı olarak doğaüstü tezahürleri değil, kendi sözünü vermiştir. İsa, Matta 16:4 ayetinde kayıtlı olan sözlerinde şöyle diyor: “Kötü ve vefasız kuşak bir belirti istiyor! Ama ona Yunus’un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek.”
Rabb’in büyük ve korkunç gününden önce İlyas’ın geleceği vaadi, Mesih’in ilk gelişinde Vaftizci Yahya tarafından yerine getirildi. Mesih’in tekrar gelişinden önce İlyas’ın ruhu ve yetkisiyle başka bir ıslahat çağrısı yapılacaktır. Bunu Vahiy 18:4 ve başka ayetlerde görmekteyiz. Allah’ın gerçek bir İlyas bildirisi ve gerçek bir Kutsal Ruh meshi var. Şeytan’da kendi sahtesi var ve dünyayı kandırma çabasıyla bunu etkin bir şekilde kullanıyor. Farkı nasıl anlayacağız?
Yasanın Tekrarı 13:1–4 ayetleri bize belirti gösterebilen herkese inanmamamızı, fakat Allah’ın emirlerini tutmamızı bildirmektedir. Vahiy 14:12 ayeti, ahir zamanda İsa’nın imanına sahip ve Şabat emrini de içeren Allah’ın emirlerini tutan bir topluluğa işaret etmektedir. Kutsal Ruh mucizeleri yalnızca bu gerçekle uyumlu olarak gerçekleştirecektir.
Sahte bir dinde doğaüstü tezahürler ve işlere dayalı bir öğreti hakimdir. Başka bir deyişle, sahte bir din Allah’ın merhametini kazanmak için yapılan, Kutsal Yazılar’a dayanmayan törensel ibadetleri, ayinleri ve gelenekleri talep eder.
S10. Allah bize hakikati yalandan ayırt edebilmemiz için ne verdi? Matta 24:11–14 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Bu ayetlerde İsa öğrencilerini dört şeyin çöküşüne karşı uyarıyor. Sahte peygamberlerin olacağını söyledi. Sahte peygamberler sahte müjdeyi öğretirler. Kötülüklerin çoğalacağını, yani, Allah’ın yasasına karşı umursamazlığın artacağını söyledi. Birçoklarının sevgisinin soğuyacağını söyledi. Bunların aksine, şu dört unsuru geliştirirsek, İsa’nın dönüşünden hemen önce meydana gelecek olan sağlam temele sahip oluruz. İşte bölümden dört teminat: (1) gerçek peygamberler, (2) gerçek müjde, (3) gerçek yasa, ve (4) gerçek sevgi. Sahte hareketlerde bu dört unsurdan biri veya daha fazlası eksik olacaktır.
S11. Allah halen mucizeler yapıyor mu? Markos 16:15–20 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tabii ki Allah halen mucizeler yapmaktadır. O’nun en büyük mucizesi yozlaşmış insan kalplerini İsa Mesih’e iman yoluyla dönüştürmesidir (Yeremya 13:23; 2. Korintliler 5:17). Kalplerimizin gizli yerinde gerçekleşen bu mucize, diğer tüm doğaüstü tezahürlerden üstündür, zira sonsuz hayat vermektedir. Ayrıca İsa’nın gücüyle her gün gerçekleşen fiziksel şifalar da vardır. Bunlar daima Kutsal Yazılar’da ortaya konulmuş iman ilkeleriyle uyumludur, hiçbir zaman onlardan ayrı değildir.
Parlak Yıldızlar Dizisi (Filipililer 2:14–16)
Fatma Ekrem’le ilgili olarak grubun geri kalanına ne diyeceğini düşünerek endişeleniyordu. Ekrem’in kendisi hakkında dedikodu yapıyormuş hissine kapılmasına neden olup keyfini kaçırmamak için, konuyu Kutsal Kitap çalışma grubunun önüne getirerek dua istemeden önce bizzat Ekrem’le konuşmaya karar verdi.
Fatma’nın planı iyi bir fikirdi, ancak o akşam Ekrem’le konuşmasına fırsat kalmadan konu kendiliğinden açıldı.
Topluluk bir araya gelerek, Afife’nin getirdiği börekleri yemişlerdi. Ana dersten önce misafir salonunda daire şeklinde otururlarken, Gül söz aldı: “Hepinizle paylaşmak istediğim gerçekten ilham verici olan bir bölüm var. Çoğunuzun bildiği gibi, her sabah okula gitmeden önce 15 dakika Kutsal Kitap okuyorum. Bölüm, Filipililer 2:13–15 ayetleri. “Çünkü kendisini hoşnut edeni hem istemeniz hem de yapmanız için sizde etkin olan Tanrı’dır. Her şeyi söylenmeden ve çekişmeden yapın ki, yaşam sözüne sımsıkı sarılarak aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladığınız bu eğri ve sapık kuşağın ortasında kusursuz ve saf, Tanrı’nın lekesiz çocukları olasınız.”
Herkes bunun güzel bir bölüm olduğuna hemfikirdi ve her biri karanlık bir dünyada ışık olmanın anlamını derinlemesine düşünürken bir anlığına tatlı bir sessizlik oldu. Sonra Ekrem yüzünde gülümsemeyle konuştu: “Evet, boynumda asılı bu tılsım taşı gibi.” Gömleğinin içinden bir kolye çekip çıkarttı, ucunda morumsu renkli uzun bir taş vardı. “Küçük ama o kadar güçlü bir enerjisi var ki göklerin yüce güçleriyle bağlantı kuruyorum. Ben yalnızca Evrensel Kalp’in bir parçasıyım, bu da bilincimin Evrenin Yüce Gücü’yle aynı frekansta ışımasını sağlıyor.”
Herkes Ekrem’e gözlerini dikti. Sonra Fatma söz aldı: “Ekrem, bunlar senin düşüncelerin mi, yoksa başkasının mı?
Filiz saldırgan bir tonla araya girdi: “Bunlar ezelî ve ebedî fikirler; yeryüzünde zamanın öncesinden beri var olan fikirler… biz bunları ancak şimdi keşfediyoruz. Hepimizin enerji noktaları var, vücudumuzda bulunan sekiz enerji noktasını meditasyon yoluyla aydınlatabiliriz.”
Ekrem elini “yavaşla biraz” dercesine eşinin omzuna koydu ve sözüne devam etti: “Bir şifacıyla görüşmeye başladım, sağlığın ve zenginliğin bağlantılı olduğunu görmeme yardım ediyor, ben de meditasyon yoluyla her ikisine ve iç huzuruyla mutluluğa sahip olacağım.”
Mehmet Ekrem’e sordu: “Sorduğum için bağışla, fakat bu şifacı adam Allah’a mı ibadet ediyor? Yani Yaratıcımız olan Allah’a?”
Ekrem: “Aslında, her birimizin Tanrısallığın bir parçasına sahip olduğumuzu öğretiyor. Ayrıca evet, bu bizim inandığımız Allah’la aynı. Büyük öğretmenlerden birinin dediği gibi: ‘Bir can var canında o canı ara!.. Ey yürüyüp giden dost, bütün gücünle ara, ama dışarıda değil aradığını kendinde ara.’”
Ekrem’in aldanışının ciddiyetini tam olarak kavrayamayan Yusuf küçük bir espri yaptı: “Amca, bu adama bir Kutsal Kitap götürüp ona Kutsal Yazılar’dan bir–iki şey öğretsen iyi olur derim.”
Mehmet söz aldı: “Ekrem Kardeş, Kutsal Kitap üzerindeki bu ruhsal yolculuğumuzda birlikte çok yol kat ettik. Fakat şimdi paylaştığın şey doğru yoldan ciddi bir sapma anlamına geliyor. Hatta Gül’ün biraz önce okuduğu bölümde şöyle diyor…” Mehmet açık olan Kutsal Kitap’ı eline alarak yüksek sesle okumaya başladı: “Mesih İsa’daki düşünce sizde de olsun. Mesih, Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı’ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama kul özünü alıp insan benzeyişinde doğarak ululuğunu bir yana bıraktı. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı. Bunun için de Tanrı O’nu pek çok yükseltti ve O’na her adın üstünde olan adı bağışladı. Öyle ki, İsa’nın adı anıldığında gökteki, yerdeki ve yer altındakilerin hepsi diz çöksün ve her dil, Baba Tanrı’nın yüceltilmesi için İsa Mesih’in Rab olduğunu açıkça söylesin.”[2]
Filiz araya girdi: “İsa, İsa! Bu topluluk hep O’nun hakkında konuşuyor!”
Afife arkadaşına acıma ifadesiyle baktı: “Kardeşim, Mehmet’in henüz okuduğu şeyi duydun mu? İsa herkesin konuşması gereken Kişi! Herkes diz çökecek. Başka bir deyişle, her hakikat, her din, her kuram O’na teslim olur. İbraniler 1. bölümde bunu Baba’nın bu şekilde tasarladığı ve onayladığı söyleniyor. İsa Yol, Gerçek ve Yaşam’dır.”
Ekrem küçük tılsımını gömleğinin içine geri sokarak ayağa kalkıp şöyle dedi: “Sadece şunu demek istiyorum, hepinizi seviyorum ve bilincimi görünmeyen bir dünyaya ve hepimizin bir parçası olduğu Evrensel Ruh’a karşı uyandırdığımı hepiniz göreceksiniz.” Bu sözlerle birlikte o ve Filiz kalkıp gittiler.
Fatma onları geri getirmeye çalıştı, fakat dönmek istemediler. Onlar ayrıldıktan sonra grup onlar için dua etti ve olan bitenle bunların ne anlama geldiği hakkında ayrıntılı olarak konuştular. Reşat gelmiyordu, şimdiyse Ekrem’le Filiz gitmişlerdi. Gruplarına ne oluyordu? Hepsi ruhsal bir savaşta yer aldıklarını ve riskin çok büyük olduğunu biliyordu.
S12. Son günlere ilişkin olarak Kutsal Yazı’da hangi uyarı verilmektedir? 1. Timoteos 4:1–3 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Günümüzde pek çok kimse, ulusların önderlerinin büyük kısmı dahil olmak üzere, kadim ve modern ruhçulardan, medyumlardan ve mistiklerden tavsiyeler alıyor. Ruhçuluk dinsel dünyayı şu yalan öğretilerle istila etmiştir: ruhun ölümsüzlüğü (ruhun sonsuza dek yaşadığı veya öldükten sonra yeni bedende dirildiği fikri), panteizm (Allah’ın doğanın bir parçası olduğu, ya da doğanın bir şekilde Tanrı olduğu inancı) ve mistisizm (bir şekilde Tanrısallığın içine işlediğimiz inancı).
S13. Pek çok kişi gizemli olanın peşine düşerek ruhsal konulardaki meraklarını tatmin ediyor. Kutsal Kitap “gizemler”le ilgili olarak ne öğretiyor? Efesliler 1:9 ve Romalılar 16:25–27 ayetlerini okuyun.
Y. __________________________________________________
Tüm dinler gerçek yol, ya da doğru yol olduklarını iddia ediyor. Fakat Kutsal Yazı’yı dikkatle araştırdığımızda pek çok sahte dinin ortak bir noktasının olduğunu görürüz: bilinemez olana odaklanırlar. Peygamberlerin ve İsa Mesih’in dininin farkı, aslında Allah’ın amaçlarının sırrını açıklamasıdır. Bu sır İsa’nın şahsında ortaya konmuştur. Mistisizmi ve gizemi öne çıkaran tüm dinler, Allah’ın tasarladığı vahyin harikasını gözden kaçırmaktadır. Allah’ın amacı hakikati gizlemek veya maskelemek değil, aksine herkesin anlayabileceği şekilde açık ve basit bir hale getirmektir.
Kutsal Kitap şöyle diyor: “Tanrı’nın sizin yararınıza bana verdiği görevle kilisenin hizmetkârı oldum. Görevim, Tanrı’nın sözünü, yani geçmiş çağlardan ve kuşaklardan gizlenmiş, ama şimdi O’nun kutsallarına açıklanmış olan sırrı eksiksiz duyurmaktır. Tanrı kutsallarına bu sırrın uluslar arasında ne denli yüce ve zengin olduğunu bildirmek istedi. Bu sırrın özü şudur: Mesih içinizdedir. Bu da size yüceliğe kavuşma umudunu veriyor. Her insanı Mesih’te yetkinleşmiş olarak Tanrı’ya sunmak için herkesi uyararak ve herkesi tam bir bilgelikle eğiterek Mesih’i tanıtıyoruz” (Koloseliler 1:25–28).
Okuyucular dua yoluyla bağlılık çağrısında bulunmalıdır.
[1] Cinler Şeytan’ın isyanına katılmış olan düşmüş meleklerdir. Bakınız Matta 12:24– 28. Kutsal Kitap’ın KK çevirisi bunları “cin” sözcüğüyle tanımlıyor. Bu tercümedeki “cin” sözcüğü yalnızca bu şekilde anlaşılmalıdır.
[2] Bkz. Filipililer 2:5–11.